Genel olarak devamsızlık, sürekli veya aralıklı biçimde çoğunlukla yasal olarak eğitime ayrılan gün ve saatlerde öğrencilerin derse katılmaması veya okulda hazır bulunmaması durumudur. Öğrencilerin okulda bulunup bulunmadıklarına dair yapılan kontrol işlemlerine ise yoklama denilmektedir.
Okula devam zorunluluğu veya devamsızlık durumunda cezayı da içeren tedbirlerin uygulanması ihtiyacı "eğitimin zorunlu olması" şartından kaynaklanmaktadır. Buna bağlı olarak okullardaki eğitim uygulamaları öğrencilerin kabul edilebilir süre, eğitimin gerektirdiği etkileşim sürecine katılmasını gerektirir. Bu katılım doğrudan okulda bulunmak şeklinde olabileceği gibi uzaktan eğitim uygulamalarında mekândan bağımsız olarak da mümkündür. Okula devam edilmesi beklentisinin temel sebebi, öğrencilerin eğitim hedeflerine ulaşabilmesi için özel olarak yapılandırılan çevresel şart ve uyarıcılarla yeterli düzeyde karşılaşmasının gerekliliğidir. Gerek yasal gerek akademik gerekse sosyal-duygusal gelişimin sağlıklı olması açısından bu etkileşim bir zarurettir.
Derse devam etme beklentisi sadece günümüz eğitim sistemlerine ait bir beklenti değildir. Mesela "kâtibülgaybe" isimli görevliler Memlükler döneminin önemli ilim mekânlarından olan hankahlarda görev almış ve hankah sakinlerinin ve sufilerin devamlarını tutmuşlardır. Osmanlı dönemi medrese eğitimlerinde talebelerin derslerine devam etmeleri beklenirdi. Kâtibülgaybeler derslere katılan kimseleri, geç gelenleri, katılamayanları hatta derste kaçırdıkları yerleri kayıt altına alırlardı. Derse devam medrese eğitimini sürdürmenin bir ön şartı gibiydi ve devamsızlık konusunda ısrarcı olan talebelere nasihat, medresenin bazı imkânlarından mahrumiyet, grup önünde uyarıda bulunma ve medreseden tamamıyla uzaklaştırma gibi müeyyideler de uygulanırdı.
Öğrencilerin derslerine devam durumları Millî Eğitim Bakanlığı mevzuatı için de önemli bir konudur. Yasal olarak ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında okula devam zorunludur ve okulda başarılı sayılmak ve mezun olmak için ön şarttır. Millî Eğitim Temel Kanunu'nda öğrencilerin devamıyla ilgili olarak okul yöneticilerinin, millî eğitim müdürlerinin ve mahallî mülkî idare amirlerinin gerekli tedbirleri alması gerektiği belirtilmekle beraber, öğrencilerin okula devamının sağlanması konusundaki yükümlülük yönetmelikçe veliye verilmiştir. Üniversitelerde ise devamlılık ve ders geçme şartları verilen eğitimin türüne göre farklılık göstermektedir. Örgün eğitim veren fakülte ve yüksekokullarda devam mecburiyeti bulunmaktadır.
Okul devamsızlığı veya öğrencinin bir derste hazır bulun(a)maması sebepsiz biçimde gerçekleşebileceği gibi kabul edilebilir bir sebebe de dayanabilir. Bu sebeple hangi durumların yasal olarak devamsızlıktan sayılacağı veya sayılmayacağı yönetmeliklerce belirlenir. Doğal afetler ve kazalar, disiplin cezaları, sağlık sorunları, adlî durumlar, okulun faaliyetleri, okul nöbetçiliği, birinci ders saati içinde gerçekleşen geç kalma gibi gerekçelere bağlı devamsızlıklar özürlü devamsızlıklardır ve belgelendirilerek kayıt altına alınırlar. Belirli bir süreye kadar özürlü devamsızlıklar ya devamsızlıktan sayılmaz ya da özürsüz devamsızlıktan ayrı biçimde değerlendirilir. Bazı disiplin cezaları öğrencilerin eğitimine bir süre ara vermesini gerektirdiğinden öğrencinin okuldan uzak kalmasına yani devamsızlığa sebep olmaktadır. Bu sebeple de okuldan uzak kalmalarına sebep olan bu tür cezalar yerine çeşitli okul içi hak mahrumiyetleri türünde cezaların uygulanması önerilmektedir.
Özürsüz devamsızlık, özürlü devamsızlık için belirtilen sebeplerin dışındaki sebeplerle yapılan devamsızlıklardır. Bunlar öğrencinin dönem sonu başarısını değerlendirirken kullanılır. Bir günde bulunan ders saatinin üçte ikisine veya daha fazlasına sebepsiz katılmayanların devamsızlığı bir gün, diğer devamsızlıklar ise yarım gün sayılır. Yönetmelikler bazı durumlar için (kaynaştırma, koruma altında olma gibi) devam-devamsızlık sürelerini farklılaştırsa da olağan durumlarda ortaöğretimde özürsüz biçimde yaptığı devamsızlık süresi on gün, bütün devamsızlıklarının toplamı da otuz günden fazla olan öğrenciler ders notları ne olursa olsun başarısız kabul edilerek durumları yazılı biçimde velilere iletilir. Her öğrencinin toplam devamsızlık gün sayıları karnelerinde gösterilir. Devamsızlık sebebiyle başarısız olan öğrenciler sınıf tekrarı yapar.
Özürsüz devamsızlık çoğunlukla sosyal sebeplere bağlı gerçekleşmektedir. Göç, ekonomik yetersizlik, ailevî sebepler (aile içi ihmal-istismar, parçalanmış aile koşulları, arkadaş çevresi gibi) devamsızlık konusunda ilk sıralarda yer almaktadır. Bunlara ek olarak ayrılık kaygısı, sınav kaygısı gibi kişisel faktörler de devamsızlık sebepleri arasında sayılabilir.
Türkiye'de bazı özel durumlara bağlı devamsızlıklar da oluşabilmektedir. Mevsimlik tarım işçileri, göçer ve yarı göçer ailelerin çocuklarının durumu buna örnektir. Bu aileler ve çocukları yılın belli zamanlarında özellikle hasat süresince tarlalarda çalışmak üzere ikametlerinden uzun süre ayrılmakta ve çocukların eğitime devamı sorun oluşturmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı'nın bu konudaki uygulaması bahsedilen aile çocuklarının bulundukları yerde açılan geçici mekânlarda eğitim almaları şeklindedir. Aşırı göç alan illerde öğrencilerin eğitimden mahrum kalmamaları için gerekli tedbirler alınmaktadır.