Yusuf Atılgan (1921–1989), modern Türk edebiyatının öncü romancı ve hikâyecilerindendir. Manisa’da doğan ve İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğrenim gören yazar, özellikle Aylak Adam (1959) ve Anayurt Oteli (1973) ile bireyin yalnızlığını, yabancılaşmasını, iletişimsizliğini ve iç dünyasındaki çatışmaları modernist bir bakışla ele almıştır. Ardında, tamamlanmamış Canistan romanı da dâhil olmak üzere önemli bir edebî miras bırakmıştır.
Çocukluk ve Gençlik
27 Haziran 1921’de Manisa’da doğan Atılgan’ın babası çiftçilikle uğraşmakta olup annesi ise ev hanımıydı. İlkokulu Manisa Gazi İlkokulu’nda, ortaöğrenimini Manisa Ortaokulu’nda tamamladı. Daha sonra Balıkesir Lisesi’ne geçti. Lise yıllarında edebiyata ilgisi arttı ve ilk yazılarını kaleme aldı. 1939’da girdiği İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 1944’te mezun oldu. Üniversite yıllarında edebiyat çevreleriyle tanıştı ve şiirleri ile yazıları çeşitli dergilerde yayımlandı.
Kariyer ve Başarılar
Mezuniyetinin ardından bir süre öğretmenlik yapan Atılgan, daha sonra Manisa’nın Hacırahmanlı köyüne dönerek çiftçilikle uğraştı. Edebiyat dünyasındaki ilk başarısını 1955’te Aylak Adam ile katıldığı Yunus Nadi Roman Armağanı’nda ödül alarak kazandı. Roman, 1959’da yayımlandığında modernist Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri kabul edildi. 1973’te yayımlanan Anayurt Oteli, edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırdı ve ilerleyen yıllarda tiyatroya ve sinemaya uyarlandı. Yazar ayrıca tamamlanmamış Canistan romanı, çeşitli hikâyeleri, denemeleri, şiirleri ve çocuklara yönelik masallarıyla da tanındı.
Yusuf Atılgan'ın Katıldığı Kitapların Dünyası Programı (Hayvanlarousse)
Kişisel Yaşamı
Üniversite sonrası köyüne dönerek çiftçilikle ilgilenen Atılgan, bu dönemde kırsal hayatı yakından gözlemledi. İstanbul’da bulunduğu zamanlarda edebiyat çevreleriyle ilişkisini sürdürdü. Evlendi ve bir oğul sahibi oldu. Hayatını çoğunlukla Manisa ve köyünde geçiren yazar, sakin, gözlemci ve içine kapanık kişiliğiyle tanındı.
Eserleri
- Romanlar: Aylak Adam (1959), Anayurt Oteli (1973), Canistan (yarım kalmış).
- Hikâyeler: “Evdeki”, “Saatların Tıkırtısı”, “Tutku”, “Kümesin Ötesi”, “Dedikodu”, “Yük”, “Yaşanmaz”, “Atılmış”, “Çıkılmayan”, “Bodur Minareden Öte”, “Ağaç”, “Eylemci”.
- Çocuk Kitapları: “Korkut’a Masal”, “Ceren’e Masal” (Ekmek Elden Süt Memeden içinde).
- Denemeler: “Akkuş’un Ölümü”, “Kendileri ve Kentleri”, “Sıradan Bir Gün”.
- Çeviriler: Aura, Televizyon Serüven Dizilerinde Kadınlar, Şiir ve Tarih, Bela Bartok ve Halk Müziği Araştırmaları, Konuşma Zamanı, Ecrisurlars, Zivko Djak, Ölümcül Hastalık, Korku ve Titreme, Toplumda Sanat.
- Şiirler: “Ölü Su”, “Ayrılık”.
Aylak Adam
Yazarın ilk romanı olan Aylak Adam, bireyin kent yaşamındaki yalnızlığını ve uyumsuzluğunu işler. Başkahraman C., kalabalıklar içinde ideal sevgiliyi ve yaşamın anlamını arar; yabancılaşma, aşk arayışı ve iletişimsizlik romanın ana temalarıdır.
Aylak Adam Romanı Hakkında Video (TRT2)
Anayurt Oteli
Anayurt Oteli’nin kahramanı Zebercet, taşra kasabasında bir otelin katibidir. Gecikmeli trenle gelen bir kadına duyduğu ilgi, onun rutin hayatını altüst eder. Kadının bir daha dönmemesi, Zebercet’i giderek yalnızlığa ve içsel çöküşe sürükler. Romanda yabancılaşma, iletişimsizlik ve intihar temaları öne çıkar.
Öyküler
Atılgan’ın öyküleri Bodur Minareden Öte, Eylemci ve çocuklara yönelik Ekmek Elden Süt Memeden kitaplarında toplanmıştır. Kasaba, köy ve şehir yaşamını farklı bağlamlarda ele alan bu öykülerde bireyin yalnızlığı, topluma ve aileye yabancılaşması, iletişimsizlik ve çıkış arayışları işlenir. Kahramanlar çoğunlukla aşk ya da kaçışta kurtuluş arar fakat sonuç çoğu kez hayal kırıklığıdır.
Edebi Anlayış
Atılgan’ın edebiyatında bireyin iç dünyası, yalnızlığı ve yabancılaşması merkezde yer alır. Anlatılarında bilinç akışı, iç monolog, iç çözümleme, geriye dönüş gibi modernist teknikler kullanır. Karakterleri toplumsal olaylardan çok içsel çatışmalarıyla belirginleşir. Aşk, çoğunlukla bireyi yalnızlıktan kurtaracak imkân olarak sunulsa da sonuçsuz kalır. Şehir, köy ve kasaba mekânlarında geçen anlatılarda ortak tema, modern hayatın bireyi çıkmaza sürüklemesidir.
Son Yıllar ve Ölümü
1980’li yıllarda yazın çalışmalarını sürdüren yazar, üzerinde çalıştığı Canistan romanını tamamlayamadı. 9 Ekim 1989’da İstanbul’da kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
Yusuf Atılgan'ın Ölüm Haberi, 10 Ekim 1989 (Milliyet Gazetesi)
Mirası
Yusuf Atılgan, Türk edebiyatında modern bireyin iç dünyasını işleyen ilk yazarlar arasında yer alır. Aylak Adam ve Anayurt Oteli, bireyin yabancılaşması ve yalnızlığını ele alan öncü romanlar olarak kalıcı bir etki ortaya koymuştur. Atılgan’ın kullandığı modernist teknikler sonraki kuşak yazarları etkilemiş, öykü ve roman anlayışında psikolojik çözümlemelerin gelişimine katkı sağlamıştır. Bugün eserleri hem akademik çalışmalara hem de edebî akımlara kaynaklık etmeye devam etmektedir.
Eleştirmenler ve Yazarların Yusuf Atılgan Hakkındaki Görüşleri
- Onat Kutlar, Aylak Adam için Atılgan’a yazdığı mektupta, yazında yeni bir kişiliğe rastlamış olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirmiştir.【1】
- Demirtaş Ceyhun, Aylak Adam’ı, Cumhuriyet kuşağının psikolojik durumunu çözümlemeye yönelik önemli bir başlangıç olarak değerlendirmiştir.【2】
- Fethi Naci, Atılgan’ın ilk romanındaki ustalığına dikkat çekmiş, her cümlenin titizlikle işlendiğini ve yazarın özgün bir üsluba sahip olduğunu belirtmiştir.【3】
- Can Yücel, Aylak Adam’ı “bir gençliğin olgunlaşma sıkıntılarının yankısını veren bir bunalım romanı” olarak tanımlamış ve bu eseri “memleket romanı” geleneğinden farklı bir akımın başlangıcı saymıştır.【4】
- Nurdan Gürbilek, Atılgan’ın dilini “benzetmesiz, yüksüz, neredeyse yoksun düşmüş” bir dil olarak yorumlamış; buna karşılık Ferda Fidan, yazarın Türkçenin inceliklerini kullandığını, felsefi ve tarihsel göndermelerle zengin bir üsluba sahip olduğunu ifade etmiştir.【5】
- Bedrettin Cömert, Anayurt Oteli’ni “anlatımsızlık” ve “iletişimsizlik” unsurları nedeniyle eleştirmiştir.【6】
- Mücahit Gültekin, Anayurt Oteli’ni bireyi toplumsal varlığın ötesinde ele aldığı için insan gerçeğine karşı çıkan bir roman olarak nitelendirmiştir.【7】
- Berna Moran, Yusuf Atılgan ve Oğuz Atay’ın roman anlayışlarının modernist Batı edebiyatından beslendiğini, onları diğer Türk yazarlarından ayıranın anlatım biçimleri olduğunu vurgulamıştır.【8】
- Nurdan Gürbilek, Ahmet Hamdi Tanpınar ile Yusuf Atılgan arasında bir devamlılık kurarak Tanpınar’ı modernizmin başı, Atılgan’ı ise sonu olarak görmüştür.【9】
- Ayrıca Atılgan’ın, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın öğrencisi olması, onun yazarlık mizacına etki eden önemli bir unsur olarak değerlendirilmiştir.【10】