Coğrafi işaret, bir ürünün belirli bir coğrafi bölgeye ait doğal, beşeri veya geleneksel özelliklerini koruyan ve tüketicilere kökenini garanti eden bir kalite işaretidir. Bu işaretler, ürünün niteliği, ünü veya diğer karakteristik özellikleri ile coğrafi kaynağı arasındaki bağlantıyı vurgular. Coğrafi işaretler; gıda, tarım, maden, el sanatları ve sanayi ürünleri gibi çeşitli sektörlerde kullanılabilir.
Coğrafi İşaretli Safranbolu Safranı (Anadolu Ajansı)
Türleri
Coğrafi işaretler, koruma düzeylerine göre "Menşe Adı" ve "Mahreç İşareti" olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır.
Menşe adı (Protected Designation of Origin - PDO) kapsamındaki ürünlerin tüm üretim süreçlerinin belirli bir coğrafi bölgede gerçekleşmesi zorunludur. TÜRKPATENT verilerine göre, Türkiye'de kayıtlı coğrafi işaretlerin yaklaşık %40'ını menşe adları oluşturmaktadır. Örneğin, Malatya kayısısı tescil belgesinde, ürünün yetiştirilmesinden paketlenmesine kadar tüm aşamaların Malatya il sınırları içinde yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Mahreç işareti (Protected Geographical Indication - PGI) ise üretim sürecinin en az bir aşamasının belirli coğrafi bölgede gerçekleşmesini yeterli görmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2022 raporlarına göre, mahreç işaretleri toplam coğrafi işaretlerin yaklaşık %60'ını oluşturmaktadır. Afyon sucuğu örneğinde, ürünün hammaddesinin Afyon bölgesinden temin edilmesi şartı aranırken, diğer üretim aşamaları için coğrafi sınırlama bulunmamaktadır.
Hukuki Dayanak
Coğrafi işaretler, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) tarafından "belirli bir coğrafi kökene sahip olan ve bu kökenin nitelikleri, itibarı veya diğer özellikleri esas olarak bu coğrafi kökene atfedilebilen ürünleri tanımlayan işaretler" olarak tanımlanmaktadır. Türk hukuk sisteminde bu kavram, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 34. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun, coğrafi işaretleri menşe adı ve mahreç işareti olarak iki ana kategoriye ayırmaktadır. Uluslararası alanda ise TRIPS Anlaşması'nın 22-24. maddeleri coğrafi işaretlere ilişkin temel koruma standartlarını belirlemektedir. Paris Sözleşmesi ve Lizbon Anlaşması gibi uluslararası düzenlemeler de coğrafi işaretlerin korunmasına yönelik hükümler içermektedir.
Coğrafi işaretlerin uluslararası alanda korunmasına yönelik çeşitli sistemler mevcuttur. Dünya Ticaret Örgütü'nün TRIPS Anlaşması, 164 üye ülkede coğrafi işaretler için asgari koruma standardı sağlamaktadır. Lizbon Sistemi ise WIPO verilerine göre 2023 itibarıyla 29 ülkenin taraf olduğu ve 1,200'ün üzerinde kaydın bulunduğu bir sistemdir. Avrupa Birliği'nin coğrafi işaret sistemi, Avrupa Komisyonu'nun 2023 verilerine göre 3,500'ün üzerinde kayıtlı işaret içermektedir. Türkiye, bu sistemlerden TRIPS Anlaşması'na taraf olmakla birlikte, Lizbon Sistemi'ne henüz dahil değildir. AB ile yapılan Gümrük Birliği kapsamında, Türkiye'den 14 ürün AB coğrafi işaret tescili almış durumdadır.
Örnekler
Coğrafi işaretler kapsamında korunan ürünler dünya genelinde çeşitlilik göstermektedir. Türkiye'de gıda ürünleri kategorisinde Malatya kayısısı, Antakya künefesi, Aydın inciri ve Çorum leblebisi öne çıkan örneklerdir. El sanatları alanında Eskişehir lületaşı, Isparta halısı ve Devrek bastonu gibi geleneksel ürünler coğrafi işaret koruması altındadır. Endüstriyel ürünlerde ise Gaziantep bakır işlemeleri dikkat çekmektedir.
Coğrafi İşaretli Maraş Dondurması (Anadolu Ajansı)
Avrupa Birliği ülkelerinde gıda sektöründe Parmigiano Reggiano peyniri, Şampanya şarabı ve Rokfor peyniri gibi ürünler coğrafi işaret korumasıyla öne çıkmaktadır. El sanatları kategorisinde Bohemya kristalleri ve Delft porselenleri, endüstriyel ürünlerde ise Solingen çelik bıçakları önemli örnekler arasındadır.
Amerika Birleşik Devletleri'nde gıda ürünleri arasında Idaho patatesi, Florida portakalı ve Napa Vadisi şarapları coğrafi işaret korumasına sahiptir. El sanatları alanında Navajo Kızılderili dokumaları, endüstriyel ürünlerde ise Kentucky Bourbon viskisi dikkat çeken örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ürünler, bulundukları bölgelerin kültürel ve ekonomik değerlerini yansıtmakta ve coğrafi işaret koruması sayesinde taklitlerine karşı korunmaktadır.
Başvuru ve Tescil Süreci
Coğrafi işaret başvuru ve tescil süreci belirli aşamalardan oluşan sistematik bir süreçtir. Başvuru sahipleri arasında üretici birlikleri, kooperatifler, tüketici dernekleri, kamu kuruluşları ve ilgili meslek odaları yer almaktadır. Başvuru için gerekli belgeler arasında ürünün coğrafi bağlantısını kanıtlayan teknik rapor, üretim standartları ve spesifikasyonlar, ürünün geleneksel yöntemlerle üretildiğini gösteren belgeler ve başvuru ücretinin ödendiğine dair belge bulunmaktadır.
Başvuru sürecinde TÜRKPATENT tarafından öncelikle eksiklik kontrolü yapılmaktadır. Eksiklik tespit edilmesi durumunda başvuru sahiplerine 3 aylık bir süre verilmektedir. Uygun bulunan başvurular Resmi Gazete'de yayımlanmakta ve 6 aylık itiraz süreci başlamaktadır. Bu süreçte herhangi bir itiraz olmaması durumunda tescil işlemi tamamlanmaktadır.
Tescil sonrası dönemde ise ürünlerin belirlenen standartlara uygunluğu düzenli olarak kontrol edilmektedir. Denetim mekanizması kapsamında hazırlanan denetim raporlarının her yıl TÜRKPATENT'e sunulması zorunludur. Bu süreç, coğrafi işaretli ürünlerin kalite standartlarının sürekli olarak korunmasını ve tüketici güveninin sağlanmasını amaçlamaktadır. Denetimlerde uyumsuzluk tespit edilmesi durumunda ise gerekli yaptırımlar uygulanmaktadır.
Önem ve Faydalar
Coğrafi işaretler; ekonomik, sosyo-kültürel ve hukuki alanlarda önemli katkılar sunmaktadır. Ekonomik açıdan bakıldığında, coğrafi işaretler yöresel üreticilere önemli bir katma değer sağlamakta ve ürünlerin pazarlama gücünü artırmaktadır. Özellikle ihracat potansiyelini yükselten bu sistem, Malatya kayısısı örneğinde olduğu gibi AB'de tescilli ürünlerin ihracat gelirlerinde gözle görülür artışlar sağlamıştır. Aynı zamanda kırsal kalkınmayı destekleyerek bölgesel ekonomileri güçlendirmekte ve göçü önleyici bir rol üstlenmektedir.
Coğrafi işaretlerin ekonomik etkileri çeşitli araştırmalar ve somut örneklerle ortaya konulmaktadır. İspanya'da Jamón Ibérico (İber jambonu), coğrafi işaretli ürünlerin toplam değerinin %40'ını tek başına oluşturarak bu sistemin ekonomik potansiyelini gözler önüne sermektedir. Türkiye'de ise Gaziantep baklavasının coğrafi işaret tescili sonrasında ihracatında %65'lik bir artış kaydedilmiştir. AB Araştırma Verileri (2022), coğrafi işaretli ürünlerin benzerlerine göre ortalama %15-30 daha yüksek fiyatlarla alıcı bulduğunu ortaya koymaktadır. İstatistik olarak, bu ürünlerin fiyatlarının benzerlerine göre ortalama %25 daha yüksek olduğu ve tüketicilerin %78'inin bu ürünler için ekstra ödemeye razı oldukları görülmektedir.
Gaziantep Baklavası (Anadolu Ajansı)
İspanya Tarım Bakanlığı'nın 2021 raporu, Manchego peyniri sektörünün 12,000'den fazla doğrudan istihdam yarattığını belgelemektedir. Türkiye açısından bakıldığında, TÜRKPATENT 2023 verilerine göre coğrafi işaretli ürünlerin ihracat değeri 1.2 milyar ABD dolarını aşmış durumdadır. Sektörel dağılım incelendiğinde, en fazla coğrafi işaret başvurusunun %68 oranla gıda sektöründen geldiği görülmektedir. Bölgesel analizler ise Gaziantep (%12), Konya (%9) ve Malatya'nın (%7) en fazla coğrafi işaret tescili olan iller olarak öne çıktığını göstermektedir. AB Komisyonu'nun 2021 raporu, coğrafi işaretli ürünlerin AB gıda ve içecek ihracatının %15'ini oluşturduğunu ortaya koyarken, Türkiye'de bu oranın TÜİK 2022 verilerine göre %7 seviyesinde olduğu görülmektedir. Bu veriler, coğrafi işaretlerin hem ulusal hem de uluslararası düzeyde önemli bir ekonomik kaldıraç etkisi yarattığını açıkça göstermektedir.
Kültürel ve sosyal faydalar bağlamında ise coğrafi işaretler, geleneksel üretim yöntemlerinin ve yerel bilginin korunmasında kritik bir işlev görmektedir. Yöresel kimliği güçlendiren bu sistem, Gaziantep mutfağı örneğinde olduğu gibi turizm faaliyetlerini de teşvik etmektedir. Tüketici açısından değerlendirildiğinde, coğrafi işaretler ürünün orijinalliğini ve kalitesini garanti altına alarak sahte ürünlerin piyasaya girişini engellemekte ve tüketici güvenini tesis etmektedir.
Hukuki boyutta ise coğrafi işaretler güçlü bir koruma mekanizması sunmaktadır. Hak sahipleri, coğrafi işaret hakkının ihlal edilmesi durumunda mahkeme yoluyla hukuki mücadele başlatabilmektedir. Bu sistem sayesinde sahte kullanımlar ve yanıltıcı tanıtımlar etkin şekilde engellenmekte, piyasa düzeni korunmaktadır. Tüm bu faydalar bir arada değerlendirildiğinde, coğrafi işaretlerin sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve hukuki alanlarda da sürdürülebilir kalkınmaya önemli katkılar sunduğu görülmektedir.