1660 yılında Osmanlı Devleti'nin başkenti İstanbul'da meydana gelen yangın, şehrin tarihindeki en yıkıcı felaketlerden biri olarak kaydedilmiştir. 24 Temmuz 1660 tarihinde başlayan ve yaklaşık 49 saat boyunca devam eden yangın, geniş bir alanı etkileyerek büyük can ve mal kaybına neden olmuştur. Yangının etkileri yalnızca fiziksel yıkımla sınırlı kalmamış; sosyal, ekonomik, dini ve idari alanlarda da uzun vadeli dönüşümlere yol açmıştır.
Yangının Başlangıcı ve Yayılması
Yangın, İstanbul’un yoğun yerleşim bölgelerinden biri olan Hocapaşa semtinde başlamıştır. O dönemde İstanbul'un büyük kısmı ahşap yapılardan oluşmaktaydı ve yaz aylarının sıcak, kuru havası ile birlikte rüzgârın etkisiyle yangın hızla yayılmıştır. Yaklaşık iki gün süren yangın sırasında müdahale araçları yetersiz kalmış, organize bir yangın söndürme teşkilatı bulunmadığı için yangın kontrol altına alınamamıştır.

Büyük İstanbul Yangını Tasviri (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)
Yangının Kapsamı
1660 yangını, özellikle Eminönü, Hocapaşa, Babıali, Vezneciler ve Sirkeci çevresindeki mahalleleri etkilemiştir. Kaynaklara göre yaklaşık 4.000 dükkân, 300 han, 280 civarında cami, mescit, tekke ve medrese, çok sayıda ev ve depo yanarak yok olmuştur. Tahminen 280.000 kişi evsiz kalmıştır. Şehrin ticari ve dini yapılarının büyük bölümü zarar görmüş, bazı önemli devlet arşivleri ve vakıf kayıtları da yangında yok olmuştur.
Ekonomik ve Toplumsal Etkiler
Yangın, İstanbul'un ekonomik yapısını ciddi biçimde sarsmıştır. Ticaret merkezleri ve çarşılar tahrip olduğu için ekonomik faaliyetler geçici olarak durmuştur. Çok sayıda zanaatkâr, esnaf ve tüccar iş yerlerini kaybetmiştir. Yangın sonrasında yaşanan barınma krizi, sosyal huzursuzlukları artırmış; devlet geçici barınma çözümleri üretmeye çalışmıştır.
İmar ve Yeniden Yapılanma Süreci
Yangın sonrası Osmanlı yönetimi, şehrin yeniden imarını bir fırsat olarak değerlendirmiştir. Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmed Paşa'nın öncülüğünde alınan önlemler kapsamında ahşap yapılaşma sınırlandırılmış, taş ve tuğla gibi daha dayanıklı malzemelerin kullanımı teşvik edilmiştir. Yeni yapıların sokaklara daha uzak inşa edilmesi, yangınların tekrarını önlemeye yönelik bir tedbir olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca bazı bölgelerde sokaklar genişletilmiş, şehircilik anlayışı daha planlı bir yapıya kavuşturulmuştur.
Dini ve Politik Yansımalar
Yangın, dönemin dini ve politik yapısını da etkilemiştir. Olay sonrası halk arasında yangının ilahi bir uyarı olduğu yönünde görüşler yaygınlık kazanmıştır. Bu düşünceler, Osmanlı'da o dönem etkili olan Kadızadeli hareketinin toplum üzerindeki etkisini artırmıştır. Kadızadeliler, yangını toplumdaki bid'atların ve tasavvufi uygulamaların sonucu olarak değerlendirmiş; bu söylemler doğrultusunda birçok tekke ve zaviye kapatılmıştır. Bu süreçte özellikle tarikatlara ait yapılar hedef alınmış, bazı mimari yapılar yeniden inşa edilmemiştir.
Yangının Arşiv ve Kültürel Miras Üzerindeki Etkisi
1660 yangını, Osmanlı arşivlerinin bir kısmının yok olmasına neden olmuştur. Özellikle vakıf kayıtlarının kaybı, hukukî ve mülkiyetle ilgili ciddi karışıklıklar yaratmıştır. Ayrıca yangın sırasında yok olan cami, medrese ve türbe gibi yapılar, İstanbul’un kültürel mirasında onarılması güç boşluklar oluşturmuştur.


