3 Mayıs Türkçülük Günü

Siyaset Ve Uluslararası İlişkiler+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
0502tukculukbayrami-1.webp
3 Mayıs Türkçülük Günü
Tarih
3 Mayıs 1944

3 Mayıs Türkçülük Günü, Türk milliyetçiliği düşüncesinin siyasi, kültürel ve entelektüel tarihinde önemli bir dönüm noktasını temsil eden, her yıl 3 Mayıs'ta çeşitli sivil toplum kuruluşları, akademik çevreler ve milliyetçi topluluklar tarafından anılan simgesel bir gündür. Bu gün, doğrudan doğruya 3 Mayıs 1944 tarihinde Ankara’da gerçekleşen gösterilerle ve ardından açılan Irkçılık-Turancılık Davası ile ilişkilidir. Anılan olaylar, Türk milliyetçiliğinin savaş yıllarındaki seyri, dönemin siyasi atmosferi ve devlet-milliyetçilik ilişkilerinin bir yansıması olarak değerlendirilmiştir.


3 Mayıs, özellikle II. Dünya Savaşı koşullarında Türkiye'nin denge politikası izlediği bir dönemde, milliyetçi aydınlar ile devlet arasındaki ilişkilerin gerilmesi sonucunda doğan bir tepki günüdür. Bu bağlamda, Nihal Atsız ile dönemin sol görüşlü yazarlarından Sabahattin Ali arasında yaşanan polemik, bu tarihin ortaya çıkmasında doğrudan etkili olmuştur. Atsız’ın yazılarında dile getirdiği Turancı ve milliyetçi eleştiriler, devlet nezdinde tehdit olarak algılanmış; ardından açılan davalar, tutuklamalar ve toplumda oluşan tepkiler bu günü milliyetçi camia arasında tarihî bir simge haline getirmiştir.


Bu gün, başta Türk Ocakları, Ülkü Ocakları olmak üzere, çeşitli milliyetçi düşünce kuruluşları ve bireysel çevrelerce her yıl törenlerle, panellerle, bildirilerle ve sosyal medya kampanyalarıyla anılmaktadır. Bu yönüyle 3 Mayıs, Türkçülük düşüncesinin hafızasında, bir tür fikir mücadelesinin ve entelektüel direnişin sembol günü olarak kabul görmüştür. 3 Mayıs'ın yalnızca bir anma günü değil; aynı zamanda Türk milliyetçiliğinin ideolojik çerçevesinin şekillendiği, tarihî belleğin yeniden üretildiği ve siyasi yönelimlerin kültürel hafıza ile ilişkilendirildiği bir gün işlevi görmüştür.


Orhun Dergisi Yazısı ve Olay Üzerine Çıkan Gazete Haberi (ÜlküTek)

Tarihi Arka Plan

Türkiye’nin II. Dünya Savaşı yıllarında izlediği dış politika, ülke içinde yükselen milliyetçi eğilimler ve bu eğilimlerin devletle olan gerilimli ilişkileri bağlamında değerlendirilmelidir. 1939 yılında başlayan savaş, Türkiye’yi doğrudan etkileyen bir konuma getirmiş, ülke bu süreçte tarafsız kalmaya çalışmıştır. Türkiye, bir yandan Sovyetler Birliği ile saldırmazlık anlaşması imzalarken, öte yandan Almanya ve İngiltere gibi büyük güçlerle ilişkilerini dengelemeye çalışmıştır. Bu politika, iç siyasette de çeşitli yönelimlerin yeşermesine zemin hazırlamıştır.


1940'ların başında, özellikle Almanya'nın savaşta elde ettiği başarıların etkisiyle, Türkiye’deki bazı siyasi ve entelektüel çevrelerde Turancı düşünceler daha görünür hale gelmiştir. Bu dönem ve bağlamda “Turan”, Türk topluluklarının birliği fikrine dayanan bir ideolojik çerçeveyi tanımlar. Bu dönemde çeşitli dergilerde ve kitaplarda Turancılığa dair yazılar kaleme alınmış; üniversite çevrelerinde, gençlik içinde ve bazı siyasi kadrolarda bu fikirler benimsenmiştir. Özellikle Nihal Atsız, kaleme aldığı yazılarla bu düşünce dünyasının en belirgin figürlerinden biri haline gelmiştir.


Fakat o dönem devletin resmî ideolojisi Turancılık fikri ile ters düşmüştür. Özellikle savaşın gidişatının değişmesi ve Almanya ile ilişkilerin soğumasıyla birlikte Turancı söylemler tehdit olarak algılanmaya başlanmıştır. 1944 yılında, Nihal Atsız'ın Orhun dergisinde kaleme aldığı yazılar ve özellikle Sabahattin Ali hakkında ileri sürdüğü ithamlar ve dönemin yönetimini sert biçimde eleştirmesi milliyetçi çevrelerle devlet arasında açık bir kopuşa neden olmuştur. Bu kopuşun somut tezahürü, 3 Mayıs 1944 tarihinde Ankara'da Atsız’a destek verenlerin düzenlediği yürüyüş ve gösterilerde görülebilir.


Nihal Atsız-Sabahattin Ali (ÜOEKV, Yapay Zeka İle Düzenlenmiştir.)

3 Mayıs 1944 Olayları

Nihal Atsız, Orhun dergisinde yazdığı makalelerde ve özellikle 1944 yılında Tanrıdağ dergisinde yayımlanan yazılarında, Sabahattin Ali'yi açıkça "komünist" olmakla ve vatan hainliğiyle suçlamıştır. Atsız, Sabahattin Ali’nin geçmişte siyasi nedenlerle tutuklanmış olmasını, dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel tarafından korunarak yeniden devlet memurluğuna alınmasını da ağır bir dille eleştirmiştir. Atsız’a göre, bu durum Türkiye'de “komünist kadroların devlet içinde örgütlendiğinin” kanıtı olmuştur.


En dikkat çeken metinlerden biri, Atsız’ın 1944’te Orhun dergisinde yayımlanan “Vatan Haini” başlıklı yazısıdır. Burada Sabahattin Ali’nin 1930’lu yıllarda Almanya’ya hayranlık duyan yazılar yazmasından Sovyetler'e yakın fikirler taşımasına kadar pek çok noktaya atıfta bulunularak onu vatanseverlikten uzak, ideolojik bir tehdit olarak tanımlar.


Bu suçlamalara karşı Sabahattin Ali, 1944 yılında Nihal Atsız’a, hakaret ve iftira gerekçesiyle dava açmıştır. Dava, Türk basınında ve kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştır. Duruşmalar sırasında salonlar dolmuş; taraflar arasında sözlü tartışmalar, zaman zaman fiziki gerginlikler yaşanmıştır. Atsız’ın dava sırasında kalabalığa hitap ederek yaptığı milliyetçi konuşmalar, gençlik çevrelerinde coşkuyla karşılanmış ve Atsız’ı destekleyen gençlik grupları Ankara sokaklarında yürüyüş düzenlemiştir. Gösteriye katılan yüzlerce genç, “Kahrolsun Komünizm”, “Yaşasın Türkçülük”, “Millî Devlet, Milliyetçi Türkiye” gibi sloganlar eşliğinde Ulus Meydanı’ndan Sıhhiye’ye doğru yürüyüş gerçekleştirmiştir. Yürüyüş sırasında dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu'nun evi önünde de gösteriler yapılması, olayların siyasal boyutunu daha da artırmıştır. Bu yürüyüş sırasında hem kolluk kuvvetleriyle çatışmalar yaşanmış hem de bazı kamu binalarına taş atıldığı gerekçesiyle çok sayıda gösterici gözaltına alınmıştır. Nihayetinde, aralarında Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Zeki Velidi Togan, Cemal Oğuz Öcal gibi isimlerin yer aldığı 23 kişi hakkında "Irkçılık-Turancılık Davası" açılmıştır. Bu olaylar, daha sonra 3 Mayıs Türkçülük Günü olarak anılacak tarihin başlangıcını oluşturmuştur.


Şükrü Saraçoğlu'nun Yaptığı Açıklamanın Gazete Manşeti Görseli (ÜOEKV)

Irkçılık Turancılık Davası

3 Mayıs 1944 olaylarının ardından başlatılan soruşturma süreci, kısa süre içinde geniş çaplı bir davaya dönüşmüştür. Dava, dönemin siyasi atmosferinde “rejim karşıtlığı”, “faşizan propaganda”, “komünizmle mücadele maskesi altında örgütlü hareket” gibi iddialarla şekillenmiştir. Bu kapsamda, aralarında dönemin önde gelen Türkçülerinin ve genç subaylarının da bulunduğu 23 kişi hakkında dava açılmıştır. Duruşmalar, Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülmüş ve büyük kamuoyu ilgisine sahne olmuştur.


29 Mart 1945 tarihli karar duruşmasında mahkeme, sanıklardan 13’ünün beraatına karar verirken, 10 kişi ise çeşitli hapis ve sürgün cezalarına çarptırılmıştır. Karara göre:

  • Nihal Atsız: 4 yıl 3 ay 15 gün hapis ve 3 yıl Adana’da sürgün cezasına, ayrıca ömür boyu kamu hizmetlerinden men cezasına mahkûm edilmiştir.
  • Zeki Velidi Togan: 10 yıl hapis ve 4 yıl Adapazarı’nda sürgün, ömür boyu kamu hizmetlerinden men cezası almıştır.
  • Reha Oğuz Türkkan: 5 yıl 5 ay hapis ve 2 yıl Diyarbakır’da sürgün, ömür boyu kamu hizmetlerinden men cezası ile cezalandırılmıştır.
  • Cihad Savaşer: 4 yıl hapis ve 1,5 yıl Uşak’ta sürgün, ayrıca 4 yıl kamu hizmetlerinden men edilmiştir.
  • Nurullah Barıman: 4 yıl hapis ve 1,5 yıl Kırşehir’de sürgün, 4 yıl kamu hizmetlerinden men cezası almıştır.
  • Necdet Sancar: 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.
  • Alparslan Türkeş: 9 ay 10 gün hapis cezası almıştır.
  • Fethi Tevetoğlu: 11 ay hapis cezası ile cezalandırılmıştır.
  • Cemal Oğuz Öcal ve Cebbar Şenal: 11’er ay hapis cezasına mahkûm edilmişlerdir.


Söz konusu karar, dönemin gazetelerinde geniş şekilde yer bulmuş, toplumun farklı kesimlerinde tartışmalara neden olmuştur. Dava, yalnızca bireysel bir yargılama süreci olarak kalmamış; milliyetçi söylemin, devletin resmi ideolojisiyle olan sınırlarının çizildiği önemli bir örnek teşkil etmiştir. Aynı zamanda bu olaylar, milliyetçi düşünürler ve subaylar üzerinde siyasi ve bürokratik baskıların artmasına, birçok ismin görevden uzaklaştırılmasına veya pasif görevlere alınmasına neden olmuştur.


Duruşma Salonundan Bir Görsel (ÜOEKV)

Sonuçlar ve Etkileri

1944 Irkçılık-Turancılık Davası, yalnızca bir yargılama süreci olmanın ötesine geçerek, Türkiye’deki milliyetçi düşünce hareketlerinin toplumsal ve siyasal alandaki görünürlüğünü etkilemiştir. Her ne kadar dava süreci, dönemin tek parti yönetiminin ideolojik sınırları çerçevesinde, özellikle milliyetçi düşünürler ve genç subaylar üzerinde yoğun baskı oluşturmuş ve birçok kişi uzun süreli tutukluluklarla karşı karşıya kalmışsa da, bu durum Türkçülük düşüncesinin kamuoyundaki etkisini zayıflatmamıştır. Bilakis, 1940’lı yılların siyasal ikliminde bu davanın ortaya çıkışı, Türkçülüğün gençlik kitleleri başta olmak üzere çeşitli çevrelerde daha da benimsenmesine ve yayılmasına zemin hazırlamıştır.


3 Mayıs 1944’te gerçekleşen öğrenci gösterileri ve sonrasında yaşanan gelişmeler, Türk milliyetçiliği açısından sembolik bir önem kazanmış ve ilerleyen yıllarda milliyetçi hareketlerin referans noktalarından biri hâline gelmiştir. Bu süreçte öne çıkan isimlerden biri olan Alparslan Türkeş, davadan aldığı cezanın ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki görevine devam etmiş, ilerleyen yıllarda ise Türk milliyetçiliğini siyasal zemine taşıyan önemli figürlerden biri olmuş ve 1969 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) kurucusu olarak Türk siyasetinde etkin bir rol üstlenmiştir. Bununla birlikte davada yargılanan birçok isim, akademi, yayıncılık, edebiyat ve siyasi düşünce alanlarında Türkçülük fikrinin kurumsallaşmasına katkı sunmuş, bu alanda literatür oluşturmuşlardır.

Kaynakça

Gezen, Bünyamin. “3 Mayıs Türkçülük Günü.” Serbest makale. Academia.edu. Erişim Tarihi: 29 Nisan 2025. https://www.academia.edu/42912625/3_MAYIS_TÜRKÇÜLÜK_GÜNÜ

Hüseyin Nihal Atsız. “23 Mayıs 1040 ve 3 Mayıs 1944.” huseyinnihalatsiz.com. Erişim Tarihi: 29 Nisan 2025. https://huseyinnihalatsiz.com/makale/23-mayis-1040-ve-3-mayis-1944/

Hüseyin Nihal Atsız. “Sorgu ve Savunması.” huseyinnihalatsiz.com. Erişim Tarihi: 29 Nisan 2025. https://huseyinnihalatsiz.com/sorgu-ve-savunmasi/

“3 Mayıs 1944 ve Irkçılık-Turancılık Davası.” İstanbul Ülkü Ocakları Eğitim Birimi. Erişim Tarihi: 29 Nisan 2025. https://istanbululkuocaklariegitimbirimi.wordpress.com/2019/04/29/3-mayis-1944-ve-irkcilik-turancilik-davasi

“3 Mayıs Türkçülük Günü: Türklük Düşünce Tarihinin Dönüm Noktası.” Ülkütek İstanbul. Erişim Tarihi: 29 Nisan 2025. https://ulkutekistanbul.org/3-mayis-turkculuk-gunu-turkluk-dusunce-tarihinin-donum-noktasi/

Öztekin, H. “1944 Irkçılık - Turancılık Davası ve Basındaki Tartışmalar.” Selçuk İletişim 11, no. 1 (2018): 212–236. Erişim Tarihi: 29 Nisan 2025. https://doi.org/10.18094/josc.345500

Sefercioğlu, Necmeddin. 3 Mayıs 1944 ve Türkçülük Dâvâsı. Türk Ocakları Ankara Şubesi Yayınları: 43, Araştırma Dizisi: 8. Erişim Tarihi: 29 Nisan 2025. http://ulkunet.com/UcuncuSayfa/3Mayis1944_4832.pdf

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarHümeyra Yılmaz30 Nisan 2025 05:40

İçindekiler

  • Tarihi Arka Plan

  • 3 Mayıs 1944 Olayları

  • Irkçılık Turancılık Davası

  • Sonuçlar ve Etkileri

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"3 Mayıs Türkçülük Günü" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor