Abdaliye Medresesi, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Şırnak’ın Cizre ilçesinde, Dağkapı Mahallesi’nde, Cizre Mezarlığı’nın kuzeybatı köşesinde, surlara bitişik olarak inşa edilmiş tarihi bir yapıdır. Medrese, 15. yüzyılda, 1437 (Hicri 840) yılında Cizre Azizan Beyi Emir Abdal (Abdullah) İbn Abdillah Seyfettin Bohti tarafından yaptırılmıştır. Eğitim ve dinî bilimlerin verildiği bir külliye olarak tasarlanan yapı, zamanla büyük ölçüde yıkılmış olsa da günümüze mescit, türbe, bir medrese hücresi, avluya geçişi sağlayan giriş ünitesi ve bir eyvan ulaşabilmiştir. Medresenin doğu ve batı kanadındaki hücrelerin ise yalnızca temel kalıntıları kalmıştır. Günümüzde bu alana sonradan namazgâh, cami ve şadırvan eklenmiştir.
Mimari Özellikler
Abdaliye Medresesi, Cizre Surları üzerinde yer alır ve avludan girilen bir plana sahiptir. Yapının günümüze ulaşan bölümleri arasında mescit ve eyvan dikkat çeker. Avlunun altında, güneydoğu bölümünde bodrum katında yer alan Mem-u Zin Türbesi, medresenin en önemli unsurlarından biridir. Türbe, doğu-batı doğrultusunda uzanan dikdörtgen bir plan üzerine inşa edilmiş olup, sivri beşik tonozla örtülüdür. İçerisi, kuzeyde yer alan bir pencere ile aydınlatılmıştır. Türbe içerisinde Mem, Zin ve Bekir’e ait üç mezar bulunmaktadır.
Mem-u Zin Türbesi ve Aşk Hikâyesi
Abdaliye Medresesi, özellikle Mem-u Zin Türbesi ile tanınır. Türbe, 17. yüzyılda şair ve yazar Ahmed-i Hânî tarafından manzum olarak kaleme alınan Mem-u Zîn mesnevisinin kahramanlarına ev sahipliği yapar. Hikâye, Cizre Beyi Emir Zeynuddin (Mir Zeyneddin) döneminde, 1450-1451 (Hicri 854) yıllarında geçer. Bu ilahi aşk öyküsünde, beyin güzellikleriyle ünlü iki kızı Sıti ve Zin’dan bahsedilir. Sıti, babasının hizmetindeki Tacdin ile evlenerek muradına ererken; Zin, Mem adlı bir gence âşık olur. Ancak Bekir adlı birinin kıskançlığı ve entrikaları, Mem ile Zin’in kavuşmasını engeller. Bekir, Mem’i zindana attırmak için oyunlar oynar. Mem, zindanda ilahi aşka yönelir ve bu halde ölür. Zin ise çaresizliğini mum ve sabah rüzgârıyla konuşarak dile getirir. Ahmed-i Hânî’nin eserinde, bu hikâye üzerinden topluma nasihatler verilmiş, insanı doğruya yöneltme ve yanlıştan sakındırma vurgulanmıştır.
Tarihi ve Kültürel Önemi
Abdaliye Medresesi, Mir Abdal Camii olarak da isimlendirilir ve doğal ile kültürel mirasın bir parçasıdır. 15. yüzyılın mimari özelliklerini yansıtan yapı, aynı zamanda Mem-u Zin aşk hikâyesinin sembolik bir mekânı olarak Cizre’nin tarihine ve kültürüne ışık tutar. Medrese, günümüzde erişilebilir durumdadır ve türbe, ziyaretçiler tarafından ilgi görmektedir.
Günümüzdeki Durum
Yapının büyük kısmı yıkılmış olsa da kalan bölümler, medresenin geçmişteki önemini yansıtmaktadır. Türbenin bodrum katında yer alması ve avludan giriş sağlanması, özgün mimari düzenini koruyan unsurlardandır. Medresenin doğu tarafında yer alan Mem-u Zin Türbesi, hikâyenin kahramanları Mem, Zin ve Bekir’in mezarlarına ev sahipliği yaparak bölgenin kültürel belleğinde özel bir yer edinmiştir.


