Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD), 2025 yılı Nisan ayı itibariyle Suriye politikası ülkedeki askerî mevcudiyetini azaltmaya yönelik bir süreçdir. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Suriye'nin kuzeydoğusunda bulunan sekiz askerî üssün üçünden çekilme kararı alarak, yaklaşık 600 askerini bölgeden geri çekmiştir. Bu adım hem sahadaki güvenlik koşullarındaki değişimlere hem de ABD’nin uzun vadeli askerî stratejilerine yanıt niteliği taşımaktadır.

ABD Askeri Araçları Suriye’de Devriye Atarken (Kaynak: TRT Haber)【1】
Üslerin Kapatılması ve Güçlerin Yeniden Konumlandırılması
Kapatılan üsler arasında Görev Destek Sitesi Yeşil Köy (Green Village), M.S.S. Fırat (Euphrates) ve daha küçük ölçekli bir tesis yer almaktadır. Bu çekilme kapsamında, Haseke ilindeki Hadra ve Fırat köylerinde konuşlu ABD askerî personeli ve ekipmanı Rümeylan’daki üsse, Deyrizor’daki birlikler ise Koniko gaz sahası çevresine taşınmıştır.
ABD ordusu bu çekilme kararını, sahada operasyonel kapasiteyi koruyarak yürütmektedir. ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), kalan birliklerin İslam Devleti (IŞİD) unsurlarına karşı hava saldırılarını sürdüreceğini belirtmiştir. Bununla birlikte, mevcut askerî yapılanmanın daha az sayıda ve belirli üslerde yoğunlaştırılması hedeflenmiştir.
Sayısal Azalma ve Geleceğe Yönelik Senaryolar
Suriye’de yaklaşık 2.000 olan ABD asker sayısının 1.400’ün altına düşürülmesi beklenmektedir. Savunma yetkilileri, 60 gün içerisinde yeni bir değerlendirme yaparak ek çekilme planlarının uygulanabilirliğini tartışacaktır. Bazı saha komutanları, en az 500 askerin ülkede kalması yönünde tavsiyede bulunmuştur.
Pentagon’dan yapılan açıklamalarda, bu sürecin "bilinçli ve koşullara bağlı" bir şekilde yürütüldüğü ifade edilmiştir. ABD Savunma Bakanlığı, bölgedeki tehditlerin büyük ölçüde azaltıldığını, özellikle IŞİD’in operasyonel kabiliyetlerinin geriletildiğini vurgulamıştı.
Siyasal ve Jeopolitik Arka Plan
ABD’nin Suriye’deki askerî varlığı, DEAŞ’a (IŞİD) karşı yürütülen mücadele kapsamında 2015’te başlamış ve özellikle çoğunluğunu Türkiye’nin terör örgütü olarak nitelendirdiği PYD/YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile işbirliği temelinde yürütülmüştür. Ancak, 2024 sonlarında Beşar Esad rejiminin yıkılması ve muhalefet güçlerinin Şam’ı kontrol altına almasıyla birlikte güvenlik dengeleri değişmiştir. SDG ile yeni Suriye yönetimi arasında yapılan anlaşmalar neticesinde, SDG güçlerinin ülkenin yeni devlet yapısına entegre edilmesi planlanmaktadır.
Bu gelişmeler sonucunda ABD, Suriye’deki varlığını daraltma ve bazı üsleri kapatma yoluna gitmiştir. Ancak sahada istikrar hâlâ tam olarak sağlanabilmiş değildir. IŞİD’in hapishanelerden tutukluları kaçırma teşebbüsleri ve artan saldırı faaliyetleri, güvenlik açısından ciddi bir tehdit oluşturmaya devam etmektedir.
Müttefikler ve Bölgesel Etkiler
İsrail, ABD’nin Suriye’den çekilme kararına olumsuz yaklaşmakta ve bu durumun İran yanlısı milisler ile Türkiye'nin bölgedeki nüfuzunu artırabileceği endişesini taşımaktadır. Özellikle T4 hava üssü ve Palmira gibi stratejik noktalara Türkiye'nin muhtemel yaklaşımı, İsrail tarafından “kırmızı çizgi” olarak tanımlanmıştır. Öte yandan Türkiye, uzun süredir terör örgütü PKK/YPG bağlantılı unsurların bulunduğu bölgelerdeki Amerikan varlığına karşı çıkmakta ve çekilme sürecinin bu dengeleri değiştireceği hesaplanmaktadır.
ABD Kamuoyunda ve Yönetiminde Yön Arayışı
ABD kamuoyunda ve karar alma mekanizmalarında, Suriye’deki askerî varlığın sürdürülebilirliği konusunda görüş ayrılıkları mevcuttur. Başkan Donald Trump, daha önce askerlerin tamamen çekilmesi gerektiğini dile getirmiş, ancak Pentagon bu talebe temkinli yaklaşarak yerel müttefiklerin korunması ve IŞİD’e karşı mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini savunmuştur. Yeni yönetimin Suriye politikası üzerinde kapsamlı bir gözden geçirme başlatacağı ve farklı senaryoların değerlendirileceği öngörülmektedir.



