Adır Kilisesi, Van iline bağlı Tuşba ilçesi sınırları içinde bulunan Adır Adası’nın güneydoğusunda yer alır. Van Gölü üzerindeki bu ada, büyüklük bakımından göldeki en büyük adadır. Adır Kilisesi, adanın yamaçlarına hâkim bir noktada, göle bakan açık bir alanda konumlanmıştır. Yapı, doğal çevresiyle bütünlük içindedir; göl manzaralı konumu ve ada üzerindeki egemen görünümüyle dikkat çeker.
Tarihçe
Adır Kilisesi’nin kesin inşa tarihi bilinmemekle birlikte, yapının tarihî süreç içinde farklı dönemlerde genişletildiği ve eklemelerle bir manastır kompleksine dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır. Yapı, Van Gölü çevresinde yaşayan Ermeni topluluklarının dinî ve kültürel yaşamında önemli bir rol oynamıştır. Manastır, 20. yüzyılın başlarına kadar kullanılmaya devam etmiştir.
Adır Kilisesi (Kültürportalı)
Mimari Yapı ve Mevcut Durum
Adır Kilisesi, kesme taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Mimari planı haç biçimindedir. Dış cephesi nispeten sade olup, özellikle batı cephesindeki giriş kapısı sivri kemerli bir yapıya sahiptir. Kubbe geçişi pandantiflerle sağlanmıştır. Ana mekânın kuzey ve güney cephelerinde pencere açıklıkları yer alır. Günümüzde yapı büyük ölçüde harap durumdadır; çatı örtüsü ve üst yapısı yıkılmıştır. Ancak duvar izleri, apsis kalıntıları ve bazı mimari detaylar hâlâ ayakta durmaktadır.
Adır Adası ile İlişkisi
Kilise, bulunduğu Adır Adası ile hem fiziksel hem de tarihsel olarak bütünlük oluşturur. Adır Adası, Van Gölü’ndeki en büyük kara parçasıdır ve tarihsel süreçte yalnızca kiliseye değil, küçük yerleşimlere ve ziraî faaliyetlere de ev sahipliği yapmıştır. Ada, günümüzde doğal güzellikleri, göçmen kuşlara ev sahipliği yapan biyolojik çeşitliliği ve tarihî yapılarıyla dikkat çeker.
Ziyaret ve Koruma Durumu
Adır Kilisesi’ne ulaşım yalnızca deniz yoluyla mümkündür. Adaya Gevaş veya Van Merkez kıyılarından tekne ile ulaşılabilmektedir. Kilise, günümüzde aktif olarak kullanılmamakta olup herhangi bir restorasyon veya koruma projesiyle kapsamlı olarak ele alınmamıştır. Bu nedenle yapı, zaman içinde tahribata uğramış ve kısmen yıkılmıştır. Yapının hem mimari hem de tarihsel değeri bakımından korunmaya muhtaç olduğu değerlendirilmektedir.