Van Gölü, Doğu Anadolu Bölgesi'nin güneydoğusunda, Bitlis ili sınırlarında yer alır. Nemrut Volkanik Dağı'nın patlaması sonucu, bölgedeki tektonik çöküntü alanının kapanmasıyla oluşmuş bir volkanik set gölüdür. Göl, çevresindeki yüksek dağlar ve platolarla çevrilidir ve Türkiye'nin en büyük gölü olma özelliğine sahiptir. Yüzölçümü 3.713 km² olup denizden yüksekliği ortalama 1.646 metredir. En derin noktası ise 451 metreye kadar ulaşmaktadır. Van Gölü, Türkiye'nin ikinci büyük içe akışlı havzasını oluşturur ve çevre denizlere akış sağlayamayan bir kapalı havzadır.
Van Gölü'nün suyu tuzlu ve sodalıdır. Tuzluluk oranı %019, pH değeri ise 9.8 ile oldukça alkali bir yapıya sahiptir. Bu nedenle, Van Gölü yüksek tuz içeriğiyle diğer tatlı su göllerinden ayrılır ve suyu donmaz, bu da gölün önemli bir özelliğidir. Göl, yıllık su potansiyeli olarak yaklaşık 3,5 milyar m³ su kapasitesine sahiptir.

Van Gölü
Ekosistem ve Biyolojik Çeşitlilik
Van Gölü, tuzlu ve sodalı sularının etkisiyle biyolojik çeşitlilik bakımından sınırlıdır. Gölde bilinen 103 tür fitoplankton, 36 tür zooplankton ve sadece, bir balık türü olan inci kefali (Chalcalburnus tarichi) yaşamaktadır. İnci kefali, gölde özel olarak yaşayan tek balık türüdür ve bu balık, bölgedeki ekosistem için kritik öneme sahiptir. Suyun yüksek tuzluluğu nedeniyle, göldeki biyolojik çeşitlilik diğer göllere göre oldukça daralmıştır.
Volkanik Yapılar ve Gölün Oluşumu
Van Gölü'nün çevresi, birkaç sönmüş volkanik dağla çevrilidir. Bu dağlar arasında Süphan Dağı ve Nemrut Dağı öne çıkar. Yaklaşık 200 bin yıl önce, Buzul Çağı'nın ortalarında, Nemrut Dağı'ndan akan lavlar, Van Çukuru ile Muş Çukuru arasındaki su akışını engellemiş ve gölün oluşumuna yol açmıştır. Bu volkanik faaliyetler, gölün mevcut coğrafyasının şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Tarihi ve Kültürel Önemi
Van Gölü, Urartu Krallığı'nın başkenti olduğu dönemde önemli bir yerleşim bölgesi olmuştur. Urartular, M.Ö. 10. ve 8. yüzyıllar arasında gölün doğu kıyılarında hüküm sürmüşlerdir. Bu döneme ait birçok tarihi kalıntı günümüze kadar ulaşmıştır. Van Kalesi, gölün doğu kıyısında yer almakta olup modern Van şehri de bu kalenin doğusunda kurulmuştur. Göl çevresinde ayrıca Ermeni manastırları ve kiliselerinin kalıntıları da bulunmaktadır.
Van Gölü'nün doğusunda dört ada bulunur: Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuşadaları. Bu adalar, hem turistik hem de tarihi açıdan önemli mekanlardır. Akdamar Adası, üzerinde bulunan Kutsal Haç Kilisesi ile ünlüdür. Bu kilise, 10. yüzyılda Kral Gagik Artzruni tarafından inşa edilmiştir ve dış duvarlarında İncil'den sahneler yer alır. Diğer adalar da tarihi yapılarıyla dikkat çeker ve bölgedeki arkeolojik sit alanları arasında yer alır.
Turizm ve Ekonomik Önemi
Van Gölü, özellikle yaz aylarında yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen önemli bir turistik alan olup gölde tekne turları, balıkçılık ve doğa yürüyüşleri gibi aktiviteler yapılmaktadır. Ayrıca, gölün çevresi, Van ili ve Bitlis ilinin çeşitli ilçeleriyle birleşen geniş bir yerleşim alanına sahiptir. Muradiye, Erciş, Çaldıran, Özalp gibi ilçeler, göl havzasının önemli yerleşim merkezlerindendir.

