Adli akustik, ses kayıtlarının elde edilmesi, analizi, yorumlanması ve değerlendirilmesi süreçlerini içeren bir adli bilim dalıdır. Bu disiplin, ses kayıtlarının bütünlüğünün doğrulanması, kayıtların iyileştirilmesi ve konuşmacı kimliklendirmesi gibi konularla ilgilenir. Adli akustik, ceza davalarından sivil anlaşmazlıklara kadar geniş bir yelpazede delil olarak kullanılabilecek ses kayıtlarının incelenmesini kapsar.
Tarihsel Gelişim
Adli akustik, 1960'lı yıllardan itibaren özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Başlangıçta analog kayıtların incelenmesiyle sınırlı olan bu alan, dijital teknolojilerin gelişmesiyle birlikte dijital ses kayıtlarının analizini de içerecek şekilde genişlemiştir. Dijital kayıtların manipülasyona açık olması, kayıtların bütünlüğünün ve orijinalliğinin doğrulanmasını önemli hale getirmiştir.
Adli Akustikte Kullanılan Yöntemler
Adli akustik incelemelerinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır:
- Ses Kayıtlarının Doğrulanması: Ses kayıtlarının orijinalliğinin ve bütünlüğünün teyit edilmesi sürecidir. Bu, kayıtların kesilip kesilmediğinin veya üzerinde oynama yapılıp yapılmadığının belirlenmesini içerir.
- Kayıt İyileştirme: Gürültü azaltma ve filtreleme teknikleri kullanılarak, bozuk veya anlaşılması zor kayıtların daha net hale getirilmesi sağlanır.
- Konuşmacı Tanımlama: Belirli bir ses kaydındaki konuşmacının kimliğinin belirlenmesi amacıyla ses özelliklerinin analiz edilmesidir.
- Akustik Olay Analizi: Silah sesleri, patlamalar veya diğer çevresel seslerin analiz edilerek, olayların yeniden yapılandırılması ve delil olarak sunulması sürecidir.
Türkiye'de Adli Akustik Çalışmaları
Türkiye'de adli akustik alanında çeşitli akademik çalışmalar yürütülmektedir. Örneğin, Sercan Sarman'ın 2018 tarihli yüksek lisans tezinde, silah seslerinin ve şiddet içeren sahnelerin ses tabanlı sınıflandırılması üzerine makine öğrenmesi yöntemleri uygulanmıştır. Bu çalışmada, silah seslerinin sınıflandırılmasında %66, şiddet sahnelerinin sınıflandırılmasında ise %62'ye varan başarımlar elde edilmiştir.
Ayrıca, Ahmet Emir Dirik ve Saffet Vatansever'in 2016 yılında gerçekleştirdikleri bir çalışmada, ses kayıtlarındaki akustik şebeke gürültüsü kullanılarak kayıt zamanlarının doğru bir şekilde tespit edilebilirliği incelenmiştir. Bu çalışmada, elektrik şebeke frekansının (ENF) ses kayıtlarına yansıyan bileşenleri analiz edilerek, kayıtların zaman damgasının doğrulanması amaçlanmıştır.
Yunus Korkmaz'ın 2018 tarihli tez çalışmasında ise, Türkçe'deki ünlü harflerin formant frekans değerlerine dayalı olarak adli aksan analizi gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, bölgesel formant frekans değerleri farklılıkları ortaya konmuş ve %90'a varan sınıflandırma başarımları elde edilmiştir.
Karşılaşılan Zorluklar
Adli akustik alanında, özellikle dijital kayıtların manipülasyona açık olması nedeniyle, kayıtların orijinalliğinin ve bütünlüğünün doğrulanması önemli bir zorluk teşkil etmektedir. Gelecekte, daha gelişmiş analiz teknikleri ve yapay zeka tabanlı yöntemlerin kullanımıyla, adli akustik incelemelerinin doğruluk ve güvenilirliğinin artırılması hedeflenmektedir.
Adli akustik, teknolojik gelişmelere paralel olarak giderek daha önemli hale gelen bir adli bilim dalıdır. Dijital ses kayıtlarının yaygınlaşması, bu kayıtların delil olarak kullanımı ve güvenilirliğinin değerlendirilmesi ihtiyacını artırmıştır. Sesin fiziksel ve dijital özelliklerine dayalı olarak yürütülen analizler, hem ceza yargılamalarında hem de sivil uyuşmazlıklarda etkili kanıtların elde edilmesine katkı sağlamaktadır.
Ancak alanın doğası gereği, teknik uzmanlık gerektirmesi ve yorum farklılıklarına açık oluşu, delil değerinin belirlenmesinde dikkatli yaklaşımı zorunlu kılmaktadır. Türkiye'de bu alana dair yapılan akademik çalışmaların sayısı artmakla birlikte, uygulamaya yönelik standartların henüz yeterince kurumsallaşmadığı görülmektedir. Adli akustiğin hem akademik boyutta hem de adli sistem içerisinde daha sistematik ve güvenilir biçimde işlevselleştirilmesi, ilerleyen süreçlerde bu disiplinin daha sağlıklı kullanılmasını mümkün kılacaktır.