Afet Risk Algısı

fav gif
Kaydet
kure star outline


Afet Risk Algısı


Afet risk algısı, bireylerin ve toplulukların bir afete maruz kalma olasılıklarını ve bu afetin olası sonuçlarını nasıl değerlendirdiklerini ifade eden psikososyal bir kavramdır. Bu algı; bireylerin bilgi düzeylerinden, önceki deneyimlerinden, sosyal çevrelerinden ve medya gibi bilgi kaynaklarından etkilenerek şekillenir. Afet risk algısı yalnızca bireysel farkındalık düzeyini değil, aynı zamanda toplumun afetlere karşı hazırlık düzeyini ve afet yönetim süreçlerinin etkinliğini doğrudan etkiler.


Afet risk algısı; algılanan olasılık, algılanan ciddiyet ve başa çıkma yeterliliği gibi bileşenlerden oluşur. Bireyler afet riskine ilişkin değerlendirmelerini, yaşadıkları çevredeki tehlike unsurları, bu tehlikelerden etkilenme olasılıkları ve bu etkilerle başa çıkma yetenekleri doğrultusunda yaparlar. Bu algı, bireyin risk altında olduğunu hissetmesi durumunda koruyucu önlemler alma davranışını tetikleyebileceği gibi, düşük algı düzeylerinde önlem almayı erteleme veya reddetme şeklinde de tezahür edebilir.


Afet Risk Algısının Belirleyicileri


Afet risk algısını şekillendiren birçok bireysel ve toplumsal değişken mevcuttur. Bunlar arasında demografik özellikler, sosyoekonomik düzey, eğitim, afet deneyimi, bilgi kaynakları ve güven unsuru ön plana çıkmaktadır:


  • Demografik Özellikler: Yaş, cinsiyet ve eğitim düzeyi gibi faktörlerin afet risk algısı üzerinde etkisi olduğu çeşitli çalışmalarda ortaya konmuştur. Özellikle kadınların ve yaşlı bireylerin afetlere karşı daha duyarlı oldukları gözlemlenmiştir.
  • Geçmiş Afet Deneyimi: Daha önce bir afet yaşamış bireylerin, afetlerin sonuçlarına dair daha somut bilgiye sahip olmaları nedeniyle risk algıları genellikle daha yüksektir.
  • Medya ve Bilgi Kaynakları: Televizyon, sosyal medya ve resmi duyurular gibi kanallar aracılığıyla elde edilen bilgi, bireyin afetlere yönelik risk algısını şekillendirmede önemli bir rol oynar. Özellikle felaket söylemiyle yapılan medya sunumları, korku temelli algıları artırabilmektedir.
  • Toplumsal Güven: Devlet kurumlarına, yerel yönetimlere veya uzmanlara duyulan güven düzeyi, bireyin aldığı bilgiyi nasıl değerlendirdiğini ve risk karşısında nasıl davrandığını belirler.
  • Kültürel ve Dini İnançlar: Afetlerin tanrısal bir ceza ya da kader olduğu yönündeki inançlar, bireylerin riskleri pasif bir şekilde kabullenmelerine neden olabilir.


Afet Risk Algısı ve Hazırlık Davranışı İlişkisi


Afet risk algısı, bireylerin hazırlık davranışları üzerinde doğrudan belirleyici bir etkendir. Ancak bu ilişki her zaman doğrusal değildir. Yüksek risk algısı her zaman yüksek hazırlık düzeyi anlamına gelmemektedir. Özellikle aşırı korku ve çaresizlik hissi taşıyan bireylerde risk algısı yüksek olmasına rağmen hazırlık davranışı gözlemlenmeyebilir. Bu noktada, bireylerin kendi kapasitelerine olan inançları (öz-yeterlik) da belirleyici rol oynamaktadır.


Türkiye’de yapılan çeşitli saha araştırmaları, bireylerin afet riskine ilişkin farkındalık düzeylerinin nispeten yüksek olduğunu, ancak bu farkındalığın davranışa dönüşme oranının düşük kaldığını göstermektedir. Örneğin, deprem riski yüksek olan bölgelerde yaşayan bireylerin çoğunun acil durum çantası bulundurmadığı ya da tahliye planı yapmadığı tespit edilmiştir. Bu durum, yalnızca bilgi temelli farkındalık yaratmanın yeterli olmadığını; bireylerin davranışa yönelmesini sağlayacak psikososyal destek mekanizmalarının da devreye alınması gerektiğini göstermektedir.


Afet Yönetimi Açısından Risk Algısının Önemi


Afet yönetimi uygulamalarında, toplulukların sadece fiziksel risklere değil, aynı zamanda risk algısına dair dinamiklere göre planlama yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda afet yönetimi; risk iletişimi, toplumsal farkındalık artırma ve katılımcı süreçleri içerecek şekilde yapılandırılmalıdır. Risk algısının doğru yönetilmesi, halkın afete hazırlık kapasitesini artırmakta ve afete müdahale süreçlerinde kamu iş birliğini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca afet sonrası iyileşme sürecinde toplumun yeniden yapılanmasında da risk algısı önemli bir belirleyici faktördür.


Kaynakça

Demirtaş, Zeynep. Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Afet Risk Algısı: Van Depremi Örneği. İstanbul: Marmara Üniversitesi Yayınları, 2016.

Yılmaz, Rüya, ve Emre Yıldız. Türkiye’de Deprem Risk Algısı ve Afete Hazırlık Davranışları Üzerine Sosyolojik Bir İnceleme. Ankara: Kriz Yönetimi Araştırmaları Derneği, 2020.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarMuhammed Hüseyin Dağ7 Nisan 2025 11:48

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"Afet Risk Algısı" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor