Aksaray Ulu Camii, Anadolu Selçuklu mimarisinin örneklerinden biri olarak 12. yüzyılda inşa edilmiştir. Caminin banisi, Selçuklu Sultanı II. Kılıçarslan’ın oğlu Rükneddin Mesud’dur. Yapının inşası, Selçuklu döneminin siyasi ve kültürel atmosferinde şekillenmiş, dinî mimarinin gelişimi açısından önemli bir yapı olarak günümüze ulaşmıştır.

Ulu Camii (Aksaray İl Kültür Turizm Müdürlüğü)
Karamanoğulları Dönemindeki Restorasyon
Cami, 15. yüzyıla gelindiğinde Karamanoğulları Beyliği tarafından onarılmış ve genişletilmiştir. Bu döneme ait bilgiler, caminin kuzey cephesindeki kitabelerde belgelenmiştir. Kitabelerde şu ifade yer almaktadır:
“Bunun yapılmasını ve yenilenmesini merhum ve mağfur Ala-ed-din Bey'in oğlu yüce Sultan Mehmed, 811 yılında emretti.”
Bu kitabe, hem dönemin hükümdarını hem de camiye verdiği önemi ortaya koymaktadır. Aynı kitabe üzerinde caminin mimarı olarak Mimar Firuz’un ismi de yer almaktadır. Osmanlı arşivlerinde ise cami, “Karamanoğlu Mehmed Bey Camii” adıyla anılmıştır. Bu durum, yapının tarihsel süreç içinde farklı siyasi otoriteler tarafından benimsendiğini ve korunduğunu göstermektedir.
Mimari Yapı ve Özellikler
Aksaray Ulu Camii, kareye yakın dikdörtgen bir plan üzerine inşa edilmiştir ve tamamen düzgün kesme taştan yapılmıştır. Yapının batı cephesinde yer alan görkemli taç kapı, Anadolu Selçuklu beyliklerinin tipik mimari ve süsleme anlayışını yansıtır. Bu taç kapıdan camiye giriş sağlanmaktadır.
İç mekânda kıble yönünde dört, kıbleye dik olarak üç, toplam on iki ayak yer almakta olup bu ayaklar birbirlerine kemerlerle bağlanmıştır. Mekân, bu kemerler sayesinde hem statik denge hem de estetik bütünlük kazanmıştır. Taç kapının solundaki merdivenle ulaşılan kadınlar mahfili, çapraz tonoz örtülü mimarisiyle dikkat çeker.
Minber ve Ahşap İşçiliği
Caminin en önemli bölümlerinden biri, Selçuklu dönemine ait minberidir. Bu minber, dönemin ünlü sanatkârlarından Nüştekin’ül Cemali tarafından yapılmıştır. Malzeme olarak abanoz ağacı kullanılmıştır. Usta sanatçı, minberde ağaç oyma, sedef kakma ve kalem işi süslemeler gibi pek çok zanaat tekniğini başarıyla bir araya getirmiştir.
Minberin üzerinde Kur’an-ı Kerim ayetleri, Selçuklu sultanlarına yazılmış methiyeler ve bitkisel-geometrik motiflerle yapılmış süslemeler bulunmaktadır. Bu yönüyle, minber sadece dinî bir obje değil, aynı zamanda ahşap işçiliğinin bir örneği olarak değerlendirilir.
Halılar ve Müzecilik
Cami içinde yer alan ve hem Selçuklu hem de Osmanlı dönemine ait olan pek çok halı, kilim ve seccade, günümüzde Aksaray Müzesi tarafından koruma altına alınmıştır. Bu tarihî tekstil ürünlerinden bazıları müzede sergilenerek ziyaretçilere sunulmaktadır. Böylece caminin iç dekorasyonu ile birlikte bölgenin dokuma kültürü de korunmuş olmaktadır.
Günümüzde Yapılan Çalışmalar
Aksaray Ulu Camii, günümüzde de hem ibadet hem de turizm açısından önemli bir yapı olma özelliğini sürdürmektedir. Aksaray Belediyesi tarafından yakın dönemde yapılan çalışmalarla caminin bazı bölümleri yenilenmiştir. Özellikle aydınlatma sistemleri modernize edilmiş; ayrıca cami girişinde yer alan ve zamanla deforme olan halı, Aksaray’ın kültürel sembollerinden biri olan Taşpınar halısı ile değiştirilmiştir.


