Balıkesir ili merkez ilçesi sınırlarında yer alan Alaca Mescit, hem mimarî özellikleri hem de tarihî rolüyle dikkat çeken önemli bir Osmanlı dönemi camisidir. Yapının kitabesi günümüze ulaşmadığından kesin yapım tarihi ve banisi bilinmemektedir. Ancak mimari özellikleri itibarıyla klasik Osmanlı şehir mescitlerinin sade örneklerinden biri olduğu değerlendirilmektedir. Cami, 1911 yılında kapsamlı bir onarım geçirmiştir.
Mimari Özellikleri
Alaca Mescit, küçük ölçekli, mahalle mescidi formunda inşa edilmiştir. Kareye yakın dikdörtgen planlı olan yapının sade bir bezeme anlayışı vardır. Sade duvar örgüsü ve tek minaresiyle, bölgedeki klasik dönem mescitleriyle mimari benzerlik göstermektedir. 1911 onarımı sonrasında bugünkü görünümünü kazanmıştır.
Tarihî Rolü ve Millî Mücadele
Alaca Mescit, mimarî varlığından ziyade, özellikle Millî Mücadele yıllarında oynadığı kilit rol ile tarih sahnesine çıkmıştır. 15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunan birliklerince işgal edilmesinin ardından, 18 Mayıs 1919 günü Alaca Mescit’te düzenlenen mevlit programı, Balıkesir halkının işgale karşı harekete geçtiği bir toplantıya dönüşmüştür.
Mevlit sonrası toplanan sivil ve aydın halk, işgallere karşı “ilhakın fiilen reddi” ilkesini benimsemiş ve “Reddi İlhak Heyeti”nin kurulmasına karar vermiştir. Bu karar, Balıkesir’de direnişin ilk somut adımı olmuş; sonrasında devam eden “Alaca Mescit Toplantıları” ile işgallere karşı doğrudan silahlı mücadele kararı alınmıştır.
Bu sivil hareketlilik, Balıkesir Kongreleri’ne ve Kuvayımilliye hareketinin örgütlenmesine temel teşkil etmiş; Balıkesir, Anadolu genelinde bağımsızlık mücadelesinin öncü şehirlerinden biri olmuştur.
41 Bayrak Adamı ve Direnişin Öncüleri
Alaca Mescit’te toplanan gönüllüler, Belediye Reisi Keçecizâde Mehmet Emin Efendi, Karesi Mebusu Mehmet Vehbi Bey, Hasan Basri Çantay Hoca ve Yırcalızâde Şükrü Efendi gibi dönemin ileri gelen isimlerinin liderliğinde organize olmuştur. Şehrin dört bir yanından gelen vatanseverler, “41 Bayrak Adamı” adı verilen bir yapı oluşturarak şehir savunmasını fiilen başlatmışlardır.
Bu hareket, Türkiye’de halk iradesine dayalı ilk millî direniş girişimlerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Toplantılarda dile getirilen Leblebici Raşit Efendi’nin “Düşmanı geri döndürecek kuvvet, namlunun ucundadır.” sözü, silahlı direniş kararı alınmasında belirleyici olmuştur .
Millî Ruhun Sembolü
Alaca Mescit, sadece bir ibadet mekânı değil, halk iradesiyle şekillenmiş bağımsızlık ruhunun sembolüdür. Mevlitten çıkan halk, millî şuuru yüksek bir duruşla, işgallere karşı topyekûn direniş kararı almış, bu anlayış camiyi Millî Mücadele’nin kutsal mekânlarından biri hâline getirmiştir.
Burada başlatılan direniş, “her Müslümana düşen bir vazife” anlayışıyla şekillenmiş, özgürlüğün ancak mücadele ile korunabileceği bilinci halk arasında kökleşmiştir.
Balıkesir ve Kuvayımilliye
Alaca Mescit’te başlayan direniş hareketi, Balıkesir’de ilk ciddi sivil örgütlenmenin temelini oluşturmuş ve zamanla Balıkesir Kongreleri’ne evrilmiştir. Balıkesir, 14 ay boyunca dört cephede Yunan ordularına karşı savaşmış ve Anadolu’da Kuvayımilliye’nin en güçlü merkezlerinden biri olmuştur.
Balıkesir halkı, hiçbir yerden doğrudan talimat almaksızın vatan müdafaasına girişmiş, hem köylüsü hem kentlisiyle bağımsızlık mücadelesinin öncüsü olmuştur.
Kültürel Mirasın Korunması ve Eğitimdeki Yeri
Alaca Mescit günümüzde yalnızca tarihî bir anıt değil, aynı zamanda kültürel miras bilincinin diri tutulduğu bir eğitim mekânıdır. Balıkesir Bilim ve Sanat Merkezi’nin düzenlediği “Tarihî Mekânlarda Hazine Avı Etkinliği” gibi projeler kapsamında ziyaret edilmekte ve genç kuşaklara millî tarih şuuru kazandırılmaktadır.
Bu etkinlikler, Alaca Mescit’in sadece geçmişteki rolüyle değil, günümüzde de toplumsal aidiyetin ve kültürel mirasın taşıyıcısı olarak önemini sürdürdüğünü göstermektedir.