Ata tohumu, çiftçiler tarafından seçilip bir sonraki ekim zamanı için saklanan, değişen iklime uyum sağlayabilen ve toprakla uyumlu oldukları için kimyasal uygulamalara genellikle ihtiyaç duymayan yerel tohumlardır. Bu tohumlar, genetik kaynakların ve biyoçeşitliliğin korunması ile sürdürülebilir kullanımı açısından önem taşımaktadır.
Özellikleri ve Önemi
Ata tohumları, bulundukları bölgenin ekolojik koşullarına uzun yıllar boyunca uyum sağlamış genetik çeşitliliği temsil eder. Bu özellikleri sayesinde, iklim değişiklikleri ve çevresel streslere karşı dirençli olabilirler. Ayrıca, endüstriyel tarımda kullanılan hibrit tohumların aksine, ata tohumlarından elde edilen ürünlerden tekrar tohum alınabilir ve bu tohumlar sonraki yıllarda da ekilebilir. Ata tohumları, bir milletin özellikleri hakkında bilgi verebilir ve geçmişten geleceğe bir köprü kurarak kültürel mirasın bir parçası olarak değerlendirilir.
Tehditler ve Koruma Çalışmaları
Endüstriyel tarım uygulamalarının yaygınlaşması, hibrit tohumların kullanımı ve hızlı nüfus artışına bağlı olarak gıda üretimindeki dengesizlikler ata tohumlarının varlığını tehdit eden faktörler arasındadır. Hibrit tohumların yaygınlaşması ve yerel tohumların üretim ve satışına yönelik bazı yasal düzenlemeler, çiftçilerin ata tohumlarını kullanma ve takas etme pratiklerini olumsuz etkileyebilmektedir.
Bu tehditlere karşı çeşitli koruma ve yaygınlaştırma çalışmaları yürütülmektedir. Türkiye'de 2017 yılından itibaren "Mirasımız Yerel Tohum" ve "Ata Tohum Projesi" gibi projeler kapsamında çiftçilerden yerel tohumlar toplanmakta, bu tohumlar tarım işletmelerinde tescillenmekte ve çoğaltılmaktadır. Bu çalışmaların bir sonucu olarak, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın duyurduğu üzere, tescillenen ata tohumları Türkiye genelindeki 300 Tarım Kredi Kooperatifi marketinde satışa sunulmuştur. Bu uygulama, Türkiye'nin yerel tohumlarının Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla üretime kazandırılması yönünde önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ve Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü (BÜGEM) gibi kurumlar, TİGEM (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü) ile iş birliği içinde yerel tohumların tanımlanması, çoğaltılması ve tescili konularında çalışmaktadır. Ulusal Tohum Gen Bankası (UTGB) gibi kuruluşlar da yerel çeşitler dahil olmak üzere bitki genetik kaynaklarını ex-situ koruma yöntemleriyle muhafaza etmektedir. Bu bankada yaklaşık 3.300 türe ait 59.000 civarında materyal bulunmaktadır ve bu koleksiyonun önemli bir kısmını Türkiye orijinli yerel çeşitler oluşturmaktadır.
Çeşitli sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler de tohum takas şenlikleri düzenleyerek ata tohumlarının çiftçiler arasında yaygınlaştırılmasına ve bu konudaki farkındalığın artırılmasına katkıda bulunmaktadır.
Yasal Durum ve Farkındalık
Türkiye'de ata tohumunun üretilmesinin, ekilmesinin ve satılmasının yasaklandığı yönündeki iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. 2006 yılında yürürlüğe giren 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu, ata tohumlarını yasaklamamakta; bunun yerine tohumculuk sektörünü düzenleyerek kalite ve verimliliği artırmayı, tohumların belirli standartları karşılaması için tescil ve denetim süreçlerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de yerli/ata tohumu çeşitlerinin üretiminin ve kullanımının yasaklanmadığını doğrulamıştır. Bununla birlikte, Tohumculuk Kanunu sertifikalı tohum kullanımını teşvik etmekte ve sertifikasız yerel tohumların ticari alım satımını düzenlemektedir. Ancak, 2019 yılında "Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmelik" yayımlanarak yerel tohumların kayıt altına alınması, çoğaltılması ve pazarlanması süreçlerine dair usul ve esaslar ayrıca belirlenmiştir.
Ata tohumlarına yönelik farkındalığın artırılması amacıyla çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda, yerel tohumlara yönelik farkındalığı belirlemek üzere ölçek geliştirme çalışmaları da bulunmaktadır. Bu çalışmalar, ata tohumlarının kültürel miras, organik tarım ve sağlıklı yaşam gibi kavramlarla ilişkili olduğunu göstermektedir.

