KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Babil Hukuku ve Hamurabi Kanunları

fav gif
Kaydet
kure star outline

Antik Mezopotamya uygarlıkları, insanlık tarihinin en eski yazılı hukuk sistemlerinin doğduğu coğrafya olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda, Babil uygarlığı ve özellikle M.Ö. 18. yüzyılda hüküm süren Kral Hamurabi tarafından oluşturulan kanunlar, hukuk tarihinin gelişiminde önemli bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Hamurabi Kanunları, sadece Mezopotamya'daki toplumsal düzeni sağlamakla kalmamış, aynı zamanda yazılı hukukun kalıcılığına ve evrenselliğine dair güçlü bir örnek teşkil etmiştir.


Bu kanunlar, dönemin sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını yansıtan ayrıntılı hükümler içermekte olup adaletin tanrısal bir kaynaktan türediği inancına dayanmaktadır. Kanunların bir stel üzerine çivi yazısıyla yazılmış olması, hukukun kamusal alandaki görünürlüğünü ve halk nezdindeki bağlayıcılığını artırmayı hedeflemiştir. Babil Hukuku’nun en sistematik ifadesi olarak kabul edilen bu metinler, aynı zamanda sınıfsal ayrımları, mülkiyet ilişkilerini, aile yapısını ve ceza hukukunu ayrıntılı biçimde düzenleyerek döneminin toplumsal işleyişine ışık tutmaktadır.


Hamurabi Kanunları (Görsel Yapay Zeka Tarafından Oluşturulmuştur)

Hamurabi ve Kanunlarının Oluşum Süreci

M.Ö. 1792–1750 yılları arasında Babil'in altıncı kralı olarak hüküm süren Hamurabi, Mezopotamya'da merkezî bir otorite kurmayı başarmış önemli bir liderdir. Onun döneminde Babil Krallığı, siyasi, askerî ve ekonomik yönden büyük bir güç hâline gelmiş; Sümer, Akad ve Asur bölgeleri üzerinde etkili olmuştur. Hamurabi, bu geniş coğrafyada farklı toplulukları bir arada tutabilmek için hukuku birleştirici bir araç olarak kullanmıştır.


Hamurabi Kanunları, kralın tanrısal bir iradeyi temsil ettiğine ve adaleti tesis etme görevini Enlil ve Marduk gibi tanrılardan aldığına dayanan bir anlayışla kaleme alınmıştır. Bu anlayış, dönemin teokratik monarşi yapısına uygun şekilde, hukukun tanrısal kaynaklı bir düzenin yeryüzündeki tezahürü olduğunu ima etmektedir. Kanunlar, yaklaşık 2.80 metre yüksekliğinde siyah diorit taşa oyulmuş ve çivi yazısıyla yazılmıştır. Bu stelin üst kısmında, güneş tanrısı Şamaş’ın Hamurabi’ye kanunları takdim ettiği kabartma yer almaktadır. Bu ikonografi, hukukun ilahi bir düzenden türediğini ve kralın bu düzenin dünyevi temsilcisi olduğunu simgeler.


Hamurabi Kanunları'nın oluşturulma amacı, adaletin sağlanması, güçlünün zayıfı ezmesinin önlenmesi, toplumda düzenin ve istikrarın temin edilmesidir. “Zayıfın güçlü karşısında korunması” düşüncesi, kanunların ön sözünde özellikle vurgulanan bir ilkedir. Bu durum, Hamurabi’nin sadece bir yönetici değil, aynı zamanda halkın refahını gözeten bir “adalet kralı” kimliğini benimsemesiyle ilgilidir.

Hamurabi Kanunlarının İçeriği ve Sistematiği

Hamurabi Kanunları, toplamda 282 maddeden oluşan kapsamlı bir hukuk derlemesidir. Kanunlar, sistematik bir kodlama anlayışından ziyade, daha çok örnek olaylara dayalı kazuistik (vaka bazlı) bir düzen içerisinde sunulmuştur. Her bir madde, belirli bir toplumsal veya hukuki durum karşısında uygulanacak yaptırımı belirler. Bu yöntem, dönemin somut ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde hukukî çözümler sunmayı amaçlamıştır.


Kanunlar; aile hukuku, mülkiyet hukuku, borçlar hukuku, ceza hukuku ve ticaret hukuku gibi çeşitli alanlara dair hükümler içermektedir. Aile hukukuna dair maddeler, özellikle evlilik, boşanma, miras ve evlat edinme konularında ayrıntılı düzenlemeler sunarken; ceza hukuku alanında “kısas” ilkesi sıkça göze çarpmaktadır. “Göze göz, dişe diş” ilkesi olarak bilinen bu yaklaşım, adaletin sağlanmasında denge ve caydırıcılık hedefi taşımaktadır.


Toplumun farklı sınıflarına göre farklı cezalar öngören bir yapı da dikkat çekicidir. Özgür bireyler, yarı özgürler (mushkenum) ve köleler (wardum) için aynı fiil farklı hukuki sonuçlar doğurabilmektedir. Bu durum, dönemin sosyal yapısının hukuka doğrudan yansıdığını gösterir. Örneğin bir özgür yurttaşa zarar veren başka bir özgür kişi ağır cezalar alırken, köleye zarar verilmesi durumunda daha hafif yaptırımlar öngörülmüştür.


Kanunlarda ayrıca ticari faaliyetler, kira ilişkileri, tarım sözleşmeleri, borç ödeme yükümlülükleri gibi ekonomik düzenlemelere de yer verilmiş; söz konusu alanlarda karşılaşılabilecek uyuşmazlıklar için çözüm yolları tanımlanmıştır. Bu yönüyle Hamurabi Kanunları, yalnızca ceza hukuku açısından değil, özel hukuk açısından da ileri düzeyde bir düzenleme örneği olarak değerlendirilmektedir.

Hamurabi Kanunlarının Hukuk Tarihindeki Yeri ve Etkileri

Hamurabi Kanunları, yalnızca Mezopotamya uygarlığı için değil, dünya hukuk tarihi açısından da dönüm noktalarından biri olarak kabul edilmektedir. Yazılı hukukun en erken örneklerinden biri olan bu metin, özellikle hukuk normlarının belirli bir toplumsal düzen içinde açık ve somut biçimde ilan edilmesi bakımından öncü bir niteliğe sahiptir.


Bu kanunlar, bir hukuk sisteminde yasaların kral iradesiyle fakat tanrısal bir meşruiyetle ilan edilmesini simgeler. Aynı zamanda, hukuk kurallarının taş üzerine yazılarak halka açık alanlarda sergilenmesi, hukukun kamusal niteliğini ve denetlenebilirliğini öne çıkarır. Bu yönüyle Hamurabi Kanunları, hukuk kurallarının keyfîlikten arındırılması ve yönetimin hesap verebilirliği açısından çağının çok ötesindedir.


Hamurabi Kanunları'nın etkisi, sadece Babil uygarlığıyla sınırlı kalmamış; sonraki dönemlerde kaleme alınan Asur, Hitit ve hatta Roma hukuk sistemleri üzerinde dolaylı izler bırakmıştır. Özellikle Roma'daki On İki Levha Kanunları ile Hamurabi Kanunları arasında yapısal ve tematik paralellikler kuran çeşitli akademik değerlendirmeler mevcuttur. Ayrıca Tevrat'ta yer alan bazı hükümlerle Hamurabi Kanunları arasında benzerlikler bulunduğu, bu bağlamda Sami hukuk geleneği içinde süreklilik taşıdığı da ileri sürülmektedir.


Modern hukuk tarihi açısından bakıldığında, Hamurabi Kanunları, adaletin simgeleşmiş tarihsel örneklerinden biri olarak değerlendirilir. Hukukun sosyal eşitsizlikleri nasıl düzenlemeye çalıştığı, ceza adaletinin nasıl kurgulandığı ve güç dengelerinin hukuk yoluyla nasıl korunduğu gibi sorulara erken bir yanıt niteliği taşır. Bu nedenle hem hukuk fakültelerinde hem de tarih disiplininde temel kaynaklardan biri olarak okutulmaktadır.


Hamurabi Kanunları, hukuk tarihinin yazılı en eski ve en sistemli metinlerinden biri olarak, yalnızca Babil uygarlığının değil, insanlık tarihinin de önemli bir mirasıdır. Bu kanunlar, toplumsal yaşamın farklı alanlarını kapsayan hükümleriyle dönemin sosyoekonomik yapısını yansıtmış, aynı zamanda devlet otoritesinin hukuk aracılığıyla nasıl kurumsallaştığını göstermiştir.


Kanunların içerdiği kazuistik yapı, dönemin pratik ihtiyaçlarına doğrudan cevap verme amacı güderken hukukun soyut ilkelerden ziyade somut olaylar üzerinden şekillendiğini ortaya koyar. Ancak bu yapı, aynı zamanda hukukun gelişiminde örnek kararların ve içtihatların ne denli belirleyici olduğunu da gösterir.


Hamurabi Kanunları’nın sınıfsal ayrımlara dayalı hükümler içermesi, modern hukuk anlayışının temel ilkeleri olan eşitlik ve insan hakları açısından eleştirilebilir. Bununla birlikte, bu metinlerin bir kral tarafından ilan edilmesine rağmen tanrısal adaletle meşrulaştırılması ve halka açık biçimde sergilenmesi, hukuk devleti fikrinin erken örneklerinden biri olarak değerlendirilebilir.

Kaynakça

Keleş, Hakan. “Bâbil Hukuk Kuralları ve Yahudilik.” Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9, no. 16 (2021): 803–816. Erişim 7 Mayıs 2025. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1524517.


Saygılı, Tahsin. “Babil Hukuku ve Hamurabi Kanunları.” Sosyal Araştırmalar ve Davranış Bilimleri Dergisi 2 (2016): 1–22. Erişim 7 Mayıs 2025. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/416678.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarYeşim Can2 Mayıs 2025 21:42
KÜRE'ye Sor