KÜRE LogoKÜRE Logo

Bağlanma Stilleri

Psikoloji+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
Ekran görüntüsü 2025-02-25 162234.png

Bağlanma teorisi, insanların erken çocukluk döneminden başlayarak, yaşamlarının ilerleyen yıllarında oluşturdukları duygusal bağları anlamak amacıyla geliştirilmiş önemli bir psikolojik yaklaşımdır. John Bowlby ve Mary Ainsworth tarafından temelleri atılan bağlanma teorisi, bireylerin bağlanma stilinin, onların kişilik gelişimi, sosyal etkileşimleri ve psikolojik sağlıkları üzerinde önemli etkiler yarattığını vurgulamaktadır.

Bağlanma Teorisinin Temelleri

Bağlanma teorisinin kurucusu John Bowlby, bağlanmanın, çocukların bakım verenleriyle kurdukları duygusal bağlardan kaynaklandığını belirtmiştir. Bowlby, bu bağlanmanın çocukların güvenli bir şekilde gelişebilmesi için hayati önem taşıyan bir olgu olduğunu savunmuş ve çocukların çevrelerinden aldıkları bakımın kalitesine ve bu bakım verenlerle olan ilişkilerinin doğasına bağlı olarak şekillendiğini öne sürmüştür. Bununla birlikte Ainsworth, bağlanma stillerini sınıflandırarak, insanların bağlanma tarzlarını belirlemiş ve bunların yetişkin yaşamındaki sosyal ve duygusal ilişkilerle bağlantılı olduğunu göstermiştir.

Bağlanma Stillerinin Tanımlanması

Bağlanma stilleri, bireylerin erken yaşlardaki bakım deneyimlerine dayanarak gelişen, başkalarına yönelik güven ve yakınlık kurma biçimlerini yansıtan duygusal kalıplardır. Ainsworth, bebeklerin anneleriyle olan etkileşimlerini inceleyerek üç ana bağlanma stilini tanımlamıştır: güvenli bağlanma ve güvensiz bağlanma (kaçınan ve kaygılı alt türleriyle).

Güvenli Bağlanma (Secure Attachment)

Güvenli bağlanma, genellikle sağlıklı ve tutarlı bakım verenlerin olduğu ortamlarda gelişir ve bu bağlanmaya sahip çocuklar, bakım verenlerinden duygusal bir güven hissederler. Böylelikle bu tür bağlanma, çocukların hem duygusal hem de sosyal olarak daha istikrarlı gelişmelerine yardımcı olur. Kendilerini güvende hisseden çocuklar başkalarına güvenme konusunda bir sorun yaşamazlar. Bu çocuklar, ayrılık sırasında endişelenirler, ancak geri dönüşte rahatlayarak bakım verenleriyle yeniden bağ kurarlar.


Geri dönen çocuklar, yakınlık kurmaktan çekinmezler ve sakinleşirler. Güvenli bağlanma, bakım verenin tutarlı, duyarlı ve erişilebilir olmasına dayanır. Çocuk, ihtiyaç duyduğunda bakım vereninin ona yanıt verdiğini ve her zaman geri döneceğini bilir (Bowlby, 1969). Bu tutarlılık da çocuğun güvenli bir bağ kurmasını sağlar ve böylelikle ilerde romantik ilişkilerinde açık ve dürüst olurlar, partnerlerine güven duyarlar ve bağlanma ihtiyaçlarını sağlıklı bir şekilde ifade ederler.


Kaçıngan Bağlanma (Avoidant Attachment)

Kaçıngan bağlanma, çocuklukta bakım verenlerin duygusal olarak uzak ve tutarsız tepkiler verdiği durumlarda gelişir. Bu çocuklar, duygusal yakınlık kurma konusunda zorluklar yaşar ve bağımsızlıklarını ön planda tutarlar. Kaçıngan bağlanan çocuklar, genellikle duygusal yakınlıktan kaçınırlar ve başkalarına güvenme konusunda isteksizdirler. Bu çocuklar, ayrılık sırasında genellikle üzülmezler ve geri dönüşte de kayıtsız bir şekilde davranabilirler. Duygusal bağımlılık geliştirmektense kendi başlarına hareket etmeyi tercih ederler. Genellikle ihtiyaçlarını ifade etmek yerine kendi başlarına çözüm ararlar. Duygusal çatışmalar yaşadıklarında, bu duyguları gizleme eğilimindedirler.


Kaçıngan bağlanmaya sahip yetişkinler, romantik ilişkilerde duygusal mesafe koyma eğilimindedirler. Aşırı yakınlık kurmak yerine, yalnızlık ve bağımsızlıklarını tercih ederler. Bağlanma ihtiyaçlarını ifade etmekte zorlanabilirler ve duygusal yakınlık kurmakta çekingen olabilirler.

Kaygılı Bağlanma (Anxious Attachment)

Kaygılı bağlanma, çocukluk döneminde bakım verenlerin tutarsız, belirsiz veya zaman zaman ilgisiz davranmaları sonucunda gelişir. Bu çocuklar, terk edilme korkusu taşır ve sık sık onay ve güvence arayışına girerler. Kaygılı bağlanma, en çok çocukların bakım verenlerinin tutarsızlıkla yanıt vermesi durumunda ortaya çıkar. Kaygılı bağlanan çocuklar, sık sık terk edilme korkusu yaşarlar. Bir ayrılık durumunda kaygı ve stres yaşarlar ve geri dönüşte kolay rahatlayamazlar. Duygusal olarak aşırı bağlıdırlar ve yalnız kalma korkusu taşırlar. Kaygılı bağlanma, bakım verenlerin zaman zaman ilgisiz veya tutarsız davranmaları sonucu oluşur. Çocuk, ne zaman bakım vereninden destek alacağına dair belirsizlik yaşar ve bu belirsizlik kaygıya yol açar. Çocuk, bakım verenin geri döneceğinden emin olamayınca, kaygılı bir bağlanma tarzı geliştirir.


Kaygılı bağlanmaya sahip yetişkinler, romantik ilişkilerde sürekli olarak onay ve güvence arayışı içinde olurlar. Bu bireyler, ilişkilerinde yoğun duygusal dalgalanmalar yaşayabilirler ve partnerlerinin duygusal yanıtlarını izleyebilirler. Terk edilme korkusu, ilişkilerinde sürekli bir gerilim yaratabilir.

Bağlanma Stillerinin Bireyler Üzerindeki Etkileri

Bağlanma stillerinin, bireylerin psikolojik sağlığı üzerinde belirgin etkileri vardır. Güvenli bağlanma, bireylerin daha sağlıklı, doyurucu ilişkiler kurmalarını desteklerken; kaygılı ve kaçıngan bağlanma, kişilerin ilişkilerde zorlanmalarına, düşük benlik saygısı geliştirmelerine ve daha fazla duygusal sıkıntıya yol açabilir. Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler, sürekli onay ve güvence arayışı içinde olabilirler. Bu durum, ilişkilerinde gerginlik yaratabilir ve partnerlerinin bu ihtiyaçları sürekli olarak karşılaması zor olabilir. Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler ise, başkalarından duygusal yakınlık ve destek almaktan kaçınır ve duygusal olarak mesafeli olabilirler. Bu durum, duygusal bağların zayıflamasına ve yalnızlık hissine yol açabilir.


Bağlanma stilleri hem çocukluk dönemindeki deneyimlere hem de bireylerin yetişkinlikteki ilişkilerine etki eden güçlü bir faktördür. Bağlanma teorisinin anlaşılması, bireylerin duygusal sağlığını ve ilişkilerindeki zorlukları daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir ve bunun erken dönemdeki deneyimlere dayanması, dinamiklerin iyileştirilmesi ve değişmesi için müdahale yollarının bulunmasını sağlar.


Kaynakça

Bowlby, J.. Attachment and Loss: Volume I: Attachment, Basic Books, erişim 19 Şubat 2025. https://mindsplain.com/wp-content/uploads/2020/08/ATTACHMENT_AND_LOSS_VOLUME_I_ATTACHMENT.pdf

Feeney, J. A., Noller, P., & Roberts, N.. Emotion, attachment, and satisfaction in close relationships, Handbook of Communication and Emotion, erişim 19 Şubat 2025. doi:10.1016/b978-012057770-5/50020-5 https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/B9780120577705500205

Ainsworth, M. D. S.. The Bowlby-Ainsworth attachment theory, Behavioral and Brain Sciences, erişim 19 Şubat 2025. https://www.cambridge.org/core/journals/behavioral-and-brain-sciences/article/abs/bowlbyainsworth-attachment-theory/6D35C7A344107195D97FD7ADAE06C807#access-block

Hazan, C., & Shaver, P. R.. Romantic love conceptualized as an attachment process, Journal of Personality and Social Psychology, erişim 19 Şubat 2025. https://www2.psych.ubc.ca/~schaller/Psyc591Readings/HazanShaver1987.pdf

Mikulincer, M., & Shaver, P. R.. Attachment in adulthood: Structure, dynamics, and change, Guilford Press, erişim 19 Şubat 2025. https://www.academia.edu/34596672/Attachment_in_Adulthood_Structure_Dynamics_and_Change_Mario_Mikulincer_PhD_Phillip_R_Sha_pdf?auto=download

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarSümeyye Yalçıner25 Şubat 2025 13:11
KÜRE'ye Sor