İbrahim Kalın’ın “Barbar, Modern, Medeni” isimli eseri, Batı medeniyeti ve İslam dünyası arasındaki tarihi, kültürel ve düşünsel ilişkiyi ele almaktadır. Kitap, Batı’nın Doğu’ya bakışını, "barbarlık", "modernlik" ve "medeniyet" kavramları etrafında analiz etmekte ve bu kavramların tarih boyunca geçirdiği dönüşümleri incelemektedir. Kalın, özellikle oryantalist söylemlerin etkisiyle şekillenen Batı-Doğu ilişkilerini, entelektüel ve kültürel bir perspektiften ele alarak, okuyucuya hem tarihsel hem de felsefi bir derinlik sunmaktadır.
Kitabın İçeriği

Barbar, Modern, Medeni
Barbar Kavramının Tarihsel Kökleri
Kitap, "barbarlık" kavramının kökenlerine inerek, bu terimin antik dönemden modern döneme kadar geçirdiği değişimleri tartışmaktadır. İbrahim Kalın, antik Yunan’da "barbar" kelimesinin yabancılara yönelik bir tanım olarak ortaya çıktığını ve zamanla medeniyetin karşıtı bir anlam kazandığını belirtmektedir. Batı medeniyetinin, kendisini tanımlamak için "öteki"ni yani barbarlığı bir referans noktası olarak kullandığını ifade etmektedir. Bu bağlamda, barbar kavramının Doğu toplumlarını tanımlamada nasıl bir araç olarak kullanıldığını örneklerle açıklamaktadır.
Modernlik ve Medeniyet Anlayışı
Eserde, modernlik ve medeniyet kavramlarının birbirleriyle ilişkisinin ve çelişkisinin ele alındığı kapsamlı bir bölüm bulunmaktadır. Kalın, modernlik kavramının Aydınlanma dönemiyle birlikte şekillendiğini ve Batı’nın kendi değerlerini evrensel kabul ederek diğer medeniyetleri dışlama eğilimi gösterdiğini savunmaktadır. Bu süreçte modernliğin, Batı’nın siyasi ve ekonomik üstünlüğü ile birlikte bir hegemonya aracı olarak nasıl kullanıldığını detaylı bir şekilde tartışmaktadır. Ayrıca, İslam medeniyetinin bu modernleşme sürecine verdiği tepkileri ve alternatif medeniyet anlayışlarını analiz etmektedir.
Oryantalizm ve Batı-Doğu İlişkisi
Kalın, Edward Said’in oryantalizm kavramını merkeze alarak, Batı’nın Doğu’ya bakışını tarihsel bir bağlamda incelemektedir. Oryantalizmin, Doğu’yu egzotik, geri kalmış ve "öteki" olarak tanımlayan bir söylem geliştirdiğini ifade etmektedir. Bu bölümde, oryantalist bakış açısının İslam medeniyetine yönelik algıları nasıl şekillendirdiği ve bu algının Batı’nın sömürgecilik ve emperyalizm politikalarındaki rolü detaylı bir şekilde açıklanmaktadır.
Medeniyetler Arası Diyalog ve İletişim
Kitap, medeniyetler arası diyalogun mümkün olup olmadığını ve bu diyalogun nasıl kurulabileceğini tartışmaktadır. Kalın, medeniyetler arasında anlamlı bir etkileşim sağlanabilmesi için tarafların eşit düzeyde karşılıklı anlayış geliştirmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu bağlamda, İslam ve Batı medeniyetlerinin tarih boyunca kurduğu ilişkiyi, çatışma ve işbirliği örnekleri üzerinden incelemektedir. İslam medeniyetinin, bilime, sanata ve felsefeye yaptığı katkıların, Batı düşüncesi üzerindeki etkilerini vurgulamaktadır.
Medeniyetin Krizi ve Gelecek Perspektifi
Eserde, modern dünyanın karşı karşıya olduğu medeniyet krizine de değinilmektedir. Kalın, bu krizin yalnızca ekonomik ya da siyasi boyutlarla sınırlı olmadığını, aynı zamanda insanlığın etik ve manevi değerlerini de tehdit ettiğini belirtmektedir. Modernliğin krizine alternatif olarak, medeniyetin insanı merkeze alan bir anlayışla yeniden inşa edilmesi gerektiğini öne sürmektedir.

