Bilişsel Yük Teorisi, 1980’lerin sonlarında eğitim psikoloğu John Sweller tarafından geliştirilmiştir. Bu teori, bireylerin öğrenme sırasında karşılaştıkları zihinsel yükleri anlamaya ve yönetmeye odaklanır. Özellikle eğitim materyallerinin ve öğretim yöntemlerinin tasarımında, öğrencilerin bilişsel kapasitelerini en verimli şekilde kullanmalarını sağlamayı hedefler.

Bilişsel yük teorisi türlerini temsil eden bir görsel (Yapay zeka ile oluşturulmuştur.)
Bilişsel Yük Türleri
Bilişsel Yük Teorisi, öğrenme sürecindeki zihinsel yükleri üç ana kategoriye ayırır.
Asıl (İçsel) Bilişsel Yük: Bu yük, öğrenilecek bilginin karmaşıklığına ve öğeler arasındaki etkileşime bağlıdır. Örneğin, diferansiyel denklemlerin çözümü, toplama işlemlerine göre daha yüksek bir asıl bilişsel yük gerektirir. Bu yük, öğretim tasarımıyla sınırlı ölçüde değiştirilebilir.
Konu Dışı (Dışsal) Bilişsel Yük: Bilginin sunum şekli ve öğretim materyallerinin tasarımıyla ilgilidir. Kötü tasarlanmış materyaller, öğrenme sürecini zorlaştırabilir ve gereksiz bilişsel yük oluşturabilir. Örneğin, metin ve görsellerin uyumsuzluğu, öğrenicinin dikkatini dağıtarak konu dışı yükü artırabilir.
Etkili (İlişkili) Bilişsel Yük: Öğrenilen bilginin uzun süreli bellekte yapılandırılması ve şema oluşturulması sürecinde harcanan zihinsel çabayı ifade eder. Bu yük, öğrenme sürecine olumlu katkı sağlar ve artırılması hedeflenir.

Bilişsel yük teorisi türlerini temsil eden bir görsel (Yapay zeka ile oluşturulmuştur.)
Çalışma Belleği ve Uzun Süreli Bellek
İnsan zihni, bilgiyi işlemekte sınırlı bir kapasiteye sahiptir. Çalışma belleği, kısa süreli olarak bilgi tutar ve işlerken, uzun süreli bellek bilgilerin kalıcı olarak depolandığı yerdir. Etkili öğrenme, bilginin çalışma belleğinden uzun süreli belleğe başarılı bir şekilde aktarılmasıyla gerçekleşir.
Öğretim Tasarımında Bilişsel Yükün Yönetimi
Eğitim materyallerinin tasarımında bilişsel yükü yönetmek için çeşitli stratejiler kullanılabilir:
• Çalışılmış Örnekler: Öğrencilere çözülmüş örnekler sunarak, problem çözme sürecini modellemek ve asıl bilişsel yükü azaltmaktır.
• Modality Etkisi: Bilgilerin hem görsel hem işitsel kanallardan sunulması, çalışma belleğinin daha etkin kullanılmasını sağlar.
• Bölünmüş Dikkat Etkisini Azaltma: Metin ve görsellerin entegre sunumu ile dikkat dağınıklığını önlemektir.
Bilişsel Yük Teorisi’nin Eğitimdeki Önemi
Bilişsel Yük Teorisi, öğretim tasarımında rehberlik ederek, öğrencilerin bilişsel kaynaklarını etkin kullanmalarını sağlar. Bu, öğrenme verimliliğini artırır ve öğretmenlerin, öğrencilerin bilişsel yüklerini dikkate alarak daha etkili öğretim stratejileri geliştirmelerine yardımcı olur.

