Kelkit ile Tozanlı’nın birleştiği noktada inşa edilen Boğazkesen Köprüsü, tarih boyunca Amasya-Niksar bağlantısını sağlayan stratejik öneme sahip bir geçiş noktası olmuştur. Mimari yapısıyla dikkat çeken köprü, farklı dönemlerde çeşitli uygarlıkların izlerini taşımaktadır.

Boğazkesen köprüsü - Erbaa Belediyesi
Tarihçe
Boğazkesen Köprüsü, Roma İmparatorluğu döneminde Kelkit Çayı ile Yeşilırmak'ın birleştiği noktada, bölgenin ulaşımını sağlamak amacıyla inşa edilmiştir. Tarihi kaynaklara göre, İpek Yolu üzerinde yer alan iki önemli köprüden biridir. Diğer önemli yapı ise Selçuklu eseri olarak bilinen Talazan Köprüsü’dür. Boğazkesen Köprüsü, stratejik konumuyla bölgenin ticaret ve askeri geçişlerini kolaylaştırmış, farklı medeniyetler tarafından defalarca onarılarak kullanılmıştır.
Bizans dönemine ait olduğu düşünülen köprü ayakları, sağlam ve düzgün kesilmiş dikdörtgen taşlarla zemine oturtulmuş olup, su içerisinde dört ayağı bulunmaktadır. Ayakların yarıya kadar olan kısmı ile üst bölümü mimari açıdan farklılık göstermektedir. Kale Köyü tarafındaki ikinci ayağın suya yakın kısmında kesme taş üzerine işlenmiş iki adet haç işareti bulunmaktadır. Bu da köprünün Bizans döneminde de önemli bir yapı olduğunu göstermektedir.
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde köprünün üst bölümü yenilenmiş, böylece uzun yıllar kullanılmaya devam etmiştir. Rivayetlere göre, Yavuz Sultan Selim Han, 1514 yılındaki Çaldıran Seferi sırasında bu köprüden geçmiştir. Bir diğer rivayete göre ise köprünün üzerinde bir dönem Selçuklu arması olan çift başlı kartal motifi bulunmuş, ancak zamanla aşınarak kaybolmuştur.
Güncel Durum

Boğazkesen köprüsü güncel durum - Erbaa Belediyesi
Boğazkesen Köprüsü, yüzyıllar boyunca çeşitli doğal afetlere ve su taşkınlarına maruz kalmıştır. Özellikle Kelkit Vadisi’nde sıkça yaşanan su taşkınları, köprünün üst kısmına büyük zarar vermiş ve zamanla yıkılmasına neden olmuştur. Günümüzde, köprünün sadece taşıyıcı ayakları ayakta kalmıştır. Bölge halkı tarafından bilinen ancak turistik açıdan yeterince değerlendirilmemiş olan bu yapı, tarihi ve kültürel miras açısından büyük öneme sahiptir.
Bugün, köprünün ayakta kalan bölümleri zamana direnmeye devam etse de, kapsamlı bir restorasyon çalışması yapılmadığı için harabe halinde bulunmaktadır. Tarihi değerinin korunması ve bölge turizmine kazandırılması amacıyla çeşitli çalışmalar yapılması gerekmektedir.


