KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Bozkurt-Lotus Davası

Hukuk+2 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Bozkurt-Lotus Davası, 2 Ağustos 1926 tarihinde Ege Denizi'nin uluslararası sularında, Midilli Adası açıklarında meydana gelen bir deniz kazası ve bu kazadan doğan uluslararası bir hukuki uyuşmazlıktır. Bu dava, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası alandaki yargı yetkisini ve egemenliğini pekiştirmesi, kapitülasyonlar döneminin kesin olarak sona erdiğini tescil etmesi ve uluslararası hukukta deniz yargı yetkisi konusunda önemli bir emsal teşkil etmesi açısından büyük tarihi ve hukuki öneme sahiptir.

Olayın Oluşumu ve İlk Hukuki Süreç

2 Ağustos 1926 gecesi, kömür yüklü Türk bandıralı "Bozkurt" vapuru ile Fransız bandıralı "Lotus" ticaret gemisi, Midilli Adası'nın yaklaşık 5-6 deniz mili açıklarında çarpışmıştır. Çarpışmanın şiddetiyle Bozkurt gemisi kısa sürede batmış ve gemide bulunan sekiz Türk denizci ne yazık ki hayatını kaybetmiştir. Lotus gemisi ise, kazadan sağ kurtulan bazı tayfaları ve Bozkurt gemisinin kaptanını da alarak ertesi gün İstanbul'a gelmiştir.


Kazada hayatını kaybeden Türk denizcilerin ailelerinin şikayeti üzerine, Türk makamları tarafından derhal yasal işlem başlatılmıştır. Dönemin Türk Ceza Kanunu'na göre taksirle ölüme sebebiyet verme suçu isnadıyla Lotus gemisinin kaptanı Jan Demons (bazı kaynaklarda Demons olarak da geçer) İstanbul'da tutuklanmıştır. Türk mahkemeleri, bu olayı kendi yargı yetkisi dahilinde görerek yargılama sürecini başlatmıştır.


Bozkurt Gemisi (Yapay zekâdan faydalanılmıştır)

Uluslararası Hukuki Anlaşmazlık ve Fransa'nın İtirazları

Türk mahkemelerinin Lotus gemisinin kaptanını yargılaması, Fransa'nın sert tepkisine yol açmıştır. Fransa, Türkiye'nin bu yargılama hakkına çeşitli gerekçelerle itiraz etmiştir:


  • Uluslararası Sular Prensibi: Fransa, çarpışmanın uluslararası sularda meydana geldiğini ve uluslararası hukuka göre açık denizde seyrüsefer eden gemilerin sadece kendi bayrak devletlerinin yargı yetkisine tabi olduğunu savunmuştur. Bu ilkeye göre, Lotus gemisi Fransız bandıralı olduğu için yargılama yetkisinin sadece Fransız mahkemelerine ait olması gerektiğini ileri sürmüştür.


  • Kapitülasyonlar ve Tarihi İmtiyazlar: Fransa, Osmanlı döneminden kalma kapitülasyonların fiilen devam ettiğini ve yabancılar üzerindeki yargı imtiyazlarının henüz tam olarak kalkmadığını iddia etmiştir. Lozan Antlaşması'nın 28. maddesiyle kapitülasyonların kaldırılmasına rağmen, Fransa yüzyıllardır süregelen bu ayrıcalıklardan vazgeçmek istememiştir. Bu durum, yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası alandaki egemenliğini test eden bir "güç savaşına" dönüşmüştür.


  • Uluslararası Teamül İddiası: Fransa, Uluslararası Sürekli Adalet Divanı önünde, açık denizde meydana gelen çarpışmalarda bayrak devleti dışındaki devletlerin ceza davası açmaktan kaçındığı yönünde bir uluslararası teamül (teamül hukuku kuralı) bulunduğunu iddia etmiştir. Bu teamülün, çarpışmalarda sadece bayrak devletinin yargı yetkisine sahip olduğu kuralını desteklediğini öne sürmüştür.


Türkiye ise, kazada ölenlerin Türk vatandaşı olması ve Fransız gemisinin eylemlerinin sonuçlarının (Türk vatandaşlarının ölümü) kendi ülkesi vatandaşlarını doğrudan etkilemesi nedeniyle yargı yetkisinin bulunduğunu belirtmiştir. Türkiye, uluslararası hukukun bir devlete kendi vatandaşları üzerinde yargı yetkisi tanığını ve bu yetkinin uluslararası sularda meydana gelen olaylar için de geçerli olabileceğini savunmuştur.


Lotus Gemisi (Yapay zekâdan faydalanılmıştır)

Uluslararası Sürekli Adalet Divanı'na Taşınma ve Karar

Taraflar arasındaki bu hukuki anlaşmazlık, çözüme kavuşturulmak üzere Lahey'deki Uluslararası Sürekli Adalet Divanı'na (USAD) götürülmüştür. Türkiye'yi bu davada, daha sonra "Bozkurt" soyadını alacak olan dönemin Adliye Vekili Mahmut Esat Bey temsil etmiştir.


Mahmut Esat Bey, Divan önünde yaptığı savunmada, Fransa'nın iddia ettiği gibi açık denizdeki gemi çarpışmalarında sadece bayrak devletinin yargı yetkisine sahip olduğu yönünde bir uluslararası hukuk kuralının veya teamülün bulunmadığını ikna edici bir şekilde ortaya koymuştur. Mahmut Esat Bey, uluslararası hukukun devletlere geniş bir takdir yetkisi tanıdığını ve bir devletin kendi vatandaşlarını etkileyen eylemler konusunda yargı yetkisi kullanmasının hukuka aykırı olmadığını savunmuştur. Ayrıca, Fransa'nın ileri sürdüğü "teamül" iddiasını çürütmek için, açık deniz çarpışmalarında bayrak devleti dışındaki devletlerin dava açmaktan kaçınmasının, bu tür davaların azlığından kaynaklandığını, ancak bunun bilinçli bir "kaçınma görevi" (yani bir teamül hukuku kuralının varlığını gösteren manevi unsur) olmadığını vurgulamıştır.


Uluslararası Sürekli Adalet Divanı, 7 Eylül 1927 tarihinde Türkiye lehine önemli bir karara imza atmıştır. Divan, Fransa'nın itirazlarını reddederek Türkiye'nin Lotus gemisinin kaptanını yargılama yetkisini uluslararası hukuka uygun kullandığına hükmetmiştir. Divan kararında, devletlerin kendi egemenlik alanları dışındaki eylemlerin sonuçlarının kendi ülkelerinde doğması halinde yargı yetkisi kullanabilecekleri prensibini desteklemiştir. Ayrıca, Fransa'nın iddia ettiği gibi bir "teamül hukuku kuralının" varlığına dair yeterli delil bulunmadığını belirtmiştir.


Mahmut Esat Bozkurt (Yapay zekâdan faydalanılmıştır)

Davanın Önemi ve Sonuçları

Bozkurt-Lotus Davası, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde ve uluslararası hukuk açısından birçok önemli sonuca yol açmıştır:

  • Tam Bağımsızlığın Tescili: Bu dava, Türkiye Cumhuriyeti'nin Lozan Antlaşması ile kazandığı tam bağımsızlığını ve egemenliğini uluslararası arenada fiilen tescil etmiştir. Kapitülasyonlar döneminin kesin olarak sona erdiği ve Türkiye'nin kendi egemenlik alanı içindeki yabancılar üzerinde de yargı yetkisine sahip olduğu tüm dünyaya ilan edilmiştir.


  • Uluslararası Hukukta Emsal Oluşturma: Dava, uluslararası hukukta açık denizlerde meydana gelen gemi çarpışmaları ve yetki sorunlarına dair önemli bir içtihat (emsal karar) oluşturmuştur. Divan'ın kararı, devletlerin kendi vatandaşlarına karşı işlenen suçlarda, suçun uluslararası sularda işlense bile yargı yetkisi kullanabileceği ilkesini güçlendirmiştir. Bu durum, "pasif kişilik ilkesi"nin uluslararası hukukta kabul görmesine katkıda bulunmuştur.


  • Türk Hukuk Devriminin Başarısı: Dava, yeni Türk Ceza Kanunu ve genel olarak Türk hukuk devriminin uluslararası alanda geçerliliğini ve etkinliğini kanıtlamıştır.


  • Mahmut Esat Bozkurt'un Rolü: Dönemin Adliye Vekili Mahmut Esat Bey'in hukuk bilgisi ve savunması, bu davanın Türkiye lehine sonuçlanmasında kritik bir rol oynamıştır. Dava sonrasında kendisine "Bozkurt" soyadının verilmesi de bu başarıya verilen önemin bir göstergesidir.


  • Diplomatik ve Hukuki Bir Başarı: Bozkurt-Lotus Davası, Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası diplomaside ve hukuk alanında elde ettiği önemli bir zaferdir. Bu zafer, genç Türkiye'nin uluslararası alandaki prestijini artırmış ve gelecekteki uluslararası ilişkilerinde kendine güvenini pekiştirmiştir.


Kaynakça

Çiftçi, Barış. "Bozkurt-Lotus Davası'nın Hukuki Değerlendirmesi ve Türkiye İçin Önemi." Journal of Political Administrative and Local Studies (JPAL) 6, sy. 1 (Mayıs 2023): 43-55. Erişim tarihi 10 Haziran 2025. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2848942.

Ersaydı, Alper. "Bozkurt-Lotus Davası ve Genç Türkiye’nin Hukuksal Yetkinliği." Tarih Okulu, sy. VI (Ocak-Nisan 2010): 33-43. Erişim tarihi 10 Haziran 2025. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/144878.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi. "İÜHF Milletlerarası Hukuk Dersi İkinci Öğretim Öğrencileri İçin Dava Özeti." Kasım 2015. Erişim tarihi 10 Haziran 2025. https://cdn.istanbul.edu.tr/statics/hukuk.istanbul.edu.tr/wp-content/uploads/2015/11/bozkurt.pdf.

Tezcan, Durmuş. "Bozkurt-Lotus Davasının Uluslararası Hukuktaki Önemi ve Yeri." Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi. Erişim tarihi 10 Haziran 2025. https://ataturkilkeleri.deu.edu.tr/pdf/cilt2sayi4.5/c2_s4-5_durmus_tezcan.pdf.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarElif Laçin10 Haziran 2025 10:13
KÜRE'ye Sor