Çanlı Kilise, İç Anadolu Bölgesi’nde, Aksaray il merkezinin yaklaşık 12–17 kilometre güneydoğusunda, Akhisar köyünün 4–5 kilometre kuzeydoğusunda, çevreye hâkim bir tepede yer almaktadır. Kilise, Hasan Dağı manzarasına karşı konumlanmıştır. Yapı, tuğla ve kesme taş malzemenin bir arada kullanıldığı karma duvar tekniğiyle inşa edilmiştir. Kayalara oyulmuş yaşam alanlarıyla birlikte geniş bir yerleşim dokusunun parçasıdır.
![]()
Çanlı Kilise (Anadolu Ajansı)
Tarihsel Süreç
Çanlı Kilise'nin bulunduğu bölge, M.S. 313 yılında Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlığı resmi din olarak kabul etmesiyle birlikte hızlı bir dini mimari gelişim sürecine girmiştir. Kilise, 10. yüzyıldan itibaren Bizans etkili Hristiyan sanatının etkisinde kalmış, bölgede klasik Bizans tarzında kiliseler ve manastırlar inşa edilmiştir. Aksaray ve çevresi 1080 yılında Selçuklu egemenliğine girmiş, Selçuklu Devleti döneminde Hristiyan yerleşimlerine hoşgörüyle yaklaşılmış ve dini yapılar varlıklarını sürdürebilmiştir.
Mimari Özellikler
Çanlı Kilise, mimari açıdan Kapadokya bölgesinde alışılmış olan kaya oyma yapılarla benzerlik göstermekle birlikte, barındırdığı özgün unsurlar ve yapım tekniğiyle öne çıkmaktadır. Kilise, “T” planlı serbest haç biçiminde inşa edilmiştir. Bu plan tipi, merkezi kubbe yapısını destekleyen kollarla birlikte şekillendirilmiş olup, Bizans kilise mimarisinin başkent merkezli etkilerini yansıtmaktadır.
Kilise, kare planlı bir naos (ana ibadet mekânı), batısında yer alan narteks (giriş holü), kuzey yönünde konumlanmış bir şapel ve pareklesion (yan ibadet mekânı) olmak üzere dört ana bölümden oluşmaktadır. Naosun üzeri muhtemelen tonoz ya da küçük çaplı kubbelerle örtülüydü; ancak yapının üst örtüsü zamanla büyük oranda tahrip olmuştur.
Duvarlar, taş ve tuğla malzemenin birlikte kullanıldığı karma bir teknikle inşa edilmiştir. Özellikle taşıyıcı duvarlarda düzgün kesme taş, süsleme ve üst örtü geçişlerinde ise tuğla yoğun olarak kullanılmıştır. Bu yapı tekniği, İstanbul merkezli Bizans mimarisiyle bölgesel Kapadokya mimarisi arasında bir geçiş özelliği sunmaktadır.
İç mekânda yer alan freskler, Hz. İsa ve havarileri gibi figürleri içermektedir. Fresklerde klasik Bizans ikonografisine uygun sahneler yer almakta olup, dönem estetiğine uygun renkler ve kompozisyon anlayışıyla yapılmıştır. Ancak bu fresklerin büyük kısmı zaman içinde tahrip olmuş, yalnızca bazı yüzeylerde kısmi izler kalabilmiştir.


