Köken
Çelik kelimesi, Türkçeye Orta Türkçedeki çelik biçiminden evrilmiştir. Bu kelime ilk dönemlerde hem “vurma, dövme eylemi” hem de “dövülerek işlenmiş demir” anlamlarında kullanılmıştır. Çelik sözcüğü, biçim ve anlam açısından Orta Türkçedeki çalık (“dövme, dövülmüş”) kelimesiyle eş kökenlidir. Her iki sözcüğün temelinde Eski Türkçedeki çal- fiili yer alır. Çal- fiili, “vurmak, çarpmak, dövmek” anlamlarını taşır. Buradan türeyen çelik, Türkiye Türkçesindeki -Uk ekiyle fiilden isim türetilmiş bir biçim olarak değerlendirilir. Bu etimolojik yapı, çeliğin yalnızca bir madde değil, dövülerek sertleştirilen, işlenen ve dayanıklı hâle getirilen bir malzeme olduğunu vurgular.
Kullanım Alanları
- Malzeme bilimi ve mühendislik: “Çelik yapı”, “paslanmaz çelik”, “yüksek karbonlu çelik” gibi teknik terimlerde metalurjik dayanıklılığı ifade eder.
- Silah ve zırh yapımı: Tarih boyunca “çelik kılıç”, “çelik miğfer” gibi ifadelerle savaş malzemelerinin temel hammaddesi olarak anılmıştır.
- Mecazi kullanım: “Çelik gibi irade”, “çelik sinirler” gibi benzetmelerle dayanıklılık, sertlik ve kararlılık niteliklerini anlatmak için kullanılır.
- Gündelik eşya ve sanayi: “Çelik kapı”, “çelik tencere” gibi ürün adlarında güvenlik, dayanıklılık ve uzun ömürlülük çağrışımı yapar.






