Kökeni
Celse kelimesi, Türkçeye Arapça calsa(t) (جلسة) biçiminden geçmiş olup, anlamı “oturum” ya da daha özgün haliyle “bir defalık oturma”dır. Bu sözcük, Arapça calasa (جَلَسَ) fiilinden türetilmiştir. Calasa, “oturdu” anlamına gelir ve bu fiilin faʿla(t) vezninde türetilmiş şekli olan calsa(t), bir defa gerçekleşen oturma eylemini ifade eden ism-i merredir.
Etimolojik olarak, celse kelimesi başlangıçta sadece bedensel olarak oturma eylemini karşılamak üzere kullanılmış; ancak zamanla anlam genişlemesine uğrayarak meclis, mahkeme, kurul gibi yapıların ara vermeden gerçekleştirdiği toplantı anlamına da kavuşmuştur. Bu yönüyle hem fiziksel hem de kurumsal düzlemde işlev gören bir kavramdır.
Kullanım Alanları
- Mahkeme ve Hukuk Dili: Duruşmaların ara verilmeden sürdüğü her bir toplantı bölümünü tanımlar (bugünkü celsede karar çıkmadı).
- Meclis ve Kurul Toplantıları: Resmi organların oturumlarını ifade etmek için (genel kurulun ikinci celsesi yarın yapılacak).
- Tarihi ve Edebi Metinlerde: Bir topluluğun toplanması veya bir mecliste yer alma bağlamında kullanılır (divan celsesinde şair söz aldı).
- Geleneksel ve Klasik Anlatımda: Fiziksel oturuş veya kısa bir dinlenme anlamında (bir celse oturup soluklandı).
- Dilbilim ve Etimoloji: Arapça ism-i merre yapısının Türkçeye geçmiş örneklerinden biri olarak gösterilir.





