Ceviz ağacı (Juglans regia L.), Juglandaceae familyasına ait, derin kazık kök sistemine ve 25–40 metreye kadar uzayabilen boylu yapıya sahip, yaprak döken uzun ömürlü bir ağaç türüdür. Geniş yayılış alanı, bileşik yaprakları ve besleyici meyvesi ile hem ekolojik hem de ekonomik açıdan önemli bir bitkidir.
Taksonomik Sınıflandırma ve Botanik Özellikler
Ceviz, Juglandaceae (cevizgiller) familyasına ve Juglans cinsine ait olup, özellikle Juglans regia L. türü yaygın olarak yetiştirilmektedir. Juglans cinsi altında 18 adet türü bulunmaktadır. Bu türler arasında J. nigra (siyah ceviz), J. hindsii (Köylü cevizi), J. cinerea (Yağ cevizi), J. mandshurica (Mançurya cevizi) ve J. californica gibi türler öne çıkar. Ceviz ağacı 25-40 metreye kadar uzayabilen boyu ve 3-5 metre derinliğe ulaşabilen kazık kök sistemi ile dikkat çeker. Yaprakları bileşik yapıda, yaprakçıkları iri, oval ve kenarları dişsizdir. Genellikle 7–9 yaprakçıklı olan bu yapraklar, kısa saplarla ana eksen üzerinde karşılıklı dizilmiştir. Erkek çiçekler püskül şeklinde yan dallarda oluşurken, dişi çiçekler sürgün uçlarında meydana gelir. Bitki monoiktir; erkek ve dişi çiçekler aynı birey üzerinde farklı yerlerde gelişir. Döllenme, genellikle rüzgârla (anemofil) gerçekleşir ve ceviz türlerinde dikogami yaygındır.
Yayılış ve Ekolojik Uygunluk
Ceviz, Güneydoğu Avrupa, Orta Asya ve Kuzey Amerika başta olmak üzere ılıman iklim kuşağında geniş bir yayılım gösterir. Deniz seviyesinden 2000 metreye kadar yetiştirilebilmesi ve 800–1800 saatlik soğuklama ihtiyacı ile geniş bir ekolojik toleransa sahiptir. Aşırı yaz sıcaklarında yeşil kabukta ve yapraklarda yanmalar, meyvelerde ise büzülmeler gözlemlenebilir. İlkbahar geç donları ceviz yetiştiriciliğinde önemli bir sınırlayıcı faktördür.
Kök Sistemleri ve Mikoriza İlişkisi
Ceviz ağaçları, özellikle arbusküler mikorizal (AM) mantarlarla simbiyotik ilişkiler kurar. Bu ilişki, köklerin daha ince ve genç uç kısımlarında (1. ve 2. derece dallanmış köklerde) daha yoğundur. Cevizin lifsi kökleri, besin alımında AM mantarlarına bağımlıdır. AM mantarları, bitki köklerine karbon bileşikleri sağlar; karşılığında fosfor ve azot gibi minerallerin alımını kolaylaştırır. Bu simbiyotik yapı, ceviz fidanlarının sahaya adaptasyonu ve gelişiminde pozitif etkiye sahiptir.
Asırlık Ceviz Ağacı (AA)
Kimyasal ve Biyoaktif İçerik
Ceviz meyvesi; %55–77 oranında yağ, %15–30 oranında protein, %5–15 oranında karbonhidrat içerir. Ayrıca A, B1, B2, B6 ve C vitaminleri ile Ca, P, Mg, Fe, Na, K gibi mineralleri bünyesinde bulundurur. Ceviz yaprağı ve yeşil kabuğu, tarımsal üretim sonrası oluşan yan ürünler olup fenolik asitler (ellajik, gallik, ferulik, klorojenik vb.), flavonoitler (mirisetin, rutin), triterpenik asitler, juglon, organik asitler ve terpen türevleri bakımından zengindir. Yapraklarda özellikle juglon gibi fenolik bileşikler yüksek oranda bulunur. Juglon; antimikrobiyal, antifungal, anti-inflamatuar ve antikanser özellikleri ile dikkat çeken sekonder metabolitlerdendir.
Fonksiyonel ve Nutrasötik Kullanım Potansiyeli
Ceviz yaprağı ve yeşil kabuğu; antioksidan, antimikrobiyal, anti-inflamatuar, antiülser, antidiyabetik, antihistaminik, hepatoprotektif gibi çok çeşitli biyolojik aktiviteleri destekleyen bileşenler içerir. Bu bileşenler; fonksiyonel gıda, nutrasötik ürün geliştirme, doğal gıda katkı maddeleri üretimi gibi alanlarda potansiyel taşımaktadır.
Tarımsal ve Ekonomik Önemi
2019 yılında dünya ceviz üretimi 4,5 milyon ton civarında gerçekleşmiştir. Çin %56,1 üretim payı ile ilk sırada, onu ABD ve İran takip etmiştir. Türkiye ise yaklaşık %5 üretim oranı ile dördüncü sıradadır. 2020 yılında Türkiye’de ceviz üretim alanı yaklaşık 142 bin hektar olup üretim miktarı 287 bin tona ulaşmıştır. Bursa, Mersin ve Kahramanmaraş illeri en yüksek üretimi gerçekleştiren iller arasında yer almıştır. Ceviz, dünya genelinde hem kabuklu hem de kabuksuz olarak ihraç edilmektedir. Türkiye, özellikle kabuksuz ceviz ithalatında Ukrayna, İran ve Çin gibi ülkelerden yüksek oranda ithalat yapmaktadır. 2020 yılı itibarıyla Türkiye’nin toplam ceviz ihracatı 3.551 ton, ithalatı ise yaklaşık 62 bin ton olarak gerçekleşmiştir.


