1957’de Bulgaristan’ın Haskovo (Hasköy) şehrinde doğan Ciguli’nin asıl adı Ahmet Hüseyinoğlu’dur. 1980’li yıllarda Bulgaristan Hükûmeti’nin Bulgar asıllı olmayan vatandaşlara uyguladığı isim yasağı nedeniyle resmî kayıtlarda ismi Anguel Jordanov Capsov olarak da yer almıştır.

Kimlik beyanlarında kendisini “Bulgaristan’da doğmuş ve büyümüş bir Türk” diye tanımlayan sanatçı, “Çingene misiniz?” sorusuna açıkça “Hayır” yanıtını vermiştir. Hayatı boyunca en sadık yol arkadaşının akordeonu olduğunu söyleyen Ciguli, bu enstrümana “en vefalı dostum” diyerek hitap etmiştir.

^{Ciguli Belgeseli (Belgeselci)}

Yaşamı

Müziğe çocuk yaşta yönelmiştir. 11 yaşında edindiği akordeonu kısa sürede olağanüstü bir hız ve ustalıkla çalmaya başlayınca, arkadaşları ona o yıllarda Demirperde ülkelerinde revaçta olan Rus yapımı hızlı otomobil “Ciguli”nin adını lakap olarak vermişlerdir. 13 yaşından itibaren Bulgaristan’daki düğünlerde çalarak tanınır hâle gelmiş; akordeonun yanı sıra org, synthesizer ve bateri de çalmıştır. 1974’te Ayten Hanım’la evlenmiş olup bu evliliğinden İbrahim ve Ferdi adında oğulları doğmuştur. Yoksul bir yaşam sürmesine rağmen ailesini geçindirmek için kariyerine müzik ekseninde devam etmiştir.

1990’ların sonunda abisinin desteğiyle Türkiye’ye gelmiş ve Kumkapı’da gazino ve meyhanelerde çalışmaya başlamıştır. Zor şartlar altında sahne alırken Bulgaristan’daki eşi ve çocuklarına düzenli olarak para göndermiş, biriktirdiği bahşişlerle iki çocuğuna ev almıştır. Ünü İstanbul’da yayılınca onu dinlemek için pek çok ünlü ismin yolu, çalıştığı mekânlara düşmüştür. Sibel Can ve İbrahim Tatlıses’le bir araya gelip birlikte müzik yapmıştır. Sibel Can’ın desteğiyle medya dünyasına adım atması, kısa sürede geniş bir kitle tarafından tanınmasının önünü açmıştır.

İlk Albümü Binnaz ile Gelen Değişim

Ciguli’nin asıl çıkışı 1998’de yayımladığı “Binnaz” albümü ve klibiyle gelmiştir. Albüm yarım milyonu aşan satışa ulaşmış, listelerde bir numaraya yükselmiş ve popüler bir müzik kanalının video müzik yarışmasında Ciguli'ye “En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı” ödülünü kazandırmıştır. Böylece Kumkapı’da bahşişle akordeon çalan bir müzisyenken, Türkiye genelinde tanınan bir isme dönüşmüştür. Ebru Güneş’in de beğenisini kazanan sanatçı, farklı gırtlak yapısıyla dikkat çekmiş ve medyada sık yer almaya başlamıştır.

Şöhret, beraberinde yoğun bir görünürlük ve tartışmayı da beraberinde getirmiştir. 1990’lar Türkiye'sinin kriz ortamında insanların yüzünü güldürmeyi amaçlayan Ciguli, televizyon ve magazin programlarına çıkarak eğlenceye ağırlık vermiş; dönemin gazeteleri “Ciguli krizi bastırdı” manşetleri atmıştır. Ancak sahnedeki giyim kuşamı, dansı ve mizahı öne çıkarıldıkça kimi çevreler tarafından “kalitesiz müzik” ve “şaklabanlık”la eleştirilmiştir. Cengiz Özkarabekir imzalı belgesel filmde, kendisini bir sanatçı olarak tam anlatamadığını; akordeon icrasını sergilemesine ve repertuvarındaki birçok şarkıyı söylemesine fırsat verilmediğini, sanatının yalnızca “Binnaz”la özdeşleştirildiğini ve bunun kendisini tedirgin ettiğini dile getirmiştir.

Kariyerindeki hızlı yükselişe rağmen yönetim ve menajerlik eksikleri yüzünden başarılı olamamıştır. Şirketinin ABD’ye gitmesine izin vermediğini, çok meşhur olmasına karşın büyük gelir elde edemediğini ifade etmiştir.

Zamanla sağlık sorunları baş gösteren Ciguli, baypas ameliyatı geçirmiş ve kalp kapağı değişmiştir. Bu süreçten sonra Bulgaristan’a dönmeye karar vermiş, radyo ve televizyon programlarını bırakmıştır. Türkiye’de bir süre kendisiyle alakalı “Bulgaristan'a kesin dönüş yaptı” haberleri dolaşmış; medyada ise yıllar içinde üç kez ölümüne dair asılsız haberler yayımlanmıştır.

Sanat Anlayışı

Ciguli, ilerleyen yıllarda çeşitli albümler yayımlasa da hiçbiri “Binnaz”ın yakaladığı etkiye ulaşamamıştır. Bununla birlikte müzikal kimliği belirginleşmiştir. Ciguli, Hint–Balkan–Roman etkilerinin iç içe geçtiği etnik bir çizgi izlemiştir. Repertuvar ve sahne dilinde Bulgar–Türk ve Roman eksenli bir ifadeyi tercih etmiş; kostümleri, dansları ve konuşmalarıyla sahne sanatına tiyatral bir boyut katmıştır.

Hollanda’da Türkiye’yi temsil ettiği bir yarışmada “en iyi akordeoncu” seçilmiştir.

Ünlü Alman müzisyen Shantel “Binnaz”ı albümüne dâhil etmiş; pek çok müzik otoritesi onu akordeon virtüözü olarak anmıştır.

^{Shantel'in Albümüne Dahil Ettiği Binnaz Parçası (Shantel - Konu)}

Bir televizyon dizisinde Roman bir müzisyeni canlandırmış; Limonata isimli filmde oynamıştır.

^{Ciguli'nin Oynadığı Limonata Filminin Kamera Arkası (MNS Film)}

Ciguli'nin katıldığı televizyon programlarında, çoğu kez yalnızca iki şarkı söylemesine izin verilmiş, akordeonunu kullanmasını engellenmiş ve magazine verdiği röportajlar bile çarpıtılarak yayınlanmıştır. Ciguli bu durumu, sektörün işleyişi ve yönetimsel sorunlarla ilişkilendirmiştir.

Vefatı

Hayatının son bölümünde Haskovo'da ailesiyle daha sakin bir yaşam sürmeyi tercih eden Ciguli’nin adı, zaman zaman medyada dolaşan asılsız vefat haberleriyle anılsa da sanatçı 31 Ekim 2014 tarihinde vefat etmiş ve memleketi Haskovo'da defnedilmiştir. Sofya'daki bir hastanede geçirdiği kalp ameliyatı esnasında vefat ettiği bilinmektedir. Ciguli'nin ölüm haberini o dönem Twitter olarak anılan (şimdilerde X) sosyal mecrada Onur Akay duyurmuştur.

Akay, “Sosyal medyada daha önce 3 kez Ciguli’yi öldürdükleri için önce inanmadım! 3 ayrı menajerden aldığım haber ne yazık ki doğru. Ciguli dün saat 21.00 sularında yaşama veda etmiş. Sofya’daki bir hastanede ameliyata alınmış ancak, ciğerlerinde yaşanan sorun nedeniyle aldığı narkozdan uyanamayarak yaşamını kaybetmiş. Kederli ailesinin başı sağ olsun. Ciguli’nin cenazesi, Bulgaristan’ın Haskova şehrinde toprağa verilecek.” şeklinde bir duyuru yapmıştır.^【1】