Dara Antik Kenti, Türkiye’nin Mardin iline bağlı Oğuz Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Mezopotamya Ovası’nın son noktasında, Tur Abdin Dağları’nın başlangıcında, doğu-batı yönlü uzanan bir dere yatağında, doğal kireçtaşı kayalıkların içine inşa edilmiştir. Kent, konum olarak Mardin’e 30 kilometre, Nusaybin’e 20 kilometre ve Suriye sınırına yaklaşık 10 kilometre mesafededir. Antik çağda bu bölgede akan dereye Cordis adı verilmiştir. Günümüzdeki köy yerleşimi 18. yüzyılın sonlarında kurulmuştur.
Dara Antik Kenti (T.C. Mardin Valiliği)
İsim Kökeni ve İlk Dönem Bilgileri
Dara adının kökeni, Antik İran hükümdarlarından III. Darius ile ilişkilendirilir. Süryani tarihçi Abu’l Farac'a göre III. Darius, Büyük İskender ile yaptığı savaşta burada öldürülmüş, bu nedenle kent Dara adını almıştır. Antik kaynaklarda geçen bir diğer bilgiye göre, kent Arsakes tarafından kurulmuş ve ilk olarak Zapaortenon Dağı üzerinde inşa edilmiştir (Pompeius Trogus'un aktarımlarına dayanarak Iustinus tarafından kaydedilmiştir). Ancak arkeolojik kazılarda, bu ilk anlatıların ötesinde, M.Ö. 3 binlere tarihlenen izlere de rastlanmıştır.
Roma ve Bizans Dönemi
Dara, Roma-Sasani savaşlarının yoğunlaştığı dönemde önemli bir stratejik üs hâline gelmiştir. M.S. 503 yılında Sasanilerle yapılan savaşta Doğu Roma ordusu ağır bir yenilgi almış, bunun üzerine Doğu Roma İmparatoru Anastasius I (491–518) M.S. 507-508 yıllarında kenti, bir askerî garnizon şehri olarak yeniden inşa ettirmiştir. Kent bu dönemde Anastasiopolis olarak da adlandırılmıştır. Anastasius, kente 4 kilometrelik çift hatlı surlar, tahkimatlar ve su sarnıçları yaptırarak Dara’yı Mezopotamya’daki en önemli askerî merkez hâline getirmiştir.
Bizans İmparatoru I. Justinianus (527–565) döneminde kent daha da güçlendirilmiş, surlar ve savunma sistemleri iyileştirilmiştir. Dara, Justinianus’un doğudaki en önemli savunma hattı olmuştur. Kentin askerî mimarisi, Sasani tehditlerine karşı geliştirilmiş olup uzun yıllar Bizans - Sasani sınırındaki başlıca savunma noktalarından biri olmuştur.
Siyasi ve Askerî Tarih
Dara Antik Kenti, 573-591 ve 606-620 yılları arasında iki kez Sasani hâkimiyeti altına girmiştir. M.S. 640 yılında İslam orduları tarafından fethedilmiş ve Arap hâkimiyetine geçmiştir. 10. yüzyılda tekrar Bizans kontrolüne giren Dara, 1150 yılında Artuklu Beyi Timurtaş tarafından fethedilmiştir. 13. yüzyılda bölgeyi istila eden İlhanlılar tarafından büyük ölçüde tahrip edilmiş, bu süreçten sonra kent yavaş yavaş terk edilmiştir. Zamanla köy yerleşimi antik yapılarla iç içe gelişmiş, antik kent kalıntılarının büyük kısmı köy evlerinin altında kalmıştır.
Kentsel Yapı ve Mimari Unsurlar
Dara, doğal kaya yapısına uyumlu olarak inşa edilmiştir. Kentin mimari yapısı Roma ve Bizans askerî şehir mimarisinin tipik örneklerini taşır.
Nekropol Alanı (Mezarlıklar)
Kentin batısındaki tepelerde, taş ocağı olarak kullanılan alan daha sonra mezarlığa çevrilmiştir. Kaya mezarları, lahitler ve basit sanduka mezarlar dikkat çeker. Bu alan Pagan, Hristiyan ve İslam dönemlerine ait ölü gömme geleneklerinin izlerini barındırır.
Mezarlık Alan (T.C. Mardin Valiliği)
Surlar
Kenti çevreleyen 4 kilometrelik sur hattı, 2 metre kalınlığında çift duvarlı ve 28 kule ile desteklenmiştir. Surların büyük bölümü günümüze ulaşamamıştır. İki ana kapıdan biri batıda, diğeri doğudadır.
Nekropol Alanı
Kentin güneyinde ve kuzeydoğusunda yer alan mezarlık alanlarında, kaya mezarlar, lahit mezarlar, sanduka mezarlar ve yer altı galeri mezarlar bulunur. Pagan dönemden Hristiyan döneme geçişi gösteren mezar türleri bir arada yer alır.
Çok Katlı Galeri Mezar
Kaya içerisine oyulmuş olan üç katlı mezar yapısı, çeşitli odalar ve koridorlardan oluşur. Üst katında Hz. Ezekiel’in ölülere can verme mucizesini betimleyen figürler yer alır. Bu sahne, dönemin dinsel inançlarını ve mezar sanatı anlayışını yansıtmaktadır.
Çok Katlı Galeri Mezar (T.C. Mardin Valiliği)
Agora Caddesi
Kentin ana ticaret aksını oluşturan cadde, doğu-batı doğrultusunda uzanır ve taş döşelidir. Caddenin her iki tarafında dükkânlar ve depo alanları yer alır.
Agora Caddesi (T.C. Mardin Valiliği)
Köprüler
Kentte biri sur dışında, üçü şehir içinde olmak üzere toplam dört köprü bulunmaktadır. Bunlar, Cordis Deresi üzerinde inşa edilmiş taş köprülerdir. Su yönetimi ve ulaşım açısından önemlidir.
Köprüler (T.C. Mardin Valiliği)
Maksem ve Sarnıçlar
Kentte su ihtiyacı, Cordis Deresi'nin suyu kireçtaşı kayalara oyularak oluşturulan su tünelleri ve depolama yapıları aracılığıyla karşılanmıştır. Maksem, bu su sisteminin merkez deposudur ve kuşatma dönemlerinde su kaynağı olarak kullanılmıştır.
Sarnıçlar (T.C. Mardin Valiliği)
Büyük Kilise ve Vaftizhane
Bizans dönemine ait basilika tipi büyük kilise, üç nefli planı ve mihrap bölgesi ile dikkat çeker. Bitkisel motifli taş işçiliği örnekleri görülür. Kilisenin kuzeyinde büyük bir vaftiz havuzu yer alır.
Aziz Bartholomew Kilisesi
12 havariden biri olan Aziz Bartholomew’e adanmış olan bu yapı, Süryani Hristiyan geleneğine göre kentte inşa edilmiştir. Kent, aynı zamanda Bartholomew’in dinî faaliyetlerine sahne olmuştur.
Mozaikli Yapı
2009 yılında açığa çıkarılan bu yapı, dört odalıdır ve mozaik zeminle döşelidir. Üzerinde Grekçe yazıtlar yer alır. İmparator Anastasius dönemine tarihlenir.
İslami Mezarlık ve Türbe
Kentin kuzeydoğusunda yer alan İslami dönem mezarlığı, 12. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. 14-15. yüzyıla tarihlenen küçük türbe yapısı da alanda bulunmaktadır.
Türbe (T.C. Mardin Valiliği)
Kazılar ve Günümüzdeki Durumu
Dara Antik Kenti’nde arkeolojik kazılar 1986 yılında başlamıştır. Mardin Müzesi başkanlığında sürdürülen çalışmalar, kentin çok katmanlı yapısını ve mimari çeşitliliğini ortaya çıkarmıştır. Günümüzde Dara, turistik ziyaretlere açık bir ören yeridir. Ancak köy yerleşiminin antik kalıntılarla iç içe olması, arkeolojik çalışmaların genişlemesini sınırlamaktadır.