Tanımlar
- Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık; ülke:
- "Nasıl olur ki devlet yerinden oynasın da ben mıhlanmış gibi burada kalayım?" – Namık Kemal
- Bu tüzel varlığın yönetim organları:
- "Devlet hizmetinde epeyce ileride sayılanlardan olsa gerek." – Memduh Şevket Esendal
- Yüksek makam; ululuk, büyük rütbe veya mevki:
- "Ulu devlet buldun ey dildâr sen." – Süleyman Çelebi
- Mutluluk, saadet, talih, baht:
- "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi." – Kanuni Sultan Süleyman
- Kişinin bahtı:
- "Beklersen eğer beni ne devlet." – Abdülhak Hamit
Köken Bilgisi
- Kaynak: Arapça dawla(t) دولة, “1. döngü, deveran; 2. kısmet, talih; 3. servet; 4. iktidar, egemenlik” anlamına gelir.
- Etimoloji: Arapça dāla دَالَ (“döndü, dolandı”) fiilinden türemiştir. Bu fiil, Akatça dālu (“dönmek, dolanmak”) fiiliyle eş kökenlidir.
- Anlam evrimi, Latince status (“talih, statü, servet”) kelimesiyle paralellik göstermektedir.
Deyimler ve İfadeler
- Devlet erkânı: Devleti yöneten üst düzey kişiler.
- Devletli olmak: Ululuk, büyük bir mevki veya mutluluğa sahip olmak.
- Devlet kuşu konmak: Beklenmedik bir şekilde büyük bir talih veya saadete ulaşmak.













.gif&w=256&q=75)