KÜRE LogoKÜRE Logo

Dünya Aşı Haftası

Sağlık Ve Tıp+2 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Dünya Aşı Haftası, her yıl Nisan ayının son haftasında dünya genelinde kutlanan ve aşılamanın önemine dikkat çeken bir halk sağlığı organizasyonudur. Bu hafta boyunca aşılamanın birey ve toplum sağlığı için taşıdığı kritik rol vurgulanır ve aşılama oranlarını artırmaya yönelik farkındalık etkinlikleri düzenlenir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) öncülüğünde gerçekleştirilen Dünya Aşı Haftası, toplumların aşıya erişimini geliştirmeyi ve aşı ile önlenebilir hastalıklardan korunmayı amaçlar.

Aşılama Kavramının Tarihsel Gelişimi

Aşılama (bağışıklama), insanlığı salgın hastalıklardan korumak amacıyla geliştirilmiş en etkili yöntemlerden biridir ve tarihsel gelişimi yüzyıllar öncesine dayanır. 18. yüzyıldan önce Asya ve Osmanlı coğrafyasında uygulanan variolasyon adı verilen yöntem, çiçek hastalığına karşı ilkel bir bağışıklama şekliydi; bu yöntemde hastalığın kabuklarından alınan materyal sağlıklı bireylere verilerek hafif bir enfeksiyon yoluyla koruyuculuk sağlanmaya çalışılmıştır. Modern aşı kavramı ise 18. yüzyıl sonunda Edward Jenner’in çalışmalarıyla başlamıştır. Jenner, 1796 yılında ineklerde görülen çiçek hastalığına benzer bir hastalık olan sığır çiçeğinin (vaccinia) insanlarda çiçek hastalığına karşı koruma sağladığını keşfederek ilk aşıyı geliştirmiştir.


Bu buluş, tıp tarihinde dönüm noktası olmuş ve “aşı” terimi (İngilizce vaccine, Latince vacca yani inek kelimesinden) Jenner’in çalışmasına atfen literatüre girmiştir. 19. yüzyılda Louis Pasteur, Jenner’in çalışmasını ilerleterek kuduz ve şarbon gibi hastalıklara karşı aşılar geliştirmiş; 20. yüzyılın ilk yarısında difteri, tetanos, boğmaca (kulak, burun, boğaz enfeksiyonlarından biri) gibi hastalıklara karşı da etkili aşılar bulunmuştur. Aşılama tekniklerinin gelişmesi ve farklı hastalıklara karşı aşıların keşfiyle birlikte, pek çok ölümcül hastalık kontrol altına alınmış veya tamamen yok edilmiştir.


"Aşılar Nasıl Etki Eder?" videosu. (Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Resmi YouTube Kanalı)

Dünya Aşı Haftası’nın Amacı ve Tarihçesi

Dünya Aşı Haftası, aşılama çalışmalarının küresel ölçekte önemini vurgulamak ve bu alandaki başarıları ile eksiklikleri gündeme taşımak amacıyla DSÖ tarafından hayata geçirilmiştir. Tarihçesine bakıldığında, farklı bölgelerde düzenlenen aşı haftalarının küresel bir girişime dönüştüğü görülür. Pan Amerikan Sağlık Örgütü (PAHO) öncülüğünde ilk kez 2003 yılında Amerika kıtasında “Aşı Haftası” etkinlikleri başlatılmış; bunu takiben Avrupa, Afrika ve Doğu Akdeniz gibi diğer DSÖ bölgeleri de her yıl kendi aşı haftalarını düzenlemiştir. Küresel düzeyde birleşik bir Dünya Aşı Haftası fikri ise 2012 yılında Dünya Sağlık Asamblesi kararıyla kabul edilmiş ve o tarihten itibaren her Nisan ayının son haftası Dünya Aşı Haftası olarak kutlanmaya başlanmıştır.


Bu girişimin temel amacı, dünya genelinde aşıyla önlenebilir hastalıklara karşı bağışıklama hizmetlerinin yaygınlaştırılması, aşı erişiminin artırılması ve toplumlarda bağışıklama konusunda farkındalığın geliştirilmesidir. Dünya Aşı Haftası kapsamında her yıl belirli temalar etrafında kampanyalar düzenlenir; örneğin, geçmiş yıllarda “Aşı Açığını Kapatmak” gibi temalarla aşılanmanın önemine vurgu yapılmıştır. Bu haftada hükümetler, sağlık kuruluşları ve sivil toplum örgütleri bir araya gelerek aşı konusunda eğitimler, seminerler, medya kampanyaları ve ücretsiz aşı uygulamaları gibi etkinlikler düzenler. Sonuç olarak Dünya Aşı Haftası, uluslararası iş birliğiyle aşılamanın hayat kurtarıcı etkilerini hatırlatan ve toplum bağışıklığını güçlendirmeye yönelik küresel bir seferberlik niteliğinde olan bir etkinliktir.

Genişletilmiş Bağışıklama Programı (EPI) ve Etkileri

Aşılamanın küresel ölçekte yaygınlaştırılmasında en büyük adımlardan biri, 1974 yılında DSÖ tarafından başlatılan Genişletilmiş Bağışıklama Programı (Expanded Programme on Immunization, EPI) olmuştur. Bu programın hedefi, başlangıçta çocukluk çağındaki altı önemli hastalığa (difteri, boğmaca, tetanos, kızamık, çocuk felci/polio ve verem/BCG aşısı ile tüberküloz) karşı tüm çocukların aşılanmasını sağlamaktı. EPI uygulamaya girdiği dönemde özellikle gelişmekte olan ülkelerde aşılama oranları son derece düşüktü; pek çok ülkede çocukların %5’inden azı gerekli aşıları olabiliyordu. Program sayesinde başta temel çocukluk çağı aşıları olmak üzere bağışıklama hizmetleri tüm dünyada hızla yaygınlaştı.


Genişletilmiş Bağışıklama Programı’nın etkisiyle 1990’lara gelindiğinde küresel aşılama oranları %80’lere ulaşmıştır. Bu artış, milyonlarca çocuğun ölümcül hastalıklardan korunmasını sağlamıştır. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 3-5 milyon ölümün aşılar sayesinde engellendiği bildirilmektedir. Program kapsamında yıllar içinde yeni aşılar da takvime eklenmiştir; Hepatit B, Hemofilus influenzae tip b (Hib), pnömokok ve kızamıkçık (rubella) aşıları gibi ek aşılar da birçok ülkenin ulusal bağışıklama programına dahil edilerek çocukların bu hastalıklardan korunması hedeflenmiştir.


Bir bebeğin aşılandığı an. (AA)


EPI’nın en dikkat çekici başarılarından biri, tarihteki ilk hastalık eradikasyonu olan çiçek hastalığının yok edilmesidir. Küresel bir aşılama kampanyası sayesinde çiçek hastalığı vakaları 1970’lerde dramatik biçimde azaldı ve 1980 yılında DSÖ, çiçek hastalığının dünya üzerinden tamamen silindiğini ilan etti. Benzer şekilde, çocuk felci (polio) vakaları da EPI ve eşgüdümlü Küresel Polio Eradikasyon Girişimi sayesinde 1988’den bu yana %99’dan fazla oranda azaltılmıştır.


Bazı bölgelerde halen polio endemik olsa da (özellikle savaş ve ulaşım zorlukları yaşanan bölgeler), pek çok ülke bu hastalıktan arındırılmış ve küresel eradikasyon hedefi çok yaklaşmıştır. Kızamık, tetanos ve difteri gibi hastalıklarda da aşılamanın yaygınlaşmasıyla insidans (görülme sıklığı) tarihin en düşük seviyelerine indirilmiştir. Genişletilmiş Bağışıklama Programı, sadece hastalık vakalarını azaltmakla kalmamış, aynı zamanda çocuk ölümlerini belirgin şekilde düşürerek ortalama yaşam süresinin artmasına ve toplumların sağlık düzeyinin yükselmesine katkıda bulunmuştur.

Aşı ile Önlenebilir Hastalıklar

Aşı ile önlenebilir hastalıklar, uygun aşılar uygulandığında bireylerde enfeksiyon oluşturmayan veya ağır seyretmeyen, dolayısıyla toplumda yayılması engellenebilen hastalıklardır. Günümüzde çocukluk çağından erişkin döneme kadar çok sayıda bulaşıcı hastalığa karşı etkili aşılar mevcuttur. Bu hastalıklara birkaç örnek vermek gerekirse:


  • Çiçek (Variola): Tarihin en ölümcül salgınlarına yol açan çiçek hastalığı, dünya çapında yürütülen aşı kampanyaları sayesinde tamamen ortadan kaldırılmıştır. Çiçek virüsü artık insanlar arasında dolaşmamaktadır.


  • Çocuk Felci (Poliomyelit): Poliovirüsün neden olduğu ve felçlere yol açabilen bu hastalık, aşılamayla büyük ölçüde kontrol altına alınmıştır. Dünyanın pek çok bölgesinde polio vakası görülmezken, sadece birkaç ülkede sınırlı vakalar kalmıştır.


  • Kızamık ve Kızamıkçık: Solunum yoluyla bulaşan ve ağır komplikasyonlar yapabilen kızamık hastalığı, yüksek oranda bulaşıcıdır ancak kızamık aşısının yaygın uygulanması sayesinde birçok ülkede eliminasyon aşamasına gelinmiştir. Benzer şekilde kızamıkçık (rubella) ve onun doğmamış bebeklerde yol açtığı konjenital rubella sendromu da aşıyla önlenebilmektedir.


  • Difteri, Boğmaca ve Tetanos: Beşli karma aşının (DaBT – Difteri, Boğmaca [Pertussis] ve Tetanos aşısı, genellikle boğmaca için hücresiz form [DaBT], yanı sıra çocuk felci ve Hib aşıları ile kombine) uygulanmasıyla bu üç ciddi bakteriyel enfeksiyon büyük oranda azaltılmıştır. Difteri ve boğmaca solunum yollarını etkileyip özellikle çocuklar için tehlikeli olabilen hastalıklardır; tetanos ise yara yerinden bulaşarak sinir sistemini etkiler ve yenidoğan tetanosu dahil ölüme varan sonuçlara yol açabilir. Aşılama ile bu hastalıklar nadir görülür hale gelmiştir.


  • Hepatit B: Kronik karaciğer hastalığı ve karaciğer kanserine yol açabilen Hepatit B virüsüne karşı aşı, birçok ülkenin ulusal programında yer almakta ve yeni doğan döneminden itibaren uygulanmaktadır. Bu sayede Hepatit B taşıyıcılığı ve hastalığının toplumdaki yayılımı azalmaktadır.


  • Hemofilus İnfluenzae Tip B (Hib): Çocuklarda menenjit ve zatürre gibi ağır enfeksiyonlara neden olabilen bu bakteriye karşı geliştirilen Hib aşısı, uygulandığı toplumlarda ilgili hastalıkların sıklığını kayda değer biçimde düşürmüştür.


  • Pnömokok: Streptococcus pneumoniae adlı bakterinin neden olduğu zatürre, menenjit ve kan dolaşımı enfeksiyonları (sepsis) özellikle küçük çocuklar ve yaşlılarda ciddi seyredebilir. Pnömokok aşısı (PCV, pnömokok konjüge aşısı) ile bu enfeksiyonların önlenmesi, çocuk yaş grubunda ölüm ve sakatlık oranlarını azaltmaktadır.


  • Diğerleri: Ayrıca kuduz (insanlar için ölümcül olabilen, hayvan ısırığıyla bulaşan bir hastalık) aşısı, HPV aşısı (rahim ağzı kanseri ve diğer HPV ilişkili hastalıkları önler), suçiçeği (varicella) aşısı, kolera aşısı ve sarıhumma aşısı gibi aşılar da hem bölgesel hem küresel ölçekte kullanılarak ilgili hastalıkların kontrol altına alınmasına katkı sağlar.


Bu hastalıklar, aşı ile önlenebilen hastalıklardan sadece bazılarıdır. Aşılar, vücudun bağışıklık sistemini eğiterek bu patojenlerle gerçek karşılaşma durumunda hastalığın oluşmasını engeller veya hastalığı hafif geçirilebilir hale getirir. Böylece milyonlarca insan bu hastalıkların ciddi komplikasyonlarından ve ölüm riskinden korunur.

Toplumsal Bağışıklık (Sürü Bağışıklığı) Kavramı

Toplumsal bağışıklık, bir diğer adıyla sürü bağışıklığı, toplumdaki bireylerin büyük bir kısmının belirli bir enfeksiyon hastalığına karşı bağışık olması sonucunda, aşı olmayan veya doğal bağışıklık geliştirmemiş kişilerin de dolaylı olarak korunması durumudur. Bu kavram, özellikle aşılamanın yaygın uygulandığı bulaşıcı hastalıklarda büyük önem taşır. Bir hastalığın toplumda salgın yapmasını önlemek için gereken bağışık kişi oranı, hastalığın bulaşıcılık düzeyine bağlıdır. Örneğin, kızamık gibi son derece bulaşıcı bir hastalık için toplumun yaklaşık %95’inin aşılı veya bağışık olması gerekirken, daha az bulaşıcı hastalıklarda bu oran daha düşük olabilir.


Yeterli oranda kişinin aşılanmasıyla, mikroorganizmanın toplum içinde yayılımı kesintiye uğrar; böylece aşılanamayan (tıbbî nedenlerle aşı olamayan, belli yaşın altındaki bebekler veya aşıya erişimi olmayan) kişiler de korunmuş olur. Sürü bağışıklığı, sadece bireysel korunmayı değil, aynı zamanda toplumun en savunmasız üyelerini korumayı amaçlayan bir halk sağlığı hedefidir. Bu nedenle, bağışıklama programlarında yüksek aşılama oranlarına ulaşmak kritik önemdedir. Toplumsal bağışıklığın sağlanması, bir hastalığın elimine edilmesi veya eradike edilmesi (tamamen yok edilmesi) için de ön koşullardan biridir. Örneğin, çiçek hastalığının eradikasyonunda ve polio vakalarının yok denecek düzeye indirilmesinde geniş toplum kesimlerinin aşılanması yani toplumsal bağışıklık kilit rol oynamıştır.

Türkiye’de Aşı Uygulamaları ve Bağışıklama Programları

Türkiye, aşılama çalışmaları konusunda uzun bir geçmişe sahip ülkelerden biridir. Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar uzanan aşı faaliyetleri arasında en kayda değer olanı, 19. yüzyıl başlarında çiçek aşısının uygulanmaya başlanmasıdır. Osmanlı coğrafyasında çiçek aşısı 1800’lü yılların hemen başında denenmiş ve Sultan II. Mahmud döneminde (1808-1839) yaygınlaştırılarak halkın hizmetine sunulmuştur. 1885’te Pasteur’ün kuduz aşısını bulmasından kısa süre sonra, 1887 yılında İstanbul’da dünyanın üçüncü kuduz aşısı merkezi olan Telkihhane-i Şahane (Dârülkelp) kurulmuş ve kuduz aşısı üretimine başlanmıştır. Böylece Osmanlı topraklarında erken dönemde modern aşı uygulamaları gerçekleştirilebilmiştir.


Bir aşının hazırlanışı. (AA)


Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra da bağışıklama programları halk sağlığının öncelikli konularından biri olmuştur. 1920’li ve 1930’lu yıllarda çiçek, difteri ve tifo gibi hastalıklara karşı aşı kampanyaları yürütülmüş; 1930 yılında çıkarılan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile bulaşıcı hastalıklara karşı aşıların uygulanması ve takibi yasal zemine oturtulmuştur. 1940’larda BCG (verem aşısı) ülke çapında uygulanmaya başlanmış, 1960’larda ise polio aşısı kullanıma girmiştir. 1970’li yıllar, Türkiye’de aşı üretimi ve kullanımının arttığı, aynı zamanda DSÖ’nün küresel EPI programının etkilerinin hissedilmeye başlandığı bir dönemdir. 1981 yılında Türkiye, DSÖ’nün Genişletilmiş Bağışıklama Programı ilkelerini benimseyerek ulusal bağışıklama programını genişletmiştir. Bu kapsamda altı temel çocukluk çağı aşısının ülkenin her köşesinde uygulanması hedeflenmiş ve Sağlık Bakanlığı öncülüğünde kapsamlı aşı kampanyaları düzenlenmiştir.


Türkiye’de aşılama hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve ücretsiz olarak sunulması, birçok bulaşıcı hastalığın kontrol altına alınmasını sağlamıştır. Çiçek hastalığı tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de 1970’lerden itibaren görülmemiştir. Çocuk felci (polio) vakaları yoğun aşılama kampanyaları sayesinde 1998’den sonra tespit edilmemiş ve 2002 yılında Türkiye, DSÖ Avrupa Bölgesi’yle birlikte poliodan arındırılmış ülke sertifikası almıştır. Neonatal (yenidoğan) tetanosun eliminasyonu için özellikle anne adaylarına tetanos aşısı uygulanması programları başarıya ulaşmış ve 2009’da Türkiye neonatal tetanosun elimine edildiğini duyurmuştur. Kızamık hastalığında da 2003-2005 yıllarında yürütülen geniş çaplı aşılama kampanyaları sayesinde vaka sayıları dramatik biçimde düşmüş; ilerleyen yıllarda kızamığın endemik dolaşımı kesilmiş, sadece dış kaynaklı vakalar görülür hale gelmiştir.


Türkiye, 2000’li yıllardan itibaren aşı takvimine yeni aşılar eklemeye devam etmiştir. 2006 yılında Hepatit B ve Hemofilus influenzae tip b (Hib) aşıları rutin takvime eklenmiş, ardından pnömokok aşısı 2008’de ulusal programa dahil edilmiştir. Rotavirüs ve HPV aşıları da gündeme alınmış; belirli risk grupları veya programlar dahilinde uygulanmaya başlanmıştır. Bu genişletilmiş takvim ile Türkiye’de çocuklar, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği tüm temel aşılara ücretsiz ve yaygın bir şekilde ulaşabilmektedir. Aşılama oranları Türkiye genelinde uzun yıllardır yüksek seyretmektedir; bir yaş altı çocuklarda temel aşılar için aşılama oranları %95’in üzerinde rapor edilmektedir. Bu yüksek oranlar sayesinde Türkiye, bölgesel olarak pek çok hastalığın eliminasyon hedeflerine ulaşmış veya yaklaşmıştır.


Son yıllarda zaman zaman aşı tereddüdü ve yanlış bilgilerin yayılması gibi zorluklar ortaya çıksa da, sağlık otoriteleri ve bilim camiası bu yanlış bilgileri düzeltmek ve aşılama oranlarını korumak için yoğun çaba sarf etmektedir. Türkiye’de aşı uygulamalarına olan güçlü güven ve geleneksel olarak toplumun aşılama programlarını benimsemesinin yardımıyla, çocukluk çağı aşılamasında süreklilik sağlanmıştır. Dünya Aşı Haftası gibi küresel girişimler de Türkiye’de kutlanarak, halkın aşı konusunda bilinç düzeyi artırılmaya çalışılmakta ve yeni nesillerin aşılanması konusunda toplumsal destek pekiştirilmektedir.


Dünya Aşı Haftası, tarihsel süreçte insanlığı tehdit eden sayısız salgın hastalığın aşılar yoluyla kontrol altına alınması başarısının bir kutlaması ve hatırlatıcısıdır. Bu hafta vesilesiyle, aşılamanın başarısı küresel ölçekte vurgulanmakta ve gelecekte bağışıklama ile önlenebilecek hastalıkların tamamen ortadan kaldırılması için uluslararası dayanışma teşvik edilmektedir.

Kaynakça

Anadolu Ajansı. “Aile Hekimlerinden Salgın Sürecinde Aşılamaya Ara Verilmemesi Uyarısı.” 17 Nisan 2020. Son Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025. https://www.aa.com.tr/tr/saglik/aile-hekimlerinden-salgin-surecinde-asilamaya-ara-verilmemesi-uyarisi/1821209


Anadolu Ajansı. “Aşı, Ebeveynlerin Sorumluluğu, Çocukların İse Hakkıdır.” 24 Nisan 2019. Son Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025. https://www.aa.com.tr/tr/saglik/asi-ebeveynlerin-sorumlulugu-cocuklarin-ise-hakkidir/1463167


Anadolu Ajansı. “Hacettepe Üniversitesi Aşı Enstitüsü: Aşı Yaptırmak Topluma Karşı Borcumuzdur.” 24 Nisan 2021. Son Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025. https://www.aa.com.tr/tr/saglik/hacettepe-universitesi-asi-enstitusu-asi-yaptirmak-topluma-karsi-borcumuzdur/2223365


Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi. “Dünya Aşı Haftası.” 22 Nisan 2022. Son Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025. https://www.medicine.ankara.edu.tr/2022/04/22/dunya-asi-haftasi/


"Aşılar Nasıl Etki Eder?" Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Resmi YouTube kanalı. Son Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025. https://www.youtube.com/watch?v=G4ltq-FjPrI


Millî Pediatri Derneği. “Dünya Aşı Haftası.” Millî Pediatri Derneği. Son Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025. https://millipediatri.org.tr/haber/----nisan--dunya-asihaftasi-9229#:~:text=A%C5%9F%C4%B1lar%C4%B1n%2C%20halk%20sa%C4%9Fl%C4%B1%C4%9F%C4%B1nda%20insanlar%C4%B1%20hastal%C4%B1klara,onlar%C4%B1%20koruman%C4%B1n%20en%20g%C3%BC%C3%A7l%C3%BC%20yoludur.


Otoom, S., A. Batieha, H. Hadidi, M. Hasan, ve K. Al-Saudi. “Evaluation of Drug Use in Jordan Using WHO Prescribing Indicators.” Eastern Mediterranean Health Journal 8, no. 4–5 (2002): 537–543. Son Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025. https://iris.who.int/bitstream/handle/10665/119197/emhj_2002_8_4_5_537_543.pdf?sequence=1


Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. “Dünya Aşı Haftası (24-30 Nisan 2024).” Son Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025. https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/haberler/duenya-asi-haftasi-24-30-nisan-2024.html


TÜSEB Türkiye Aşı Enstitüsü. “Dünya Aşı Haftası (24–30 Nisan 2023).” 24 Nisan 2023. Son Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025. https://tae.tuseb.gov.tr/tr/haberler/dunya-asi-haftasi-24-30-nisan-2023-20230424


World Health Organization (WHO) Regional Office for the Eastern Mediterranean. “World Immunization Week 2025.” Son Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025. https://www.emro.who.int/world-immunization-week/2025/index.html

Ayrıca Bakınız

Yazarın Önerileri

Aktif bağışıklıkAk
21 Mart Dünya Down Sendromu Günü21

21 Mart Dünya Down Sendromu Günü

Sağlık Ve Tıp +2
Dünya Parkinson Günü

Dünya Parkinson Günü

Sağlık Ve Tıp +2
17 Nisan Dünya Hemofili Günü17

17 Nisan Dünya Hemofili Günü

Sağlık Ve Tıp +2
Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü

Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü

Genel Kültür +2

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarAyşe Aslıhan Yoran23 Nisan 2025 20:35
KÜRE'ye Sor