Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü (International Day for Monuments and Sites - IDMS), kültürel mirasın korunması ve bu mirasa dair farkındalığın artırılması amacıyla her yıl 18 Nisan tarihinde kutlanan uluslararası bir gündür. İlk olarak 1982 yılında Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) tarafından önerilen bu özel gün, 1983’te UNESCO Genel Konferansı tarafından benimsenerek resmiyet kazanmıştır. Bu tarihin belirlenmesinde, tarihi yapıların ve sit alanlarının yalnızca fiziksel varlıklar değil, aynı zamanda insanlığın ortak hafızasını temsil eden değerler olduğunun vurgulanması etkili olmuştur.
Günümüzde Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü, dünya genelinde ICOMOS’un ulusal komiteleri, UNESCO, yerel yönetimler, akademik kurumlar ve sivil toplum kuruluşları gibi pek çok paydaş tarafından çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Bu etkinlikler arasında sergiler, seminerler, anıt ve sit alanlarına yapılan rehberli geziler ile koruma temalı eğitim çalışmaları yer almaktadır. Her yıl farklı bir temayla gerçekleştirilen kutlamalar, o yılın öncelikli miras sorunlarına dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.
2025 yılı temasında, “Afet ve Çatışma Tehdidi Altındaki Miras: ICOMOS’un 60 Yıllık Eyleminden Öğrenilenler” başlığıyla kültürel mirasın dayanıklılığına ve kriz dönemlerine hazırlık süreçlerine odaklanılmıştır. Bu kapsamda yapılacak etkinlikler, miras alanlarının tehlikelere karşı envanterlenmesi, zarar tespiti, geleneksel bilgi ve uygulamaların belgelenmesi gibi çok yönlü uygulamaları içermektedir. Giderek karmaşıklaşan tehditler karşısında IDMS, kültürel miras bilincini canlı tutmak için önemli bir uluslararası araç olmayı sürdürmektedir.
Kaynak: Youtube-Turkish Museums
Tarihçe
Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü, ilk kez 18 Nisan 1982 tarihinde Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) tarafından önerilmiştir. Bu öneri, aynı yıl Tunus’ta düzenlenen bir ICOMOS sempozyumu sırasında gündeme gelmiş ve ICOMOS’un Yürütme Kurulu tarafından onaylanmıştır. Ardından 1983 yılında UNESCO Genel Konferansı'nın 22. oturumunda alınan kararla, üye devletlerin her yıl 18 Nisan’ı bu özel gün olarak kutlaması tavsiye edilmiştir.
18 Nisan tarihi, 1964 yılında Venedik'te toplanan "Tarihi Anıtlar Mimar ve Teknisyenleri 2. Uluslararası Kongresi"nin yıldönümüne denk gelecek biçimde seçilmiştir. Bu kongrede kabul edilen ve modern koruma ilkelerinin temelini oluşturan Venedik Tüzüğü (International Charter for the Conservation and Restoration of Monuments and Sites), günümüzde de kültürel miras alanında evrensel kabul gören bir belge olarak önemini sürdürmektedir. ICOMOS’un kurulmasına da bu kongre ve tüzük doğrudan zemin hazırlamıştır.
İlk kutlamalar, ICOMOS’un ulusal komiteleri tarafından düzenlenen sınırlı sayıdaki etkinlikle başlamış; ancak yıllar içinde ICOMOS’un bilimsel komiteleri, UNESCO, yerel yönetimler, akademik kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla küresel bir boyut kazanmıştır. Etkinlikler giderek çeşitlenmiş; seminerler, açık oturumlar, miras alanlarına yapılan ziyaretler, sergiler, belgesel gösterimleri ve sosyal medya kampanyaları gibi farklı formlarda yürütülmüştür. Her yıl farklı bir tema belirlenmekte ve bu tema doğrultusunda kültürel mirasla ilgili çeşitli sorunlara dikkat çekilmektedir. Örneğin 2024 yılında, Venedik Tüzüğü’nün 60. yılına ithafen “Afetler ve Çatışmalar Merceğinden Kültürel Miras” teması işlenmiştir.
Günün arka planını oluşturan uluslararası belgeler arasında başta Venedik Tüzüğü (1964) yer alır. Bunu takiben ICOMOS’un kurumsal yapısını belirleyen tüzük (1978), Dünya Mirası Sözleşmesi (UNESCO, 1972), Nara Özgünlük Belgesi (1994) ve son yıllarda yayınlanan IDMS tematik raporları gibi belgeler, bu günün kurumsal ve düşünsel zeminini güçlendirmiştir. IDMS, bu çerçevede yalnızca anma değil, bilimsel üretim ve savunuculuk açısından da önemli bir araç olarak öne çıkmaktadır.
Amaç ve Önem
Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü’nün temel amacı, insanlığın ortak mirası olan kültürel varlıkların korunması gerekliliğine dikkat çekmek ve bu konuda küresel bir farkındalık oluşturmaktır. Bu bağlamda “kültürel miras”, yalnızca anıtlar, yapılar ve arkeolojik alanlarla sınırlı kalmayan; aynı zamanda kültürel peyzajlar, geleneksel yaşam biçimleri, el sanatları ve sözlü anlatılar gibi somut ve somut olmayan değerleri de kapsayan geniş bir kavram olarak ele alınır. Kültürel miras, toplumların kimliğini şekillendiren, geçmişle bugün arasında anlamlı bağlar kuran ve kuşaktan kuşağa aktarılan bilgi, deneyim ve estetik anlayışların bütünüdür.

Anıtsal yapıların temsili bir görseli (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur.)
Etkinlikler sayesinde toplumun farklı kesimleri (özellikle öğrenciler, akademisyenler, meslek insanları ve yerel topluluklar) miras alanlarıyla eğitimsel ve deneyimsel bağlar kurma imkanı bulur. Eğitim kurumlarında düzenlenen seminerler, rehberli turlar ve atölye çalışmaları, kültürel mirasın genç kuşaklara aktarımında etkili araçlar haline gelir. Akademik düzlemde ise bu gün, mimarlık, şehircilik, arkeoloji, sanat tarihi ve kültürel çalışmalar gibi disiplinler arası etkileşimi teşvik eder. Böylece miras çalışmaları yalnızca koruma teknikleriyle değil, aynı zamanda etik, sürdürülebilirlik ve toplumsal katılım boyutlarıyla da zenginleşir.
Etkinlikler
Dünya genelinde, ICOMOS’un desteklediği etkinlikler, kutlama temasına göre şekillenmektedir. Örneğin, 2025 yılı teması “Afet ve Çatışma Tehdidi Altındaki Miras” çerçevesinde, çeşitli ülkelerde afet sonrası korunmuş alanlara yönelik saha sunumları, belgeleme teknikleri atölyeleri ve risk yönetimi seminerleri düzenlenmektedir. ICOMOS, bu etkinlikleri sosyal medya kampanyaları, video sunumlar ve üç dilli iletişim kitleriyle desteklemekte, küresel bir etkileşim ağı oluşturmayı hedeflemektedir.
Türkiye’de ise ICOMOS Türkiye Milli Komitesi koordinasyonunda pek çok şehirde etkinlikler gerçekleştirilmektedir. Geçmiş yıllarda Adana, Mersin, Antakya, Diyarbakır, İstanbul ve Bursa gibi kentlerde düzenlenen programlar arasında akademik sunumlar, arkeolojik alan gezileri (ör. Misis Antik Kenti, Zerzevan Kalesi), tematik sergiler ve kültürel miras çalıştayları öne çıkmaktadır. 2017 yılında Adana’da gerçekleştirilen kutlamalar “Kültürel Miras ve Sürdürülebilir Turizm” teması etrafında düzenlenmiş; kent yöneticileri, akademisyenler ve yerel halkın yoğun katılımıyla gerçekleştirilmiştir.

Dünyadaki bazı önemli yapıların temsili görseli (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur.)
Yıllara Göre Temalar (Seçili Yıllar)
- 2025: Afetler ve Çatışmalar: ICOMOS’un 60 Yıllık Eyleminden Öğrenilenler
- 2024: Venedik Tüzüğü Merceğinden Afetler ve Çatışmalar
- 2022: Kültürel Miras ve İklim
- 2019: Kırsal Peyzaj Alanları
- 2018: Nesiller Arası (Kültürel) Miras
- 2017: Kültürel Miras ve Sürdürülebilir Turizm
Kurumsal Yapı ve Katılımcılar
Dünya genelinde 167’den fazla ülke, IDMS kapsamında düzenlenen etkinliklere ICOMOS Ulusal Komiteleri aracılığıyla katılmaktadır. Özellikle İtalya, Fransa, Çin, Hindistan, Türkiye, Almanya, İspanya ve Meksika gibi zengin kültürel mirasa sahip ülkeler, etkinliklerde güçlü bir şekilde temsil edilir. Bu ülkeler, hem UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde çok sayıda varlığa sahip olmaları hem de güçlü koruma altyapılarına sahip olmalarıyla öne çıkarlar.

Türkiye, Almanya, İtalya ve Çin eserlerinin temsili görseli (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur.)
Etkinliklerde ICOMOS’un ulusal ve bilimsel komiteleri, UNESCO danışma organları, miras dernekleri, kültürel miras vakıfları, restorasyon ve koruma alanında çalışan uzman birlikleri gibi çok sayıda sivil aktör rol alır. Türkiye’de ise TMMOB Mimarlar Odası, Tarih Vakfı, Sulukule Platformu gibi STK’lar zaman zaman bu etkinliklere destek sunar. Aynı zamanda çeşitli müze dernekleri ve yerel kültür platformları da etkinliklerin saha ayağında önemli katkılar sağlar.
Türkiye’de İstanbul, Adana, Mersin, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir gibi birçok büyükşehir ve ilçe belediyesi, IDMS kapsamında seminerler, sergiler ve anıt alanlarına geziler düzenlemektedir. Belediyeler; yerel mirasın tanıtımı, restorasyonu ve toplumsal katılımın artırılması yönünde etkinlik mekânı sağlama, tanıtım desteği verme ve lojistik katkı sunma gibi işlevler üstlenirler.
Etkinliklerde üniversiteler, araştırma merkezleri ve konservasyon programları önemli bir rol oynar. Türkiye’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, ODTÜ, Hacettepe Üniversitesi gibi kurumlar; akademik sunumlar, öğrenci katılımlı atölyeler ve bilimsel tartışmalarla sürece katkıda bulunurlar. Ayrıca koruma, arkeoloji, şehir planlama ve sanat tarihi bölümleri, mirasın bilimsel temellerle değerlendirilmesine olanak sağlar.

