Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Dünya Gönüllüler Günü

fav gif
Kaydet
kure star outline
Tarih
5 Aralık
İlk Kutlandığı Yıl
1985
Başlatan Kuruluş
Birleşmiş Milletler (BM)

Gönüllülük, bireylerin herhangi bir maddi çıkar gözetmeksizin, kendi özgür iradeleriyle toplumsal yarar için yaptıkları faaliyetlerdir. Gönüllülük eyleminde bulunan bireyler zamanlarını, becerilerini veya emeklerini, ücret, maaş gibi maddi kazanç beklemeden; zorunluluk, baskı veya baskıcı yükümlülük olmadan harcarlar. Bu tanım, gönüllülüğü hem birey hem toplum açısından bir “özgecilik”, toplumsal katkı ve dayanışma biçimi olarak konumlandırır. 


Gönüllülük, yalnızca yardım veya sosyal hizmet bağlamında değil; teknoloji, eğitim, sağlık, çevre, sivil toplum, afet müdahalesi, kültür, spor ve daha pek çok alanda ortaya çıkabilir. Dolayısıyla gönüllülük, bireysel bir niyetin toplumsal faydaya dönüşmesi; birey ile toplum arasındaki ilişkiyi dayanışma, katılım ve sorumluluk ekseninde yeniden tanımlayan bir toplumsal olgudur.

Dünya Gönüllüler Günü’nün Ortaya Çıkışı ve Tarihsel Arka Plan

Uluslararası gönüllülüğü görünür kılmak ve desteklemek amacıyla, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BM Genel Kurulu), 1985 yılında 5 Aralık tarihini her yıl “Dünya Gönüllüler Günü” olarak kutlanması yönünde karar almıştır. Bu karar, gönüllü çalışmalarının önemini uluslararası topluma duyurma, farkındalığı artırma ve gönüllü katılımı teşvik etme amacını taşımaktadır. Ayrıca BM, 2001 yılını “Uluslararası Gönüllüler Yılı” olarak ilan ederek gönüllülüğün küresel ölçekte yaygınlaştırılması çabasını desteklemiştir. Böylece gönüllülük; yalnızca bireysel iyi niyet ya da yerel topluluk faaliyetleri olmaktan çıkarak, uluslararası toplumsal sorumluluk, kalkınma ve dayanışma vizyonunun parçası hâline gelmiştir.


Bu tarihsel arka plan, gönüllülüğü — ister yerel ister küresel düzeyde — sürdürülebilir kalkınma, toplumsal dayanışma ve vatandaşlık bilinci bağlamında yeniden yorumlayan normatif bir zemin oluşturmuştur.

Yapay Zeka Tarafından Oluşturulmuştur.

Gönüllülüğün Temel Özellikleri ve Kavramsal Çerçeve

Özgür İrade ve Ücretsiz Katılım

Gönüllülüğün en ayırt edici unsurlarından biri, gönüllünün “özgür iradesiyle” hareket etmesi; zorunluluk ya da dış baskı olmamasıdır. Ayrıca gönüllü faaliyetlerde finansal kazanç ya da ücret beklenmez. Bu yönüyle gönüllülük, yardımlaşma, dayanışma ve toplumsal sorumluluğun içsel bir ifadesi olarak ortaya çıkar. 

Toplumsal Yarar ve Kamu Hizmeti

Gönüllülük faaliyetleri, yalnızca bireysel tatmin ya da yardım amacıyla değil; toplumsal yarar, kamu hizmeti ve topluluk ihtiyaçlarına yanıt verme temelleri üzerinde yükselir. Bu bağlamda gönüllülük, devletin ya da resmi kurumların erişemediği ya da yetersiz kaldığı alanlarda, sivil toplumun devreye girmesiyle toplumsal refahı artıran bir mekanizma olarak değerlendirilir. 

Bireysel ve Toplumsal Fayda: Gönüllülüğün Çifte Rolü

Gönüllülük, birey açısından psikososyal, kültürel ve beceri temelli kazanımlar sunarken; toplumsal açıdan sosyal sermaye, dayanışma, topluluk hissi ve sosyal uyum gibi değerlerin oluşumuna katkı sağlar. Örneğin gönüllülük, sosyal ilişkileri güçlendirir; bireylerin iletişim, liderlik, sorumluluk, takım çalışması gibi becerilerini geliştirir; yeni deneyimler kazandırır; toplumsal duyarlılığı ve empatiyi artırır. Bu yönleriyle gönüllülük, hem bireysel gelişim hem de toplumsal kalkınma için stratejik bir araç olarak görülür. Bu çift taraflı fayda, gönüllülüğü yalnızca yardım hareketi değil; aynı zamanda toplumsal dayanışma ve yurttaşlık bilinci inşa etme süreci olarak anlamlandırır. 

Motivasyon ve Teorik Yaklaşımlar

Gönüllülüğün neden tercih edildiğini anlamak, bu alandaki motivasyonları ve teorik çerçeveleri incelemeyi gerektirir. Bazı bireyler özgecilik, yardımseverlik, empati gibi içsel motivasyonlarla; bazıları ise toplumsal sorumluluk, aidiyet hissi, toplumsal kabul, sosyal ilişki kurma gibi dışsal motivasyonlarla gönüllü olabilir. 


Teorik açıdan, gönüllülük pratikleri farklı toplumsal teoriler ışığında da ele alınabilir. Örneğin, gönüllülüğü “sosyal değişim teorisi”, “rol teorisi”, “sembolik etkileşimcilik” gibi perspektiflerle analiz eden çalışmalar vardır.


Bu çeşitlilik, gönüllülüğü tek bir motivasyon ya da sebep üzerinden genellemenin yetersiz olduğunu, her gönüllülük eyleminin kendi bağlamı, bireysel niyetleri ve toplumsal koşulları dikkate alarak değerlendirilmesi gerektiğini gösterir.

Dünya Gönüllüler Günü’nün Amacı ve İşlevi

Dünya Gönüllüler Günü yalnızca sembolik bir kutlama değildir; gönüllülüğün değeri, çeşitliliği ve toplumsal katkısı üzerine düşünme, tartışma ve politikalara yön verme platformu oluşturur. Bu günün işlevleri arasında şunlar öne çıkar:


  • Farkındalık yaratma: Gönüllülük kavramını ve gönüllü faaliyetlerin önemini geniş kitlelere duyurmak. 
  • Gönüllülüğü teşvik etme: İnsanları gönüllü olmaya teşvik etmek; sivil toplum kuruluşları ve bireyler arasında gönüllü katılımını artırmak. 
  • Toplumsal dayanışma ve katılım kültürü oluşturma: Gönüllülüğü, bireysel bir duygu ya da hareketten çıkarıp, kolektif sorumluluk, yurttaşlık ve toplumsal birlik perspektifiyle yeniden konumlandırmak. 
  • Gönüllü çalışmaları görünür kılma ve kutlama: Gönüllülerin yaptığı görünmez emeği tanımak, takdir etmek ve onlara moral-motivasyon sağlamak. 
  • Gönüllülük ve kalkınma bağını güçlendirme: Gönüllülüğü, sosyal hizmetlerden kalkınmaya; gençlik katılımından toplumsal refaha kadar geniş bir yelpazede kalkınma aracı olarak değerlendirmek. 


Özellikle küresel gündem bağlamında gönüllülük; barış, toplumsal uyum, krizlere toplumsal yanıt, sosyal dışlanma ile mücadele gibi hedeflere hizmet edebilir. 

Gönüllülüğün Akademik & Teorik Analizi

Gönüllülük olgusu, çok yönlü ve disiplinler-arası bir inceleme alanıdır. Bir yandan gönüllülük, sosyoloji, sosyal psikoloji, toplumsal katılım, sivil toplum ve sivil örgütlenme bağlamında incelenirken; diğer yandan eğitsel, kültürel, etik ve kalkınma perspektifleri de bu incelemenin parçasıdır.


Akademik literatürde, gönüllülüğün sürdürülebilirliği, motivasyonları, toplumsal sermaye üretimi, devlet–STK ilişkisi, gençlik ve gönüllülük, gönüllülüğün sosyal ve ekonomik etkileri gibi konular derinlemesine ele alınır. 


Bu analizler, gönüllülüğü yalnızca bireysel bir fedakârlık değil; toplumsal yapının, sosyal dokunun, yurttaş katılımının ve sivil toplumun bir bileşeni olarak — sistematik, planlı ve değerlendirilmiş — yeniden anlamaya katkı sağlar.

Gönüllülüğün Faydaları ve Etkileri

Birey Üzerindeki Etkiler

Gönüllülük faaliyetlerine katılan bireyler, sosyal beceriler, ekip çalışması, organizasyon yeteneği, empati, sorumluluk bilinci gibi özelliklerini geliştirme imkânı bulur.  Ayrıca gönüllü olmak, bireylerin toplumsal aidiyet hissetmesini, toplum içinde aktif ve sorumlu yurttaş olma bilinci kazanmasını sağlar. 


Gönüllüler, farklı yaş, sosyal ve kültürel geçmişe sahip insanlarla tanışarak toplumsal ilişki ağlarını genişletir; bu da hem kişisel hem de toplumsal sermaye açısından değerlidir. 

Toplum Üzerindeki Etkiler

Gönüllülük, toplumsal sorunlara sivil çözüm üretme kapasitesini artırır; devlet kurumlarının yetersiz kaldığı alanlarda yardım, destek, sosyal hizmet süreçlerini destekler. 


Toplumsal dayanışmayı, empatiyi, yardımlaşmayı, topluluk bilincini ve sivil katılımı artırır; böylece sosyal sermaye ve toplumsal uyum güçlenir. 


Özellikle gençlerin gönüllülük aracılığıyla toplumsal sorunlara duyarlılık geliştirmesi, toplumsal dönüşüm süreçlerine katılımı ve sosyal değişimin bir parçası olması, gönüllülüğü stratejik bir araç hâline getirir. 

Sivil Toplum ve Kurumsal Yapılar Üzerindeki Etkiler

STK’lar gönüllüler sayesinde hem insan kaynağı hem topluluk desteği kazanır. Bu, STK’ların toplumsal etkisini, yaygınlığını ve sürdürülebilirliğini artırır. 


Ayrıca gönüllülük, sivil toplum – devlet ilişkilerinde toplumun katılımını artırarak demokratik katılım, toplumsal kontrol, kamusal farkındalık ve sosyal sorumluluk alanlarında kurumsallaşmaya katkı sağlar.

Gönüllülüğün Zorlukları, Eleştiriler ve Sınırlılıklar

Her ne kadar gönüllülük birçok açıdan fayda sağlasa da, akademik ve pratik alanda birtakım eleştiriler ve zorluklar gündeme getirilmektedir:


  • Katılım ve Yaygınlık Sorunu: Özellikle bazı ülkelerde, gönüllülük ve sivil toplum katılımı düşük seviyelerde olabilir.
  • Kurumsallaşma Eksikliği: Gönüllülük faaliyetlerinin planlı-programlı, sürdürülebilir ve profesyonel bir çerçevede yürütülmemesi; spontane, dağınık ya da geçici tipte kalması riski vardır. Bu da gönüllülerin motivasyonunun zayıflamasına, toplumsal etkinin sınırlı kalmasına yol açabilir.
  • Bağımlılık Riski: Devlet ya da resmi kurumların yerine gönüllü kuruluşlara bağımlı hale gelinmesi; toplumsal hizmetlerin gönüllülüğe dayandırılması, kurumsal sorumluluğun zayıflamasına yol açabilir. Bazıları bu durumu eleştirerek, gönüllülüğün profesyonel hizmetlerin yerini almasını riskli bulur.
  • Motivasyon ve Süreklilik Sorunları: Özellikle gönüllülerin motivasyonlarının içsel ya da dışsal olmasına bağlı olarak; gönüllülüğün devamlılığı, kalıcılığı ve etki düzeyi değişkenlik gösterebilir. Her gönüllülük eylemi aynı derecede sürdürülebilir ya da etkili olmayabilir.
  • Kurumsal ve Toplumsal Tanınırlık Eksikliği: Gönüllülüğün değeri ve önemi yeterince tanınmadığında; gönüllülerin emeği görmezden gelinebilir; gönüllülük faaliyetleri yeterince desteklenmeyebilir.


Bu sınırlılıklar, gönüllülük politikalarının — sadece bireysel niyetlere dayalı — değil; kurumsal, hukuki, organizasyonel ve toplumsal bir çerçevede yeniden yapılandırılması gerektiğini gösterir.

Dünya Gönüllüler Günü’nün Güncel Önemi

Günümüzde toplumsal sorunlar; iklim değişikliği, mülteci krizi, ekonomik eşitsizlik, sağlık hizmetlerine erişim, sosyal dışlanma gibi birçok alana yayılmış durumda. Bu bağlamda gönüllülük, hem bireysel hem kolektif cevap ve çözümler için önemli bir araçtır.


Özellikle gençlik, sivil toplum, toplum temelli dayanışma mekanizmaları ve yurttaş katılımı temelinde, gönüllülük — toplumları dönüştürme, dayanıklılığı artırma, sosyal adaleti güçlendirme potansiyeli olan — stratejik bir araçtır.


Dünya Gönüllüler Günü; bu potansiyelin hatırlanması, görünürlük kazanması ve geniş kitlelere ulaşması için bir vesiledir. Bu gün; gönüllüleri onurlandırmak, gönüllülüğü normalleştirmek ve yeni gönüllüleri cesaretlendirmek için bir platform sunar.


Aynı zamanda gönüllülük, resmi kurumlar, sivil toplum, özel sektör ve bireyler arasında köprü kurarak — toplumsal sorunlara çok aktörlü ve katılımcı çözümler geliştirme perspektifi sağlar.

Temel İlkeler ve Etik Değerler

Gönüllülük uygulamalarının etik, saygılı ve sürdürülebilir olabilmesi için bazı temel ilkeler öne çıkar:


  • Özgürlük ve gönüllülük: Gönüllü katılım, bireyin kendi iradesiyle nereden ve nasıl dahil olduğunu seçebilmesiyle anlam kazanır. Zorlama ve baskı bu ilkeyi yok sayar.
  • Ücretsiz ve çıkar gözetmeyen hizmet: Gönüllülük, maddi karşılık ya da kişisel çıkar beklentisiyle değil; toplumsal fayda, dayanışma ve sorumluluk anlayışıyla temellenmelidir.
  • Toplumsal fayda ve ortak yarar: Yapılan faaliyetlerin topluma, topluluklara veya dezavantajlı gruplara hizmet etmesi — bireysel tatminin ötesinde — toplumsal sorumluluğu yansıtmalıdır.
  • Kurum-Toplum ilişkisi ve saygı: Gönüllülük, toplumun ihtiyaçlarını dikkate almalı; yerel kültür, değerler, topluluk dinamikleri gözetilerek planlanmalı; üstten dayatma değil, katılımcı ve kapsayıcı olmalıdır.
  • Süreklilik ve kurumsal yapı: Gönüllülük yalnızca geçici kampanyalarla değil; süreklilik, organizasyon, takip, koordinasyon ve destek mekanizmaları ile kurumsal bir yapıda yürütülmelidir.


Bu ilkeler, gönüllülüğün yalnızca duygusal ya da bireysel bir eylem değil; etik, sorumlu ve toplumsal sorumluluk temelli bir pratik olduğunu vurgular.

Gönüllülüğün Geleceği: Sürdürülebilirlik, Gençlik ve Kurumsallaşma

Gönüllülüğün geleceği, gençliğin aktif katılımı, sivil toplumun güçlendirilmesi, kamu politikalarının gönüllülüğü desteklemesi ve kurumsal yapıların geliştirilmesi ile doğrudan ilişkilidir.


Gönüllülüğü yalnızca yardım ya da charite bağlamında değil; sosyal katılım, demokratik yurttaşlık, toplumsal dayanışma ve kalkınma perspektifiyle ele alacak politikalar ve programlar geliştirmek, gönüllülüğün sürdürülebilirliğini sağlayacaktır.


Aynı zamanda, gönüllülüğün kurumsallaşması; gönüllü haklarının, gönüllü yönetimi, koordinasyonu, eğitim, izleme-değerlendirme mekanizmalarının kurulması; sivil toplum-devlet işbirliği ve kamu politikalarında gönüllülüğün tanınması, gönüllülüğün geleceği için kritik öneme sahiptir.


Dünya Gönüllüler Günü, gönüllülüğün bireysel bir davranış olmaktan çıkarak toplumsal bir değer, sorumluluk ve katılım biçimi olarak kabul edilmesine katkı sağlar. Bu gün, gönüllülüğü görünür kılar; toplumsal dayanışmayı, sivil katılımı, yurttaşlık bilincini ve sosyal sorumluluğu teşvik eder.


Gönüllülük, bireylere kişisel gelişim, sosyal beceriler ve toplumsal aidiyet kazandırırken; topluma, sivil toplum kuruluşlarına ve kamuya – sosyal hizmet, dayanışma, yardımlaşma, kapsayıcılık, dayanıklılık gibi değerleri kazandırır. Bu yönüyle gönüllülük, modern toplumların — özellikle gençlik, sivil katılım ve kalkınma perspektifiyle — sürdürülebilir, adil ve katılımcı bir gelecek kurmasında önemli bir role sahiptir.


Ancak gönüllülüğün bu potansiyeli gerçekleştirebilmesi için gönüllülüğün doğru tanınması, saygı görmesi, desteklenmesi; etkin, etik ve sürdürülebilir bir şekilde örgütlenmesi gerekir.


Dolayısıyla Dünya Gönüllüler Günü sembolik bir kutlamadan öte, gönüllülüğün toplumsal, kültürel ve politik bir değer olarak yeniden düşünülmesine, yaygınlaşmasına ve kurumsallaşmasına zemin hazırlayan kritik bir gündür.


Gönüllülük, birey ile toplum arasındaki dayanışma köprüsünü güçlendirir; toplumsal sorunlara birlikte çözüm üretme kapasitesini artırır; bireysel fedakârlığı kolektif sorumluluğa dönüştürür. Bu yüzden, hem bugün hem de gelecekte, gönüllülüğe değer, zaman, emek ve saygı ile hak ettiği önemi vermek gereklidir.

Kaynakça

Akiş, Mehmet Selim. “Sivil Toplum Kuruluşlarında (STK) Gönüllü Motivasyon Kaynaklarının Sosyo Demografik Değişkenler Açısından İncelenmesi.” Marmara Sosyal Araştırmalar Dergisi 15 (Haziran 2019). Erişim Tarihi: 27 Kasım 2025. https://dergipark.org.tr/tr/pub/marusad/issue/69134/1094839


Gülbak, Okan, ve Edanur Ayyıldız. “Gönüllülük Çalışmaları Kapsamında İnsan Doğasını Sorgulamak: Farkındalık Topluluğu Örneği.” İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 22, no. 46 (2023): 97–114. Erişim Tarihi: 27 Kasım 2025. https://dergipark.org.tr/tr/pub/iticusbe/article/1162684


Yönten Balaban, Aslı, ve İnci Çoban İnce. “Gençlerin Sivil Toplum Kuruluşlarındaki Gönüllülük Faaliyetleri ve Gönüllülük Algısı: Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Örneği.” Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 30, no. 2 (2015): 149–169. Erişim Tarihi: 27 Kasım 2025. https://dergipark.org.tr/tr/pub/deuiibfd/issue/22713/242424

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarHatice Mehlika Biten27 Kasım 2025 15:01

İçindekiler

  • Dünya Gönüllüler Günü’nün Ortaya Çıkışı ve Tarihsel Arka Plan

  • Gönüllülüğün Temel Özellikleri ve Kavramsal Çerçeve

    • Özgür İrade ve Ücretsiz Katılım

    • Toplumsal Yarar ve Kamu Hizmeti

    • Bireysel ve Toplumsal Fayda: Gönüllülüğün Çifte Rolü

    • Motivasyon ve Teorik Yaklaşımlar

  • Dünya Gönüllüler Günü’nün Amacı ve İşlevi

  • Gönüllülüğün Akademik & Teorik Analizi

  • Gönüllülüğün Faydaları ve Etkileri

    • Birey Üzerindeki Etkiler

    • Toplum Üzerindeki Etkiler

    • Sivil Toplum ve Kurumsal Yapılar Üzerindeki Etkiler

  • Gönüllülüğün Zorlukları, Eleştiriler ve Sınırlılıklar

  • Dünya Gönüllüler Günü’nün Güncel Önemi

  • Temel İlkeler ve Etik Değerler

  • Gönüllülüğün Geleceği: Sürdürülebilirlik, Gençlik ve Kurumsallaşma

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"Dünya Gönüllüler Günü" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor