Elektrik yükü, atom altı parçacıkların sahip olduğu ve onların elektromanyetik etkileşimlerini belirleyen temel bir fiziksel özelliktir. Kütle, uzunluk ve zaman gibi, evrenin temel niceliklerinden biri olan elektrik yükü, bir cismin elektrik alanları tarafından nasıl etkilendiğini ve kendisinin nasıl bir elektrik alanı oluşturduğunu tanımlar. Elektrik yükü ve alan arasındaki bu etkileşim, doğanın dört temel kuvvetinden biri olan elektromanyetik kuvvetin kaynağıdır. Elektrik yükleri pozitif (+) ve negatif (-) olmak üzere iki türde bulunur. Aynı tür yükler birbirini iterken, zıt tür yükler birbirini çeker. Bu temel ilke, atomların birleşerek molekülleri oluşturmasından gündelik hayatta karşılaşılan statik elektrik olaylarına kadar pek çok olgunun temelini oluşturur.
Fiziğin durgun elektrik yüklerini ve bu yükler arasındaki etkileşimleri inceleyen dalına elektrostatik denir. Elektrik yükünün varlığına dair ilk gözlemler, antik çağlarda kehribarın (amber) yünlü bir kumaşa sürtüldüğünde küçük ve hafif nesneleri çektiğinin fark edilmesiyle başlamıştır. Bu olgu, elektriğin ve ilgili kavramların bilimsel olarak incelenmesinin başlangıç noktası olarak kabul edilir.
Atomik Yapı ve Yükün Kaynağı
Modern fiziğe göre tüm maddeler, atom adı verilen temel yapı taşlarından oluşur. Atomlar ise daha küçük atom altı parçacıklardan meydana gelir: protonlar, nötronlar ve elektronlar. Atomun merkezinde, pozitif yüklü protonlar ve yüksüz (nötr) nötronlardan oluşan bir çekirdek bulunur. Çekirdeğin etrafında ise belirli yörüngelerde veya enerji seviyelerinde hareket eden negatif yüklü elektronlar yer alır. Protonlar ve nötronlar, elektromanyetik kuvvetten çok daha güçlü olan güçlü nükleer kuvvet ile bir arada tutuldukları için çekirdek içinde sabittirler.
Normal koşullarda bir atom, eşit sayıda proton ve elektrona sahiptir. Bu durumda, atomdaki toplam pozitif yük miktarı, toplam negatif yük miktarına eşit olduğundan atom elektriksel olarak nötrdür. Bir maddenin elektriksel olarak yüklenmesi, atomlarındaki proton ve elektron sayısı arasındaki dengenin bozulmasıyla gerçekleşir. Elektronlar, protonlara kıyasla çok daha hafif oldukları ve atomun dış katmanlarında bulundukları için çeşitli etkileşimlerle bir atomdan diğerine aktarılabilirler. Bir atom elektron kaybettiğinde, proton sayısı elektron sayısından fazla hâle gelir ve atom pozitif yüklü bir iyon (katyon) olur. Tersine, bir atom dışarıdan elektron kazandığında, elektron sayısı proton sayısını geçer ve atom negatif yüklü bir iyon (anyon) hâline gelir. Bir cismin toplam yükü, onu oluşturan atomların yüklerinin cebirsel toplamına eşittir.
Birimi
Uluslararası Birimler Sistemi'nde (SI) elektrik yükü birimi Coulomb'dur ve 'C' sembolüyle gösterilir. Bir Coulomb, bir amperlik elektrik akımının bir saniyede taşıdığı yük miktarına eşittir. Elementer yük (e) cinsinden ise 1 Coulomb, yaklaşık 6.242 x 10¹⁸ adet elektron veya proton yüküne karşılık gelir.
Elektriksel Kavramlar
Elektrik Alan
Bir elektrik yükü, etrafındaki uzayda bir elektrik alanı oluşturur. Bu alan, o bölgeye yerleştirilen başka bir yüke kuvvet uygulayan bir etki bölgesi olarak tanımlanabilir. Elektrik alanı vektörel bir büyüklüktür; yani her noktada bir büyüklüğü ve yönü vardır. Tanım gereği, bir noktadaki elektrik alanının yönü, o noktaya konulan pozitif bir test yüküne etki edecek kuvvetin yönüdür.
Potansiyel Fark (Gerilim)
Bir elektrik alanı içindeki iki nokta arasındaki potansiyel fark veya gerilim, birim pozitif yükü bir noktadan diğerine taşımak için yapılması gereken iş olarak tanımlanır. SI birim sisteminde gerilim birimi Volt (V)'tur. 1 Volt, 1 Coulomb'luk yükü taşımak için 1 Joule'lük iş yapılması anlamına gelir. Elektrik akımının oluşması için bir iletkenin iki ucu arasında potansiyel fark bulunması gerekir.
Topraklama
Yüklü bir cismin, iletken bir telle Dünya'ya bağlanarak nötr hâle getirilmesi işlemine topraklama denir. Dünya, çok büyük bir iletken olduğundan, neredeyse sınırsız miktarda elektron alıp verebilen bir yük rezervuarı olarak davranır. Negatif yüklü bir cisim toprağa bağlandığında fazla elektronlar toprağa akar; pozitif yüklü bir cisim bağlandığında ise topraktan cisme elektron akışı olur ve cisim nötrlenir.

Elektrik Yükünü Temsil Eden Bir Görsel (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur.)
Elektrik Yükünün Özellikleri
Elektrik yükü, doğada gözlemlenebilen ve maddenin temel özelliklerinden biri olarak kabul edilen fiziksel bir niceliktir. Maddenin mikroskobik düzeydeki yapısından başlayarak çok çeşitli fiziksel olaylara etki eden bu özellik, belirli evrensel kurallar çerçevesinde tanımlanır ve ölçülür. Elektrik yüküyle ilişkili temel ilkeler, yalnızca elektromanyetik kuvvetin anlaşılmasında değil, aynı zamanda modern fiziğin pek çok alanında da merkezi bir rol oynar.
Yük Türleri ve Etkileşim Davranışı
Doğada iki farklı türde elektrik yükü bulunduğu kabul edilir: pozitif ve negatif yük. Bu sınıflandırma, tarihsel olarak gözlemlenen elektromanyetik etkileşimlere dayanmakla birlikte, aynı zamanda fiziksel işlemlerin matematiksel olarak ifade edilmesini kolaylaştıran bir konvansiyona dönüşmüştür. En temel etkileşim kuralına göre, aynı türden yükler (örneğin, iki pozitif ya da iki negatif yük) birbirlerini iterken, zıt türden yükler (bir pozitif ile bir negatif yük) birbirlerine karşı çekim kuvveti uygular. Bu kuvvet, yüklerin büyüklüklerine ve aralarındaki uzaklığa bağlı olarak değişir ve bu ilişki, 18. yüzyılda Charles-Augustin de Coulomb tarafından formüle edilen Coulomb Yasası ile sayısal olarak tanımlanır. Bu yasa, elektriksel etkileşimlerin temelini oluşturur ve elektrostatik kuvvetlerin büyüklüğünü hesaplamaya olanak tanır.
Elektrik Yükünün Korunumu İlkesi
Elektrik yükü, maddenin evrende sahip olduğu en temel korunmuş niceliklerden biridir. Fizikte yer alan korunum yasalarından biri olan yük korunumu ilkesi, yalıtılmış bir sistemin toplam elektrik yükünün zaman içinde sabit kaldığını belirtir. Bu durum, yüklerin herhangi bir süreç sonucunda yok edilip var edilemeyeceğini değil, yalnızca bir ortamdan başka bir ortama veya bir parçacıktan diğerine aktarılabileceğini ifade eder. Örneğin, iki nötr cisim birbiriyle sürtündüğünde biri negatif, diğeri ise pozitif yükle yüklenebilir. Bu süreçte, negatif yüklerin bir cisimden diğerine geçmesiyle sistem içinde yük dağılımı değişse de toplam yük miktarı aynı kalır. Kazanılan ve kaybedilen yükler birbirini dengelediği için sistemin net yükü, başlangıçta olduğu gibi sıfırdır. Bu ilke, elektriksel olayların anlaşılmasında temel bir referans çerçevesi sağlar.
Elektrik Yükünün Kuantalanmış Yapısı
Elektrik yükü, süreksiz bir büyüklük olarak tanımlanır; yani doğada yalnızca belirli birimlerin tam katları şeklinde bulunabilir. Bu özelliğe kuantizasyon denir. Gözlemlenebilen tüm elektrik yükleri, belirli bir temel yük biriminin (elementer yük) tam katları şeklinde ifade edilir. Bu temel birim, elektronun taşıdığı negatif yükün ya da protonun taşıdığı pozitif yükün büyüklüğüne eşittir ve yaklaşık olarak 1,602 x 10⁻¹⁹ Coulomb değerine sahiptir. Herhangi bir parçacığın ya da cismin toplam yükü, bu birimin bir tam sayı katı şeklinde tanımlanır ve q = n·e ifadesiyle gösterilir. Burada 'q' toplam yükü, 'n' tam sayı katsayısını (pozitif ya da negatif), 'e' ise elementer yükü temsil eder. Bu durum, maddenin temel düzeyde elektriksel yapısını anlamada oldukça belirleyicidir ve modern parçacık fiziğinde de önemli uygulamalara sahiptir.
Elektriklenme Çeşitleri
Bir cismin nötr durumdan yüklü duruma geçmesi, yani elektron alması veya vermesi olayına elektriklenme denir. Elektriklenme üç temel yolla gerçekleşebilir:
Sürtünme ile Elektriklenme
Genellikle yalıtkan cisimler arasında görülen bu yöntemde, iki farklı madde birbirine sürtüldüğünde, bir maddeden diğerine elektron transferi gerçekleşir. Maddelerden biri elektron vermeye daha yatkınken, diğeri almaya daha yatkındır. Sonuç olarak, elektron veren madde pozitif (+), elektron alan madde ise eşit miktarda negatif (-) yükle yüklenir. Örneğin, yün kumaşa sürtülen ebonit (sert kauçuk) bir çubuk negatif yüklenirken, ipek kumaşa sürtülen cam bir çubuk pozitif yüklenir.
Dokunma ile Elektriklenme
Yüklü iletken bir cisim, nötr veya farklı yüke sahip başka bir iletken cisme dokundurulduğunda, toplam yük cisimlerin kapasiteleri (genellikle boyutları ve geometrileri) oranında paylaşılır. Bu paylaşım sonucunda cisimler ya aynı işaretli yükle yüklenir ya da her ikisi de nötr hâle gelir. Yük akışı, cisimler arasında potansiyel eşitlenene kadar devam eder.
Etki ile Elektriklenme (İndüksiyon)
Yüklü bir cisim, nötr bir iletkene dokundurulmadan yeterince yaklaştırıldığında, iletkenin içindeki serbest yükleri etkiler. Yaklaştırılan cismin yüküyle zıt işaretli olan yükler cisme doğru çekilirken, aynı işaretli yükler en uzak noktaya itilir. Bu şekilde iletkenin iki ucu arasında geçici bir yük kutuplaşması meydana gelir. Bu yöntemde cisimler arasında net bir yük transferi olmaz, ancak iletkenin yük dağılımı değişir.
Coulomb Yasası
İki noktasal elektrik yükü arasındaki itme veya çekme kuvvetinin büyüklüğü, Fransız fizikçi Charles-Augustin de Coulomb tarafından 1785 yılında formüle edilmiştir. Coulomb Yasası'na göre:
İki noktasal yük arasındaki elektriksel kuvvetin büyüklüğü, yüklerin büyüklüklerinin çarpımıyla doğru, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılıdır. Bu kuvvet, yükleri birleştiren doğru boyunca etki eder. Matematiksel olarak bu yasa şu şekilde ifade edilir:
Burada:
- F: Yükler arasındaki elektriksel kuvvetin büyüklüğüdür [Newton, N].
- q₁ ve q₂: İki noktasal yükün büyüklükleridir [Coulomb, C].
- r: Yükler arasındaki mesafedir [metre, m].
- k: Coulomb sabiti olarak bilinen orantı katsayısıdır. Değeri, yüklerin bulunduğu ortama bağlıdır ve boşluk için yaklaşık olarak 8.99 x 10⁹ N·m²/C²'dir.
İletkenler, Yalıtkanlar ve Yük Dağılımı
Maddeler, elektrik yüklerini iletme yeteneklerine göre sınıflandırılır. İçerdikleri serbest elektronlar sayesinde elektrik yükünün kolayca hareket etmesine izin veren maddelere iletken denir (örneğin, metaller, tuzlu su). Elektrik yüklerinin hareketini büyük ölçüde kısıtlayan maddelere ise yalıtkan (dielektrik) denir (örneğin, cam, plastik, kauçuk, saf su).
Bir iletkene verilen fazla yük, yüklerin birbirini itmesi nedeniyle iletkenin dış yüzeyine homojen bir şekilde yayılma eğilimindedir. Eğer iletkenin yüzeyi pürüzsüz bir küre değilse, yük yoğunluğu sivri uçlarda ve çıkıntılı bölgelerde daha fazla olur. Bu ilke, paratoner gibi cihazların çalışma prensibini oluşturur. Faraday kafesi ise, iletken bir ağ veya kaplama ile bir hacmin dış elektrik alanlarından korunması prensibine dayanır. Uçakların ve otomobillerin metal gövdeleri, içindeki yolcuları yıldırım gibi dış elektromanyetik etkilerden koruyan birer Faraday kafesi görevi görür.


