Erisyon, tek molekül düzeyinde protein dizilemesi gerçekleştiren dünyanın ilk protein dizileme teknolojisini ticarileştiren biyoteknoloji şirketidir. Şirket, proteomik alanında yüksek hassasiyet ve ölçeklenebilirlik sağlayarak yaşam bilimlerinde yeni araştırma ve tanı uygulamalarının önünü açmaktadır. Erisyon’un geliştirdiği Fluorosequencing yöntemi, proteinleri tek tek analiz etme kapasitesi sayesinde hastalıkların erken tespiti, izlenmesi ve tedavisinde önemli bir yenilik olarak kabul edilmektedir.
Kuruluş
Erisyon Inc., 2018 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde, Texas Üniversitesi Austin Kampüsü’ndeki Sistemler ve Sentetik Biyoloji Merkezi’nde yürütülen on yılı aşkın araştırmaların sonucunda kurulmuştur. Şirketin kurucu ekibi arasında Prof. Eric Anslyn ve Prof. Edward Marcotte gibi bilim insanlarının yanı sıra CEO Talli Somekh, CTO Jag Swaminathan ve Ürün Başkan Yardımcısı (VP of Product) Angela Bardo yer almaktadır. Erisyon, akademik araştırmaları ticarileştirerek biyolojik sistemlerin moleküler düzeyde anlaşılmasını hedeflemektedir.
Teknoloji: Fluorosequencing
Erisyon’un temel teknolojisi olan Fluorosequencing, tek molekül hassasiyetinde çalışan bir protein dizileme yöntemidir. Bu teknoloji, DNA dizileme alanındaki gelişmeleri protein düzeyine taşımakta ve klasik proteomik yöntemlere göre çok daha yüksek çözünürlük ve doğruluk sunmaktadır. Süreç, proteinlerin peptitlere ayrılması, belirli amino asitlerin floresan etiketlerle işaretlenmesi ve optik sistemlerle her bir peptidin adım adım dizilenmesi prensibine dayanır. Ortaya çıkan “fluorosequence” verileri, referans veritabanlarıyla karşılaştırılarak hangi proteine ait olduğu belirlenir.
Fluorosequencing, yüz milyonlarca hatta milyarlarca protein molekülünü aynı anda analiz edebilme kapasitesine sahiptir. Bu yapı, geleneksel kütle spektrometrisi veya antikor temelli yöntemlerin yetersiz kaldığı durumlarda yüksek duyarlılık, düşük örnek ihtiyacı ve mutlak niceliksel analiz avantajı sağlamaktadır.
Uygulama Alanları
Erisyon’un teknolojisi çok çeşitli biyomedikal ve endüstriyel uygulamalarda kullanılmaktadır.
Nöroloji: Fluorosequencing, Parkinson hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıkların erken tespitinde kullanılmaktadır. Teknoloji, sinir hücrelerinde bulunan alfa-sinüklein gibi proteinlerin sağlıklı ve patolojik formlarını ayırt edebilmekte, bu sayede hastalığın biyobelirteçleri yıllar öncesinden saptanabilmektedir. Bu çalışmalar, Michael J. Fox Vakfı tarafından desteklenmektedir.
Onkoloji: Bağışıklık sistemiyle etkileşimli olan tümör neoantijenlerinin doğrudan tespiti, kanser immünoterapilerinin etkinliğini artırmaktadır. Fluorosequencing, mevcut proteomik yöntemlerin tespit edemediği düşük bollukta bulunan neoantijenleri belirleyebilmekte, böylece daha hedefe yönelik tedavi geliştirilmesine olanak tanımaktadır.
Enfeksiyon Hastalıkları: Virüslerin glikosilasyon yoluyla bağışıklık sisteminden saklanma mekanizmalarının incelenmesi, Erisyon teknolojisinin bir diğer uygulama alanıdır. Özellikle SARS-CoV-2 gibi virüslerin yüzey glikan yapılarını analiz etmek, olası salgınlara karşı erken uyarı ve aşı geliştirme süreçlerinde stratejik bir avantaj sağlamaktadır.
Bitki Biyolojisi: Bitkilerin stres koşullarına verdiği yanıtların protein düzeyinde incelenmesi, daha dayanıklı türlerin geliştirilmesinde önemli rol oynamaktadır. Fluorosequencing, fosforilasyon gibi proteinlerin post-translasyonel modifikasyonlarını çözümleyerek tarımsal verimlilik ve gıda güvenliği çalışmalarına katkı sunmaktadır.
İlaç Geliştirme ve Endüstriyel Biyoloji: İlaç etkileşimlerinin protein düzeyinde moleküler çözümlemesi, daha güvenli ve etkili ilaçların tasarımına imkân vermektedir. Ayrıca enzim mühendisliği yoluyla çevre dostu endüstriyel süreçlerin geliştirilmesi de Erisyon teknolojisinin kullanım alanları arasındadır.
Bilimsel Katkılar ve Yayınlar
Erisyon’un bilimsel temeli, Nature Biotechnology, ACS Chemical Biology ve PLOS Computational Biology gibi dergilerde yayımlanmış çalışmalara dayanmaktadır. Bu yayınlarda, tek molekül protein tanımlama, peptit dizileme kimyası ve teorik modellemeler ayrıntılı biçimde ele alınmaktadır.
Erisyon, proteomik araştırmalarda hassasiyet, doğruluk ve kapsam bakımından yeni bir dönemi temsil etmektedir. Fluorosequencing teknolojisi, genetik verilerin ötesine geçerek biyolojik süreçlerin doğrudan protein düzeyinde anlaşılmasını sağlamaktadır. Bu yaklaşım, erken hastalık teşhisi, kişiselleştirilmiş tedavi geliştirme ve biyolojik sistemlerin derinlemesine çözümlemesinde dönüştürücü bir potansiyel taşımaktadır.