Etki varsa tepki kaçınılmazdır. Etkisi olmayan hiçbir şeyin varlığı ise söz konusu olamaz. Öyleyse her şey etki etmektedir. Fark ise; etkinin kuvveti, tepkinin sonucu kadar da tesirin tezahürüdür.
Etki edenin etkisinden de tesirinden de tam manasıyla tecrit edebilmek mümkün gözükmemektedir. Lakin etkinin etki etmesinden ve tepki neticesi tezahür eden tesirinden etkilenme miktarı kişiyle de ilişkili olduğundan dolayı bazı durumlara müdahale etmek mümkündür.
Etki konusu, konudan konuya göre farklılık gösterebilen birçok farklı etmeni içinde barındıran bir durumdur. Bazı etkenleri kişinin seçmesi mümkün değildir. Misal; anne ve babasını, doğduğu coğrafyasını, cinsiyetini seçmesi mümkün değildir. Lakin geriye kalan birçok konuyu seçmesi veya onlara müdahale etmesi, hatta seçilmesi mümkün olmayan olaylara dahi sonradan müdahale edebilmesi mümkündür.
Etkinin, tepkiyi tetikleyerek tesirini tezahür edişi, etkinin etki edişiyle ve kişinin kişiliğiyle ilişkilidir. Kişinin düşünsel ve duyusal algılamasıyla alakalı olan durumlar davranışsal durumların neticesidir. Aynı şekilde davranışsal durumların oluşumları da düşünsel ve duygusal durumların tetiklemesi sonucunda gerçekleşmektedir.
Gelmek istediğim noktada ise insan; ister düşünsel, ister duygusal, ister davranışsal olsun, küçük veya büyük, gerçekleştirdiği her değişiklik neticesinde, diğer durumlarda da etkinin ve tepkinin kuvveti nispetince netice gerçekleşmektedir. Bu vakıa kaçınılmaz bir kaidedir.
Bu değişim ile gerçekleşen durumlarda elbette zaman, mekân, insan gibi birçok farklı etken kuvveti de söz konusudur. Bu noktalarda da tepki neticesi tezahür eden tesirin kuvveti miktarınca değişim oluşup ortaya çıkmaktadır. Bu durumda da bahsedilen nedenler, bahsedilmiş olan kaçınılmaz kaideye dahildir.
Gerçekleşen her eylem; bir etkiye, etki tepkiye, tepki tesire dönüşeceğinden ve her şeyin bir etkisi olduğundan dolayı etkisi olmayan hiçbir şeyden bahsedilemeyecektir. Değişkenlik; etkinin, tepkinin ve tesirin tezahür edişiyle ilişkili olduğundan, herhangi bir gerçekleşecek yeni eylem beraberinde bir değişikliği de getirecektir. Değişimin düzeyini de değişikliğin; gerek zamansal, gerek mekânsal ve gerek insansal olarak oluşturduğu farklılık düzeyleriyle doğru orantılı olan olayları belirleyecektir.
Özetle, öyleyse; söylenenler, görülenler ve duyulanlar; söylenecekleri, görülecekleri ve duyulacakları etkileyecek, tepkileyecek, tesirleyecek, tekrar önümüze gün gelip serecek. Velhasıl, yaşananlar yaşanacakları şimdiye kadar şekillendirdiği gibi şimdiden sonra da şekillendirmeye devam edecek. Öyleyse yapılanlar yok olmayacak, yapılmayanların yok olmadığı gibi. Düşünülenler ve düşlenenler de boşa gitmeyecek, düşünülmeyen ve düşlenmeyenlerin boşa gitmediği gibi.

İki Farklı Neticeyi Temsil Eden Görsel (Yapay Zekâ ile Oluşturuldu)

