KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

BlogGeçmiş
Blog
Avatar
Ana YazarMehmet Bağcı18 Temmuz 2025 20:59

Evrenin Büyüklüğü Hesaplanabilir Mi?

Astronomi+2 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Evren, zaman ve uzay boyutlarında genişleyen, başlangıcı olan ama sınırları tam olarak bilinmeyen, içinde milyarlarca galaksi barındıran devasa bir bütünlüktür.

Gökyüzüne Açılan Sınır: Evrenin Ne Kadarını Görebiliyoruz?

İnsanlık, var olduğu günden bu yana gökyüzüne bakarak evrendeki yerini sorgulamıştır. Gözlemlerimiz ilerledikçe, evrenin yalnızca küçük bir bölümünü doğrudan görebildiğimiz gerçeğiyle yüzleştik. Bu görünür kısım, bilimsel olarak gözlemlenebilir evren olarak tanımlanır. Aslında evrenin kendisi çok daha büyük olabilir; fakat biz, yalnızca ışığın bize ulaşabildiği uzaklığa kadar bilgi sahibi olabiliyoruz.

Işık ve Zaman: Kozmik Mesafeleri Anlamak

Evrenin yaşı yaklaşık olarak 13,8 milyar yıl olarak hesaplanmaktadır. Bu bilgi, evrendeki en uzak gökcisimlerinden gelen ışığın ne kadar süredir yol aldığını anlamamıza da yardımcı olur. Çünkü evrendeki bilgi, büyük ölçüde ışık yoluyla bize ulaşır. Işığın saniyede yaklaşık 300.000 kilometre yol aldığı düşünülürse, bir gökcisminin 13,8 milyar ışık yılı uzakta olması, o ışığın evrenin ilk dönemlerinden beri bize ulaşmakta olduğunu gösterir.


Evrenin Büyüklüğünü Tasvir Eden Bir Görsel (Yapay Zeka Yardımıyla Oluşturulmuştur)

Ancak bu durumda, gözlemlenebilir evrenin çapının sadece 27,6 milyar ışık yılı olması beklenirken, yapılan hesaplamalar bu sınırın çok daha geniş olduğunu ortaya koyar: Yaklaşık 93 milyar ışık yılı. Bu büyük farkın temel sebebi, evrenin zamanla genişlemesidir.

Genişleyen Evren: Uzaklık Artarken Işık Geçmişten Geliyor

Evren, sabit boyutlu bir yapı değildir. Tam tersine, zamanla genişleyen bir yapıya sahiptir. Bu genişleme, gökada kümeleri gibi büyük yapıları birbirinden uzaklaştırır. Dolayısıyla, bir gökcisminin ışığı bize ulaştığında, o cisim aslında şu an bulunduğundan çok daha yakın bir yerdeydi. Ancak geçen zaman içerisinde aradaki mesafe büyümüş, ışığın çıktığı andaki mesafeyle bugünkü mesafe arasında büyük farklar oluşmuştur.


Bu nedenle, ışığı şimdi gözlemlediğimiz bir gökcismi, günümüzde bizden 13,8 milyar ışık yılından çok daha uzakta olabilir. Çünkü 13.8 milyar yıl önce göderilen ışık ancak şimdi bize ulaşırken ışık kaynağı da bu süre boyunca bizden uzaklaşmaya devam etmekteydi. Yani aslında bizim cismin şu anki gördüğümüz hali 13.8 milyar yıl öncesine ait. Kim bilir belki de uzaklarda başka bir medeniyet Dünya'dan daha yeni ulaşan ışıklara bakıp bizim taş devrindeki halimizi izliyordur.

Evrenin Merkezinde Miyiz?

Bir başka önemli nokta ise evrenin merkezine dair algıdır. Gözlemlenebilir evren, biz gözlemcinin merkezde olduğu bir küre şeklinde algılanır. Ancak bu, fiziksel bir merkezin var olduğu anlamına gelmez. Gerçekte, evrende her gözlemci, kendi bulunduğu konumdan bakıldığında evreni benzer bir şekilde algılar. Bu durum, evrenin büyük ölçekte homojen ve her yönde simetrik olduğunu gösterir.


Evrenin merkezinin olmaması ya da her yerin merkez gibi gözükmesi, klasik anlamda mekansal bir merkez arayışının anlamsız hale geldiğini ortaya koyar. Evren, üç boyutlu uzay-zamanın kendisinin genişlediği bir yapı olduğu için, genişleme her yönde eşit olarak gerçekleşir ve sabit bir merkez tanımlanamaz.

Görünmeyen Evren: Işığın Ulaşamadığı Derinlikler

Gözlemlenebilir evrenin ötesinde kalan bölgelerde neler olduğunu bilemiyoruz. Bu alanlardan gelen ışık ya henüz bize ulaşmamıştır ya da evrenin genişleme hızı nedeniyle asla ulaşamayacaktır. Bu durum, evrenin tamamı hakkında elimizde kesin veri olmadığı anlamına gelir.


Yine de bilim insanları, gözlemleyebildiğimiz kısımdaki madde yoğunluğu ve yapı örüntülerine bakarak evrenin geri kalanının da benzer özellikler taşıdığı varsayımında bulunur. Bu varsayım, gözlemsel verilerle desteklendiği sürece evrenin büyük ölçüde benzer şekilde yapılandığını kabul etmek mümkündür.


Dünya’ya En Uzak Galaksi (AA)

Bildiğimiz ve Bilemediğimiz Evren Arasında

Evren, yalnızca fiziksel büyüklüğüyle değil, kavranması güç yapısıyla da insan aklının sınırlarını zorlamaktadır. Gözlemlenebilir evren, bize büyük bir pencere sunmakta; ancak bu pencerenin ötesinde kalan muazzam bir bilinmezlik alanı bulunmaktadır. Bu bilinmezlik, evrenin büyüklüğüne dair kesin ve reddelilemez bir hesaplama yapmayı imkansız kılmaktadır.


Evrenin genişlediğini bilmemiz, onun başlangıç sürecine dair derinlemesine fikirler edinmemizi sağlar. Fakat aynı zamanda, ne kadar az şey bildiğimizi de gözler önüne serer. Gözlemlenebilir sınırların ötesindeki evren, belki de hiçbir zaman doğrudan keşfedilemeyecek. Ancak bu durum, tefekkür bilimsel merak ve keşif arzusu sürdükçe, insan zihninin sınırlarını daha da ileri taşımamıza engel değildir.

Kaynakça

Sarıgül, Tuba. “Evrenin Büyüklüğü Ne Kadardır?” TÜBİTAK Bilim Genç, 11 Nisan 2017. Erişim 16 Temmuz 2025. https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/evrenin-buyuklugu-ne-kadardir.


Anadolu Ajansı. “Dünya’ya En Uzak Galaksinin Bulunmuş Olabileceği Belirtildi.” Anadolu Ajansı, 7 Nisan 2022. Erişim 16 Temmuz 2025. https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/dunya-ya-en-uzak-galaksinin-bulunmus-olabilecegi-belirtildi/2557606.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor