1945 yılında Ankara Kavaklıdere’de doğmuş olan Fatma Çiçek Derman, Türkiye’de tezhip sanatının modern dönemde yeniden şekillenmesinde etkili olmuş sanat tarihçisi ve müzehhibdir. Eğitim hayatına İstanbul Kız Lisesinde başlamış, ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünden mezun olmuştur. 1963-1965 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı’nda Dr. Süheyl Ünver’in yardımcısı olarak çalışmış ve bu dönemde tezhip sanatıyla tanışmıştır. Ünver’in yanı sıra, Muhsin Demironat ve Rikkat Kunt’tan da dersler almış, usta-çırak usulüyle bu sanatı öğrenmiştir. 1982 yılında Rikkat Kunt’tan müzehhiplik icazeti almıştır.
Akademik Hayatı ve Görevleri
Derman, 1985 yılından itibaren Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde öğretim üyeliği yapmış, 1996’da doçent, 2002’de ise “Tezhip Sanatının Asırlar İçinde Değişimi” başlıklı teziyle profesör olmuştur. Fakültede dekanlık görevinde bulunmuş, ayrıca Geleneksel Türk Sanatları Bölümü ve Tezhip-Minyatür Ana Sanat Dalı’nın kurucu başkanlığını yürütmüştür.
Kubbealtı Nakışhanesinde 1976-2000 yılları arasında fahri olarak tezhip hocalığı yapmış, yüzlerce öğrenci yetiştirmiştir. 2015 yılından itibaren Marmara Üniversitesi ve Haliç Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde lisansüstü düzeyde dersler vermeye devam etmiştir. Ayrıca 29 Mayıs Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi olarak da görev yapmıştır.
Tezhip Sanatıyla İlgili Çalışmaları
Çiçek Derman, tezhip sanatını yalnızca süsleme olarak değil, “manevi bir tefekkür disiplini” olarak ele almıştır. Ay Vakti dergisinde verdiği bir söyleşide, "sanatın Allah’ın insanlara bahşettiği bir kabiliyet olduğunu, bu meziyetin eğitimle geliştirilebileceğini fakat esas başarının gönülle yapılan işte saklı bulunduğunu"【1】 belirtmiştir. Sanatın köklü geçmişini koruyarak çağın estetik anlayışıyla uyumlu yeni eserler üretmek gerektiğini savunmuştur. Derman’a göre, tezhipte asırlardan süzülüp gelen ana ilkeler korunmalıdır.
Tezhipte kullanılan altın, boya, mühre, tutkal ve kâğıt türleri üzerine derinlemesine çalışmalar yapmıştır. Klasik tekniklerin korunmasında ve geleneksel malzemelerin çağdaş uygulamalarda kullanılmasında önemli bir yol göstermiştir. Sanatın özünü oluşturan sabır ve edep kavramlarını sıkça vurgulamıştır. Ona göre, sanat bir ibadet hazzıyla icra edilirse kalıcı eserler ortaya çıkmaktadır.
Eserleri ve Yayınları
Fatma Çiçek Derman’ın yüzü aşkın makalesi ve çeşitli ansiklopedi maddeleri bulunmaktadır. Başlıca kitapları arasında;
- Türk Tezyînî Sanatlarında Motifler (İnci A. Birol ile birlikte, 1991),
- Kadıasker Mustafa İzzet Efendi Hilyesi (Uğur Derman ile, 2011),
- Rikkat Kunt Hoca Hanım (1903–1986) (2013),
- Bir Çiçek Demeti (2010),
- Feyzullah Dayıgil (1910–1949) (2021),
- Müzehhip Muhsin Demironat (1907–1983) (2024) yer almaktadır.
Sanatçı, ayrıca klasik motiflerin sembolik anlamlarını ve tarihsel gelişimini belgeleyen çok sayıda sempozyum bildirisi ve makale hazırlamıştır.
Sergiler ve Uluslararası Katılımlar
1981 yılında İsviçre, İngiltere ve İtalya’da sergiler açmış, 1987’de Chicago’daki The Art Institute of Chicago’da Kanuni Sultan Süleyman Sergisi kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı adına uygulamalı sergi ve konferans düzenlemiştir.
Bu sergiyi, 1994 İslamabad, 1996 Frankfurt, 1997 Tunus, 2003 Tokyo ve 2005 Saraybosna gibi uluslararası sergiler takip etmiştir. Sergilerinde, tezhip sanatının teknik özelliklerini uygulamalı olarak göstermiş, konferanslarla sanatın felsefi ve estetik yönlerini anlatmıştır.
Sanat Anlayışı ve Öğreticiliği
Derman, sanatın insana edep ve sabır kazandırması gerektiğini savunmuş, sanatı “emanet” olarak nitelendirmiştir. Ona göre, sanatkâr bu emaneti büyüklük taslamadan, tevazu içinde geliştirmelidir. Usta-çırak ilişkisinin sadece öğretim süresince değil, ömür boyu sürdüğünü vurgulamıştır. Bu anlayışla Kubbealtı Nakışhânesinde birçok sanatçının yetişmesine öncülük etmiştir.
Hocalarının —Süheyl Ünver, Muhsin Demironat ve Rikkat Kunt’un— öğretilerini daima korumuş, onların sanat ahlakını yeni kuşaklara aktarmayı hedeflemiştir. “Sanatınızı üzerinizde taşıyın” sözünü rehber edinmiş ve öğrencilerine, sanatın önce ahlakla bütünleşmesi gerektiğini öğretmiştir.
Ödülleri
- 2012 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü,
- 2013 yılında 7. TASAM Stratejik Vizyon Ödülü’nü,
- 2021’de UNESCO Yaşayan İnsan Hazineleri - Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri Ödülü’nü,
- 2024 yılında Yükseköğretim Kurulu “İlme ve Talebeye Hizmet Özel Ödülü”nü almıştır.
Ailesi ve Kişisel Hayatı
Çiçek Derman, ebru ve hat sanatının önemli isimlerinden Prof. Dr. Uğur Derman ile evlenmiştir. Üç oğlu ve üç torunu bulunmaktadır. Sanat yaşamının yanında, ailevi sorumluluklarını hiçbir zaman ikinci plana atmayan Derman, sanatıyla yaşam felsefesi arasında denge kurmuştur.
Fatma Çiçek Derman, Osmanlı tezhip geleneğini çağdaş sanat eğitimiyle birleştirmiş, hem akademisyen hem sanatkâr kimliğiyle Türk süsleme sanatının 20. yüzyıldan 21. yüzyıla taşınmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Sanatı, sadece biçimsel bir estetik değil, aynı zamanda kültürel bir kimlik mirası olarak değerlendirmiştir.
Onun yetiştirdiği pek çok öğrenci bugün Türkiye’nin önde gelen müzehhipleri ve sanat tarihçileri arasında yer almaktadır. Bu yönüyle Derman, gelenekli sanatın sürekliliğini sağlayan halkalardan biri olmuştur.