Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Favela

Genel Kültür+2 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Brezilya'nın büyük kentleri, yalnızca mimari görkemi, doğal zenginlikleri ya da kültürel çeşitliliği ile değil; aynı zamanda gecekondu bölgeleriyle de dikkat çeker. Bu bölgeler arasında en dikkat çekici olanları, genel olarak “favela” olarak adlandırılan ve resmi planlamanın dışında gelişmiş yerleşim alanlarıdır. Özellikle Rio de Janeiro ve São Paulo gibi metropollerde yaygınlaşan bu mahalleler, Brezilya’daki modernleşme sürecinin marjinalleştirdiği toplumsal kesimlerin barınma sorununun mekânsal karşılıkları olarak ortaya çıkmıştır.


Favelaların tarihsel kökeni, Brezilya'nın 19. yüzyılın sonlarında yaşadığı siyasal ve demografik dönüşümlerle bağlantılıdır. Başlangıçta yer değiştirmiş askerler tarafından inşa edilen bu yapılar, zamanla büyük kent merkezlerine kırsaldan göç eden yoksul nüfusun temel barınma biçimi haline gelmiştir. Planlı kentleşme politikalarının dışında gelişen bu mahalleler, imar izni, altyapı hizmeti ve tapu gibi yasal güvencelerden yoksun olarak varlığını sürdürmektedir. Bu durum, sadece fiziksel koşullar açısından değil; aynı zamanda sosyoekonomik statü, vatandaşlık haklarına erişim ve kent yaşamına katılım düzeyi bakımından da derin bir dışlanma yaratmaktadır.


Favelalar, Brezilya'nın toplumsal yapısındaki eşitsizliklerin görünür hale geldiği mekânlardır. Nüfusun önemli bir bölümü bu alanlarda yaşarken, bu yerleşim bölgeleri çoğu zaman resmi politikaların dışında tutulmuş, kimi zaman ise baskı politikalarının hedefi olmuştur. Devletin bu alanlara yönelik müdahaleleri çoğunlukla ya güvenlik eksenli operasyonlar ya da gösterişli dönüşüm projeleri üzerinden şekillenmiştir. Ancak bu girişimlerin çoğu, yapısal sorunları ortadan kaldırmak yerine yalnızca görünürlüğü azaltma amacı taşımıştır.


Bugün favelalar, yalnızca bir barınma biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı, kimlik inşası ve sosyal dayanışma alanı olarak da işlev görmektedir. Bir yandan yoksulluğun, suçun ve devlet dışı otoritenin egemen olduğu mekânlar olarak tanımlanırken; diğer yandan da müzik, spor ve kolektif kültürel üretimin doğduğu canlı toplumsal dokulara sahiptir. Bu çift yönlü yapı, favelaların yalnızca yoksulluğun değil; aynı zamanda direnişin, dayanışmanın ve kimliğin mekânı olarak değerlendirilmesini de mümkün kılmaktadır.


Favela (Jooh Vitor)

Mekânsal Ayrışma, Toplumsal Eşitsizlik ve Irksal Kodlar

Favelaların Brezilya kent peyzajında edindiği yer, yalnızca fiziksel bir yapılaşmayı değil, aynı zamanda sistematik bir mekânsal ayrışmayı temsil eder. Bu mahalleler, çoğunlukla kent merkezlerine yakın olsalar da, yasal statüden yoksun, planlama dışı ve temel altyapı hizmetlerinden mahrum yerleşim alanlarıdır. Mekânsal olarak kentle iç içe geçmiş görünmelerine rağmen, sembolik olarak “kent dışı” ilan edilmiş bu bölgeler, sosyoekonomik ayrışmanın somut birer göstergesidir. Resmi şehir planlamasının sınırlarında ya da marjlarında konumlanan favelalar, zamanla fiziksel çevrenin ötesinde toplumsal anlamlar da taşımaya başlamıştır.


Bu ayrışma yalnızca mekâna dair değil, aynı zamanda ırksal ve sınıfsal bir kodlamaya da dayanmaktadır. Favelalarda yaşayan nüfusun büyük bir kısmı Afrika kökenli Brezilyalılardan ve alt gelir gruplarından oluşmaktadır. Kentteki beyaz, orta ve üst sınıflar ile favela halkı arasındaki mesafe yalnızca gelir düzeyiyle değil; aynı zamanda ten rengi, kültürel pratikler ve vatandaşlık haklarına erişim düzeyiyle de tanımlanır hale gelmiştir. Siyahların yoğun olarak yaşadığı bu mahalleler, kent içi ırksal ayrışmanın mekâna yansımış biçimi olarak değerlendirilebilir.


Favelaların bu bağlamdaki yapısı, küresel ölçekte benzer kent dışlayıcılığı örnekleriyle karşılaştırıldığında daha da belirginleşmektedir. Örneğin, Rio de Janeiro’daki favelalar ile New York’taki Afro-Amerikan gettoları arasında yapısal benzerlikler kurulabilir. Her iki durumda da mekânsal ayrışma, tarihsel olarak şekillenmiş toplumsal eşitsizliklerin sonucudur ve kent politikalarının ırksal tercihleri yansıttığına işaret etmektedir. Bu mahallelerin resmi politikaların dışında tutulması, aynı zamanda bu toplulukların temsiliyet sorununu da derinleştirir. Devletin yokluğunun hâkim olduğu alanlar, bireylerin yurttaşlık haklarına eşit biçimde erişemediği, görünmez kılındığı mekânlar haline gelmektedir.


Mekânsal ayrışmanın bir diğer boyutu ise mülkiyet ilişkileri üzerinden şekillenmektedir. Favelalarda yaşayanların büyük çoğunluğu, üzerinde yaşadıkları araziye yasal olarak sahip değildir. Bu durum, sürekli bir tahliye tehdidi yaratmakta ve kentteki yerleşik olmayan, geçici bir yaşam hissini pekiştirmektedir. Toplumsal dışlanma, yalnızca yoksullukla değil; bu yoksulluğun sürekliliğini sağlayan yapısal mülksüzlükle de ilişkilidir. Bu nedenle favelalar, yalnızca geçici yerleşim alanları değil; aynı zamanda kentsel haklardan mahrum bırakılmış bireylerin zorunlu yaşam stratejilerinin bir sonucudur.


Favela (Mateus Castro)

Suç, Güvenlik Politikaları ve Devlet Dışı Otoriteler

Brezilya’daki favelalar yalnızca mekânsal ve sosyoekonomik dışlanmanın değil, aynı zamanda güvenlik boşluklarının ve devlet otoritesinin zayıflığının da en açık şekilde gözlemlendiği yerleşim alanlarıdır. Bu bölgelerde, özellikle büyük şehirlerin periferisinde yoğunlaşan yapısal ihmal, yerel yönetimlerin güvenlik ve altyapı hizmetlerinden sistematik olarak geri durmasıyla birleştiğinde, devlet dışı otoritelerin ortaya çıkmasına elverişli bir zemin hazırlamıştır. Uyuşturucu kartelleri, organize suç şebekeleri ve yerel “şef” figürleri bu boşluğu doldurarak kendi hiyerarşik yapılarını ve kurallarını dayatmıştır.


Birçok favelada, özellikle Rio de Janeiro’da, uyuşturucu ticareti yalnızca bir gelir kaynağı değil, aynı zamanda bir yönetim biçimi haline gelmiştir. Bu bölgelerde suçun kurumsallaşmış biçimleri söz konusudur. Yerel halkın güvenliğinden, disiplininden ve hatta sosyal düzeninden sorumlu olan bu gayriresmî otoriteler, çoğu zaman devletin güvenlik aygıtlarından daha etkili ve daha kalıcı bir kontrol mekanizması sunmaktadır. Hatta bazı bölgelerde polis kuvvetlerinin girişine dahi izin verilmezken, yerel “şef”in onayı olmadan hiçbir dış müdahalenin gerçekleşemediği görülmektedir.


Bu duruma müdahale etmek amacıyla geliştirilen kamu politikalarından biri, Rio de Janeiro’da uygulamaya konulan UPP (Unidade de Polícia Pacificadora / Huzur Polisi Birimi) girişimidir. UPP’nin temel amacı, öncelikle şiddet içeren suç faaliyetlerini bastırmak, ardından da sosyal hizmetleri bölgelere taşıyarak devletin varlığını yeniden inşa etmektir. Ancak bu politika, uygulamada çeşitli sınırlılıklarla karşılaşmıştır. Birçok bölgede geçici olarak başarı sağlansa da, kalıcı bir dönüşüm için gereken sosyal ve ekonomik altyapı yatırımları yapılmadığı için, bu girişimlerin etkisi sınırlı kalmıştır. Üstelik UPP’nin bazı uygulamaları, özellikle polis şiddeti ve keyfi uygulamalar nedeniyle halkın güvenini sarsmış, kamusal desteği zayıflatmıştır.


Favelalarda güvenlik yalnızca suçla mücadele eksenli bir mesele olarak görülmemelidir. Aynı zamanda bu bölgelerde yaşayanların hukuki statülerine, vatandaşlık haklarına ve gündelik yaşam pratiklerine erişimleri açısından da değerlendirilmesi gereken çok boyutlu bir sorundur. Bir bireyin devlet tarafından tanınması yalnızca yasal belgelerle değil; yaşadığı yerin güvenli, düzenli ve hizmete açık olmasıyla da doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda favelalarda yaşayanların çoğu, “yarım vatandaşlık” koşulları içinde yaşamaktadır: Vergi dışı ekonomi, resmi kayıtlardan uzak yaşam, sağlık ve eğitim gibi temel haklara sınırlı erişim gibi durumlar, devletin mekânsal olarak parçalı bir varlık gösterdiğini ortaya koymaktadır.


Güvenlik sorununun bir başka boyutu ise turizmle olan ilişkidir. Bazı favelalar, özellikle uluslararası medya ve belgeselcilik üzerinden egzotikleştirilmiş ve “turistik deneyim” alanlarına dönüştürülmüştür. Rehberli turlar eşliğinde yapılan bu ziyaretlerde, yerel halkın mahrem yaşamı sergilenirken; aynı zamanda bu bölgelerdeki suç örgütleriyle “sessiz anlaşmalar” yapılmakta, turistin güvenliği belirli bir ücret karşılığında sağlanmaktadır. Bu çerçevede değerlendirildiğinde, favelalarda güvenlik meselesi yalnızca suçla mücadele değil; aynı zamanda kamusal otoritenin nasıl kurulduğu, kimin tarafından temsil edildiği ve bu temsilin ne ölçüde meşru kabul edildiği gibi temel sorular etrafında şekillenmektedir. Devletin geri çekildiği, yerel yapıların ise alternatif düzenler kurduğu bu alanlar, yalnızca Brezilya’nın değil; çağdaş kentsel yönetim tartışmalarının da merkezinde yer almaktadır.


Favela (Andreas Ebner)

Kültürel Kimlik, Kolektif Hafıza ve Dönüşüm Girişimleri

Favelalar, sadece yoksulluğun, dışlanmanın ve suçun mekânı değil; aynı zamanda kolektif kimliğin, kültürel üretimin ve sosyal dayanışmanın da sahnesidir. Zorlayıcı yaşam koşullarına rağmen, bu mahallelerde güçlü bir aidiyet duygusu, karşılıklı yardımlaşma ve topluluk bilinci gelişmiştir. Özellikle müzik, dans, sokak sanatı ve spor gibi alanlarda ortaya çıkan kültürel pratikler, favelaları Brezilya’nın kültürel dokusunun ayrılmaz bir parçası haline getirmiştir. Samba, funk carioca gibi müzik türlerinin bu mahallelerden çıkması, favelaların kültürel üretim potansiyelini açıkça ortaya koymaktadır.


Bu bağlamda favelalar, yalnızca pasif biçimde dışlanan değil, aynı zamanda kendi kültürel kodlarını üreterek merkezî kültürle pazarlık yapan aktif öznelerdir. Kolektif hafıza, bu mahallelerin tarihsel olarak nasıl şekillendiğini, hangi mücadelelerden geçtiğini ve ne tür direnç biçimleri geliştirdiğini kaydeden toplumsal bir bellektir. Favelalarda yetişen bireyler, çoğu zaman bu belleği müzik, hikâye anlatımı, topluluk etkinlikleri ya da mahalle içi semboller aracılığıyla yaşatmaktadır. Bu kolektif hafıza, mekânın yalnızca fiziksel değil; aynı zamanda simgesel boyutunun da kurucu öğesi olarak değerlendirilmektedir.


Kolektif dayanışmanın ve kimlik inşasının en belirgin örneklerinden biri, favelalarda yetişip ulusal ya da uluslararası başarı elde eden bireylerin kendi mahallelerine geri dönerek sosyal projeler başlatmalarıdır. Özellikle futbol üzerinden bu tür girişimlerin örnekleri sıklıkla görülmektedir. Brezilya'nın dünyaca tanınan futbolcularından Cafu, çocukluğunu geçirdiği favela mahallesinde eğitim ve spor temelli projeler hayata geçirmiş, ancak yapısal sorunların derinliği nedeniyle kalıcı bir dönüşüm yaratmakta zorlanmıştır. Kültürel kimliğin bir başka boyutu, favelaların uluslararası düzlemde nasıl temsil edildiğidir. Özellikle son yıllarda medya, sinema ve turizm endüstrisi aracılığıyla favelalar “egzotik” ya da “tehlikeli” alanlar olarak betimlenmekte, bu mahalleler üzerinden hem merak uyandıran hem de damgalayıcı bir söylem üretilmektedir. “Favela turizmi” adı verilen uygulamalar, yerel halkın gündelik yaşamının bir tür seyir nesnesine dönüştürülmesi anlamına gelmektedir.


Favelalarda dönüşüm girişimleri yalnızca kültürel değil; aynı zamanda mekânsal planlamayı da içermektedir. Özellikle Rio de Janeiro’da uygulamaya konulan “Favela-Bairro” gibi projeler, bu bölgeleri kentin geri kalanıyla bütünleştirme amacı taşımış, altyapı, sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimi kolaylaştırmayı hedeflemiştir. Ancak bu projeler de, yeterli katılım mekanizmaları oluşturulmadan hayata geçirildiği için, yerel halkın ihtiyaçlarına her zaman karşılık verememiştir. Bazı bölgelerde dönüşüm projeleri, mülksüzleştirme ya da yerinden etme biçiminde işlemekte; bu da favelalarda yaşayanların mekânsal ve kültürel aidiyetlerinin zedelenmesine yol açmaktadır.


Favelalar yalnızca yoksulluğun ve şiddetin değil; aynı zamanda toplumsal direnişin, kültürel canlılığın ve alternatif yurttaşlık biçimlerinin mekânlarıdır. Bu alanları yalnızca sosyal sorunlara indirgemek, onların içsel dinamiklerini ve tarihsel sürekliliğini göz ardı etmek anlamına gelir. Bu nedenle favelaları anlamak, hem mekânsal hem de kültürel boyutlarıyla bütüncül bir analiz gerektirmektedir.

Kaynakça

Baena, Victoria. “Favelas in the Spotlight: Transforming the Slums of Rio de Janeiro.” Harvard International Review 33, no. 1 (Spring 2011): 34–37. https://www.jstor.org/stable/42763442. Accessed April 2, 2025.

Oliveira, Ney dos Santos. “Favelas and Ghettos: Race and Class in Rio de Janeiro and New York City.” Latin American Perspectives 23, no. 4 (Autumn 1996): 71–89. https://www.jstor.org/stable/2634130. Accessed April 2, 2025.

Pino, Julio César. “Sources on the History of Favelas in Rio de Janeiro.” Latin American Research Review 32, no. 3 (1997): 111–122. https://www.jstor.org/stable/2504000. Accessed April 2, 2025.

Çelik, Merve, ve Gönül Taşcan. “Bir Mekansal Ayrışma Örneği: Favela ve Gecekondulara Sosyolojik Bakış.” Journal of Social Sciences and Humanities Researches 2 (2021): 249–265

Yıldız, İsmail. “Bir Mekansal Ayrışma Örneği: Favela ve Gecekondulara Sosyolojik Bakış.” Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi 11, no. 2 (2014): 1200–1217.

O’Hare, Greg, and Michael Barke. “The Favelas of Rio de Janeiro: A Temporal and Spatial Analysis.” GeoJournal 56, no. 3 (2002): 225–240

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarAhsen Karakaş2 Nisan 2025 20:15

İçindekiler

  • Mekânsal Ayrışma, Toplumsal Eşitsizlik ve Irksal Kodlar

  • Suç, Güvenlik Politikaları ve Devlet Dışı Otoriteler

  • Kültürel Kimlik, Kolektif Hafıza ve Dönüşüm Girişimleri

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"Favela" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor