Foucault sarkacı, Dünya’nın kendi ekseni etrafında döndüğünü doğrudan gözlemlemeye imkân veren en önemli deneysel düzeneklerden biridir. 19. yüzyılın ortalarında Fransız fizikçi Léon Foucault tarafından ortaya konan bu düzenek, modern bilim tarihinde yalnızca astronomi ve fizik açısından değil, aynı zamanda bilginin deneysel doğrulama süreci bakımından da büyük önem taşır. Foucault sarkacı, görünüşte basit bir sarkaç sisteminden oluşmasına rağmen ardında karmaşık bir fiziksel mekanizma barındırır ve gözle görülür bir şekilde Dünya’nın dönme hareketinin kanıtını sunar.
Bu deney, yalnızca fizik laboratuvarlarında yapılan bir gösterim olmaktan çıkıp, birçok ülkenin bilim merkezlerinde, üniversitelerinde ve müzelerinde halka açık sergilerin parçası hâline gelmiştir. Günümüzde Foucault sarkacı, bilimin halka erişimini kolaylaştıran en önemli düzeneklerden biri olarak kabul edilmektedir.

Foucault Sarkacı (Tübitak Bilim Genç)
Tarihsel Arka Plan
Dünya’nın dönme hareketi tarih boyunca filozoflar, bilim insanları ve gökbilimciler tarafından tartışılmıştır. Antik çağdan itibaren gök cisimlerinin hareketlerine dair yapılan gözlemler, Dünya’nın sabit olup olmadığı sorusunu beraberinde getirmiştir. Kopernik devrimiyle birlikte Dünya’nın kendi ekseni etrafında döndüğü fikri modern astronominin merkezine yerleşmiş olsa da, bu hareketin doğrudan deneysel bir kanıtı uzun süre ortaya konulamamıştır.
19.yüzyıla gelindiğinde bilimsel yöntemlerin ilerlemesiyle birlikte, Dünya’nın dönme hareketini gözlemleyebilmek için çeşitli mekanik sistemler önerildi. Foucault, 1851 yılında Paris’teki Panthéon kubbesinde sergilediği sarkaç deneyiyle bu soruya kesin bir yanıt sundu. Yaklaşık 67 metre uzunluğundaki çelik tele asılan 28 kilogramlık pirinç bir kürenin ileri-geri salınımı, zamanla düzleminin değiştiğini gösteriyordu. Bu değişim, Dünya’nın dönüşünden başka bir sebeple açıklanamazdı.
Deneyin Prensibi
Deneyin PrensibiFoucault sarkacının çalışma prensibi, eylemsizlik yasasına dayanır. Newton mekaniğine göre, dış kuvvetler etkisi olmadığı sürece bir cisim doğrusal hareketine devam eder. Bir sarkaç düzeneğinde, salınım hareketi düz bir çizgi üzerinde gerçekleşir. Ancak sarkaç Dünya’ya bağlı olduğundan, Dünya’nın dönmesiyle birlikte sarkacın salınım düzlemi gözlemciye göre değişir.
Bu olay, dönme hareketlerinde ortaya çıkan Coriolis kuvveti ile açıklanır. Dünya üzerindeki herhangi bir hareketli cisim, dönme hareketinden dolayı kuzey yarımkürede sağa, güney yarımkürede sola sapma eğilimindedir. Foucault sarkacı bu sapmayı görünür kılarak Dünya’nın dönme hareketini gözler önüne serer.
Sarkacın salınım düzleminin dönüş hızı, bulunduğu enleme bağlıdır. Kutuplarda düzlem her 24 saatte bir tam tur atarken, ekvator bölgesinde düzlem hiç değişmez. Bu durum, Foucault sarkacının deneysel olarak yalnızca Dünya’nın dönmekte olduğunu göstermekle kalmayıp, aynı zamanda enlem bilgisiyle de doğrudan ilişki kurabileceğini ortaya koyar.

Coriolis Saptırma Etkisi (Tübitak Bilim Genç)
Matematiksel Temeller
Foucault sarkacının matematiksel analizi, diferansiyel denklemler aracılığıyla yapılır. Sarkacın hareketi, basit harmonik osilatör denklemlerine eklenen Coriolis terimleriyle modellenir.
Kuzey yarımkürede enlem ile tanımlandığında, sarkacın düzlemindeki açısal hız şeklinde ifade edilir. Burada Dünya’nın açısal hızıdır. Bu bağıntı sayesinde, farklı enlemlerde yapılan deneylerde düzlemin dönüş süresi hesaplanabilir. Örneğin Paris’te (yaklaşık 48° enlem) düzlem yaklaşık 32 saatte bir tam tur döner.
Matematiksel model, yalnızca Dünya’nın dönmesini doğrulamakla kalmaz, aynı zamanda jeofizik ve mühendislik alanlarında dönme sistemleri üzerine yapılan araştırmalarda da kullanılmaktadır.
Deneyin Uygulanışı
Foucault sarkacı deneyinin temelinde büyük bir kütlenin uzun bir tele asılması yatar. Sarkaç genellikle serbestçe salınım yapabilmesi için yüksek tavanlı yapılara kurulur. Salınım hareketini başlatmak için küre belirli bir açıya çekilir ve serbest bırakılır. Başlangıçta belirlenen salınım düzlemi zamanla değişir ve gözlemciler bu değişimi yere yerleştirilen işaretler veya göstergeler aracılığıyla izlerler.
Panthéon’daki ilk deneyden sonra dünyanın birçok yerinde benzer düzenekler kurulmuştur. Özellikle bilim müzelerinde Foucault sarkacı, ziyaretçilerin Dünya’nın dönmesini gözlemleyebildikleri somut bir araç hâline gelmiştir.
Bilim Tarihindeki Önemi
Foucault sarkacı, modern bilimin doğrudan deneysel doğrulamalarına önemli bir örnek teşkil eder. Dünya’nın dönme hareketi, Kopernik’ten bu yana teorik olarak bilinse de, bu bilgiyi halkın gözünde görünür kılan deney Foucault’nunki olmuştur.
Sarkaç aynı zamanda bilimin popülerleşmesinde de rol oynamıştır. Panthéon’daki sergiye binlerce kişi katılmış ve bu gösteri büyük ilgi uyandırmıştır. Böylece bilimsel bilginin yalnızca akademik çevrelerde değil, toplumun geniş kesimlerinde de kabul görmesine katkı sağlamıştır.
Günümüzde Foucault Sarkacı
Bugün dünyanın birçok şehrinde Foucault sarkaçları bulunmaktadır. Üniversiteler, bilim merkezleri ve müzeler bu düzenekleri hem eğitim aracı hem de bilimsel bir gösteri olarak sergilemektedir. Türkiye’de de bazı üniversitelerde ve bilim merkezlerinde Foucault sarkacı düzenekleri kurulmuştur.
Teknolojik gelişmelere rağmen Foucault sarkacı hâlâ önemini korumaktadır. Çünkü karmaşık cihazlara gerek kalmadan Dünya’nın dönmesini basit ve etkili bir şekilde gözler önüne sermektedir.
Bilimsel Etkiler ve Uygulamalar
Foucault sarkacı, doğrudan Dünya’nın dönmesini kanıtlamasının yanı sıra farklı alanlarda da dolaylı etkiler yaratmıştır. Mekanik sistemlerde dönme hareketlerinin anlaşılmasına katkıda bulunmuş, jeofizik araştırmalarda Dünya’nın dönme hızına dair hesaplamalarda kullanılmıştır. Ayrıca eğitim alanında, soyut kavramların deneysel gösterimlerle somutlaştırılmasına yardımcı olmuştur.
Sarkaç, özellikle diferansiyel denklemler, dinamik sistemler ve Coriolis kuvveti üzerine yapılan çalışmalarda sıkça örnek problem olarak kullanılır. Bu açıdan Foucault sarkacı, yalnızca bir deney aracı değil, aynı zamanda bir öğretim materyali olma özelliği de taşır.
Kültürel ve Felsefi Yönler
Foucault sarkacı yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda kültürel bir sembol hâline gelmiştir. Dünya’nın dönmesini doğrudan gösterebilmesi, insanlığın evrendeki yerini yeniden düşünmesine yol açmıştır. Bilimsel devrimlerin ardından gelen bu deney, insanın Dünya merkezli evren tasavvurundan uzaklaşıp, gök cisimlerinin dinamik bir düzen içinde hareket ettiğini kavramasında önemli bir basamak olmuştur.
Edebiyatta ve sanat eserlerinde de Foucault sarkacına atıflar yapılmış, bu düzenek insanın evrendeki konumuna dair simgesel anlamlar taşımıştır.

