Geleceğimizde İslam Var, Roger Garaudy’nin 1980’li yıllarda kaleme aldığı, insanlığın geleceğinde İslam medeniyetinin rolünü ele alan bir eseridir. Eserin orijinal adı L’Islam habite notre avenir olup felsefi ve kültürel bir çerçeve içinde İslam’ın modern dünya için taşıdığı anlamı incelemektedir.
İçerik ve Konu
Eser, insanlığın geleceğini belirleyecek ahlaki ve toplumsal değerlerin, İslam’ın temel ilkeleriyle yeniden tanımlanabileceği düşüncesi üzerine kuruludur. Garaudy, Batı medeniyetinin bilimsel ilerlemesine rağmen, ahlaki çöküş ve anlam boşluğu yaşadığını savunur. Ona göre Batı, insanı üretim ve tüketim odaklı bir varlık hâline getirerek, ruhsal dengeyi yitirmiştir.
Bu bağlamda yazar, tevhit, adalet, dayanışma ve ölçülülük gibi İslamî ilkelerin, modern dünyanın çözülmüş yapısına karşı bütüncül bir denge anlayışı sunduğunu belirtir. Tevhit, adalet, dayanışma ve ölçülülük ilkeleri, modern dünyanın parçalanmış yapısına karşı bütüncül bir denge anlayışı sunar. Bu anlayışa göre mülk Allah’a aittir, insan ise yalnızca bir emanetçidir. Ekonomik faaliyetler, maddi kazancın ötesinde ahlaki sorumluluk, toplumsal adalet ve insanın yeryüzündeki konumuna dair bilinçle ilişkilendirilmelidir. Bu çerçevede kapitalist ekonominin bireysel çıkar merkezli yapısına karşı, insanın doğa ve toplum karşısındaki sorumluluğunu esas alan bir ekonomik etik öne çıkar. Üretim, tüketim ve mülkiyet kavramları yeniden tanımlanır; servetin toplumsal faydaya yönelmesi ve ekonomik dengenin ahlaki ilkeler doğrultusunda sürdürülmesi gerekliliği vurgulanır. Bu yaklaşım, İslam iktisadını insanın varlıkla ilişkisini yeniden düzenleyen bütüncül bir dünya görüşü olarak ele alır.【1】
Kitapta ayrıca İslam medeniyetinin tarih boyunca bilim, sanat, felsefe ve toplumsal düzen alanlarındaki katkılarına geniş yer verilir. Endülüs, Bağdat ve Semerkant gibi merkezlerde gelişen entelektüel mirasın, Avrupa düşüncesinin oluşumuna etkisi incelenir. Yazar, bu tarihsel örnekleri modern dünyanın kaybettiği manevi ölçüyle ilişkilendirir.
Temalar
Eserin ana temaları arasında medeniyetler arası diyalog, Batı modernitesinin eleştirisi, İslam’ın evrensel değerleri ve insanın ahlaki sorumluluğu yer alır. Garaudy, Samuel Huntington’ın “medeniyetler çatışması” paradigmasını reddederek, kültürlerin birbirini tamamlayıcı yönlerine dikkat çeker.
Bu düşünce, onun ekonomi ve toplum anlayışında da görülür: İslam medeniyeti, yalnızca dinî bir sistem değil, adalet merkezli bir uygarlık modelidir. Yazarın İslam iktisadına bakışını değerlendiren Karadağ ve Yazoğlu da aynı noktayı vurgular: İslam, kapitalizmin bencilliği ile sosyalizmin kolektivizmi arasında ahlaki dengeyi temsil eder; bireyi değil, toplumu merkeze alır.
Eserin Yapısı
Kitap, tematik bölümler hâlinde düzenlenmiştir. Her bölüm İslam’ın farklı yönlerini, örneğin inanç, ibadet, hukuk, sanat ve felsefe alanlarını ele almaktadır. Metin boyunca Kur’an ayetlerinden, İslam düşünürlerinden ve tarihsel örneklerden yararlanılmıştır. Dil ve anlatım yönünden felsefi, açıklayıcı ve sistematik bir üslup tercih edilmiştir.
Yazar Hakkında
Roger Garaudy, 17 Temmuz 1913 tarihinde Fransa’nın Marsilya kentinde doğmuştur. Fransız filozof, siyasetçi ve düşünür olarak tanınır. II. Dünya Savaşı sırasında Fransız Direnişi içinde yer almış, savaş sonrasında akademik ve siyasi faaliyetlerde bulunmuştur. Uzun yıllar Fransız Komünist Partisi üyesi olarak çalışmış, Marksist düşünce alanında eserler vermiştir. 1982 yılında İslamiyet’i kabul etmiştir. Düşünsel yaşamı boyunca felsefe, din, sanat ve medeniyetler arası diyalog konularına yoğunlaşmıştır.


