Genetik bozukluklar, bireyin kalıtsal materyalinde (DNA) meydana gelen değişikliklerden kaynaklanan sağlık sorunlarıdır. Bu değişiklikler tek bir genin mutasyonu, birçok genin etkisi veya kromozomal anomaliler şeklinde ortaya çıkabilir. Genetik bozukluklar doğrudan kalıtımsal yolla geçebileceği gibi bazı durumlarda yeni mutasyonlarla da oluşabilir. Bozukluklar; nöropsikiyatrik hastalıklardan metabolik sendromlara, gelişimsel geriliklerden davranışsal bozukluklara kadar geniş bir yelpazede etkili olabilir.
Genetik Temelli Psikiyatrik Bozukluklar
- Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB): Genetik çalışmalar otizmin yüksek kalıtılabilirliğe sahip heterojen bir bozukluk olduğunu göstermektedir. Monozigotik ikizlerde konkordans oranının %60-90 arasında değiştiği, dizigotik ikizlerde bu oranın çok daha düşük olduğu saptanmıştır. Ayrıca otizmli bireylerin kardeşlerinde hastalık riskinin 30-150 kat arttığı belirtilmiştir. 15q11-q13, 7q ve X kromozomu gibi bölgelerde anlamlı genetik varyasyonlar tespit edilmiştir.
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB): DEHB’nin etiyolojisinde genetik faktörlerin önemi büyüktür. Kalıtılabilirlik oranı %76 olarak bildirilmiştir. İkiz ve aile çalışmaları, dikkat eksikliği ve dürtüsellik bileşenlerinin genetik geçişinde belirgin oranlar göstermektedir. Özellikle dopaminerjik, adrenerjik ve serotonerjik sistemlerle ilişkili birçok aday gen (ör. DRD4, DAT1, COMT) tanımlanmıştır.
- Bipolar Bozukluk: Bipolar bozukluğun da genetik temelli olduğu, hem erişkinlerde hem de çocuk ve ergenlerde yapılan ikiz ve aile çalışmalarıyla desteklenmiştir. Ailelerinde bipolar bozukluk öyküsü bulunan bireylerde hastalığın görülme oranı 5-10 kat artmaktadır. Genetik yatkınlık özellikle duygudurum düzenleyici sistemlerde rol alan genlerle ilişkilidir.
- Yeme Bozuklukları: Anoreksiya ve bulimiya nervoza gibi yeme bozukluklarının da genetik temeli olduğu çok sayıda çalışmayla gösterilmiştir. Aile ve ikiz çalışmaları, bu bozuklukların birinci derece akrabalarda daha sık görüldüğünü ortaya koymuştur. Özellikle anoreksiya nervozada genetik etki, restriktif alt tipte daha belirgin olup tek yumurta ikizlerinde konkordans oranı %56-66’ya kadar çıkabilmektedir.
Genetik Bozuklukların Özellikleri ve Yaygın Genetik Mekanizmalar
Genetik bozuklukların çoğu multifaktöriyel olup hem kalıtsal hem de çevresel faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkar. Bozuklukların genetik temelinde aşağıdaki mekanizmalar yer alabilir:
- Tek gen bozuklukları: Mendel kurallarına uygun şekilde kalıtılan hastalıklardır (örneğin: Fenilketonüri).
- Kromozomal anomaliler: Sayısal veya yapısal kromozom değişiklikleri sonucu oluşur (örneğin: Down sendromu, Fragile X sendromu).
- Poligenik bozukluklar: Birden fazla genin etkileşimi ile ortaya çıkan bozukluklardır (örneğin: otizm, DEHB, yeme bozuklukları).
- Epigenetik değişimler: Genlerin açılıp kapanmasını veya ifade düzeylerini etkileyen, DNA dizisini değiştirmeyen kalıtımsal düzenlemelerdir.
Genetik Araştırmalarda Kullanılan Yöntemler
- İkiz çalışmaları: Monozigotik ve dizigotik ikizlerin hastalık konkordans oranları karşılaştırılarak genetik geçişin etkisi analiz edilir.
- Evlat edinme çalışmaları: Genetik ve çevresel etkileri ayırmaya yardımcı olur.
- Aile çalışmaları: Hastalığın ailesel kümelenmesini ve kalıtım modelini belirlemek için kullanılır.
- Moleküler genetik çalışmalar: Aday gen analizleri, genom taramaları ve bağlantı analizleri ile hastalıkla ilişkili gen bölgeleri belirlenir.
Genetik bozukluklar, biyolojik ve psikiyatrik birçok hastalığın temelinde yer almakta ve bireyler arası farklılıklarda önemli rol oynamaktadır. İkiz, evlat edinme ve moleküler düzeyde yapılan çalışmalar, genetik temelli hastalıkların nedenlerinin anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Bu alandaki ilerlemeler, erken tanı, kişiselleştirilmiş tedavi ve önleyici müdahalelerde yeni olanaklar sunmaktadır.

