KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

BlogGeçmiş
Blog
Avatar
Ana YazarElyesa Köseoğlu5 Ekim 2025 15:42

Her An Bir Yaratılış Üzerine

fav gif
Kaydet
kure star outline

Eskiden on yıl bekleyemezdim; fakat şimdi haberlerde, köşe yazılarında “yüz yıllık kalkınma planları” gibi başlıklarla karşılaşıyorum. On yılın aslında ne kadar kısa bir zaman dilimi olduğunu fark etmem biraz zaman aldı. Zaman öylesine hızlandı ki, yılların nasıl geçtiğini fark edemeyecek noktaya geldim. Örneğin, hayatımızın üç yılı COVID salgınıyla geçti; ama o dönem sanki dün yaşanmış kısa bir olay gibi hafızamda yer ediyor.


Peki, zaman algımızın gitgide kısalmasının bir sebebi var mı?

Bilim insanları bu durumu matematiksel bir yaklaşımla açıklıyor. Bir yaşındaki bir çocuğun iki yaşına ulaşması, onun ömrünün %100’ünü yeniden yaşaması anlamına geliyor. Buna karşılık, yaşı 100 olan birinin 101 yaşına gelmesi, ömrünün yalnızca %1’ini daha yaşamış olması demek. Rakamlar, zaman algımızın yıllar geçtikçe neden hızlandığını gözler önüne seriyor. Büyüklerimizin sıkça söylediği “yaş aldıkça zaman daha hızlı akıyor” sözü de zannımca buradan geliyor.


Unutmuyorum, 8–9 yaşlarımdayken internet kafeler yeni yeni meşhur olmaya başlamıştı. Her çocuk gibi biz de arkadaşlarımızla oyun oynamak isterdik ancak yaşımız küçük olduğu için içeri girmemize izin vermezlerdi. O gün büyümek için içimde duyduğum arzuyu hiç unutmuyorum. Sanki 8–9 yaşımdan 11–12 yaşıma kadar geçen o birkaç yıl, bütün bir ömrüm gibiydi. Şimdi ise üç yıl süren koca bir salgın dönemi, aklımda sadece kısa bir anı gibi kalmış durumda. Bu elbette birinin arzuladığım bir olay olmasının zamanın yavaş geçmesine sebep olacağı gerçeğini değiştirmiyor fakat matematik hesabına göre de yaş büyüdükçe zamanın geçme hızı giderek hızlanıyor.


Peki, geçen bu yıllarda insan eskisi gibi mi kalıyor?

Çocukken oynamaya doyamadığımız oyuncaklar, alışkanlıklarımız, zevklerimiz… Hepsi zamanla değişiyor. Bugün ilgimi çeken renkler, filmler ve kitaplar, elbette gelecekte anlatmaktan ve hatırlamaktan keyif alacağım birer anıya dönüşecek. Ancak yıllar sonra, bugün olduğum kişiden farklı biri olacağımdan hiç kuşkum yok. Bu, aslında hep duyduğumuz bir gerçeği hatırlatıyor: “Gelecekteki hâlim, bugünkü hâlimden daha iyi olacak.”


Oscar töreninde Matthew McConaughey’in yaptığı konuşma ya da Emmy ödülleri sonrasında Haluk Bilginer’in sözleri, bu konuyu gündeme taşıyan örneklerdi. Çoğu insan, gelecekteki benliğinin bugünden farklı olacağını düşünüyor. Bence de haklılar. Çünkü yarın okuyacağım bir kitap, öğrenceğim bir harf, tanışacağım insanlar ve kültürler beni bugünkünden daha bilge kılacak. Kaldı ki bu düşünce, son yıllarda ortaya çıkmış bir moda değil. İnsan her an bir dönüşüm sürecindedir; her an yeniden yaratılmaktadır.


Nasıl mı?

“Göklerde ve yerde bulunanların hepsi O’ndan ister (O’na muhtaçtır). O her an yaratma halindedir.” (Rahmân Suresi,29)


"O’nun yaratma sıfatının her an var olan tecellilerinden başka bir şey olmadığını ortaya koymaktadır." (Tefsir, Rahmân Suresi,29)

Bu ayet, Allah’ın yaratma sıfatının her an var olan tecellilerinden bahseder.


Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî de şöyle der:

“Her nefeste yeni bir âlem doğar; eski âlem ölür gider.” (Mesnevi )


Bir saniye içinde vücudumuzda milyonlarca hücre ölür, milyonlarcası yeniden doğar. Böylesine kesintisiz bir yenilenme içinde, yarınki benin bugünkü benden farklı olmayacağını söylemek mümkün mü?

Kaynakça

Diyanet İşleri Başkanlığı. “Rahmân Sûresi 29-30. Âyet Tefsiri.” Kur’an-ı Kerim Portalı. Erişim tarihi: 5 Ekim 2025. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Rahm%C3%A2n-suresi/4930/29-30-ayet-tefsiri

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî. Mesnevî. Çev. Veled Çelebi. İstanbul: Doğan Kitap, 2015.

Dipnot

[1]

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî. Mesnevî. Çev. Veled Çelebi. İstanbul: Doğan Kitap, 2015.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor