Horoztepe, Tokat ilinin Erbaa ilçesinin doğusunda, Kelkit Irmağı'nın güneyinde, Erbaa Ovası üzerinde konumlanmaktadır. Günümüzde batıdan İmbat Çayı ile sınırlanan ören yeri, diğer yönlerden ise modern konutlar ve yollarla çevrilmiş durumdadır.
Tarihçe
Horoztepe, bölgenin bilinen en eski yerleşim alanlarından biri olarak, M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Horoztepe ve çevresi tarih boyunca birçok devletin egemenliği altında kalmıştır. Bu devletler arasında Hattuş Krallığı, Hitit İmparatorluğu, Frig Uygarlığı, Medler, Persler, Makedonya Krallığı, Pontus Krallığı, Roma ve Bizans İmparatorlukları, Danişmendliler, Anadolu Selçuklu Devleti, Moğollar, İlhanlılar, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti yer almaktadır. 1944 yılında Prof. Kılıç Ökten tarafından tespit edilen Horoztepe, 1954 yılında Raci Temizer tarafından Alacahöyük tipi bir yerleşim olarak tanımlanmıştır. 1956 yılında Prof. Tahsin Özgüç ve Mahmut Akok öncülüğünde başlatılan kazılar, bölgenin arkeolojik literatürde Alacahöyük ve Mahmatlar'dan sonra üçüncü önemli merkez olarak anılmasını sağlamıştır.
Kazılar
1956 yılında yapılan ilk kazılar, kurtarma amaçlı ve sınırlı kapsamlı olup, mezarlık alanına odaklanmıştır. Bu kazılar sırasında özellikle Eski Tunç Çağı'na tarihlenen zengin buluntular elde edilmiştir. Uzun yıllar sistematik bir çalışma yapılmamış, ancak 2014 yılında Erbaa Belediyesi’nin daveti üzerine Prof. Dr. Dirk Wicke tarafından alan üzerinde detaylı bir ön inceleme gerçekleştirilmiştir. Yapılan yüzey araştırması neticesinde hazırlanan rapor ve proje doğrultusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’na kazı başvurusu yapılmış ve 2015 yılında yeni bir kazı programı başlatılmıştır. Hedeflenen çalışmalarda hem mezarlık alanı hem de yerleşim katmanlarının ortaya çıkarılması planlanmış ve bu doğrultuda 2019 yılına kadar kazılar sürdürülmüştür.
Buluntular
Kazılar sırasında elde edilen buluntular, Horoztepe’nin dönemin önemli mezarlık ve yerleşim alanlarından biri olduğunu ortaya koymaktadır. Bu buluntular arasında gaga ağızlı testiler, madeni meyvelikler ile tunç, gümüş ve altından yapılmış süs eşyaları ve günlük kullanım objeleri yer almaktadır. Ayrıca aynalar, mızrak, hançer ve balta gibi savaş aletleri ile güneş kursları ve çalpara gibi müzik aletlerine de rastlanmıştır. Boğa ve geyik figürlü heykelciklerin yanı sıra çocuğunu emziren Ana Tanrıça heykelciği de dikkat çeken parçalar arasındadır.
Horoztepe'de bulunan bir savaş aleti - Erbaa Belediyesi
Horoztepe'de bulunan güneş kursu - Erbaa Belediyesi
Horoztepe'de bulunan geyik heykeli - Erbaa Belediyesi
Çocuğunu emziren Ana Tanrıça heykelciği-Erbaa Belediyesi
Ana Tanrıça heykelciği, Batı ve İç Anadolu'da benzeri bulunmayan bir örnek olup Anadolu’nun bilinen en eski heykellerinden biri olarak kabul edilmektedir. Horoztepe buluntularının bir bölümü Tokat ve Amasya Müzeleri ile Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmekte, bazı eserler ise yasa dışı yollarla yurt dışına çıkarılarak New York ve Paris müzelerinde sergilenmektedir.
Güncel Durum
Günümüzde Horoztepe, Erbaa yerleşiminin içinde kalmış bir konumda yer almaktadır. 2014 sonrası yürütülen projeler ile ören yerinin tamamının kazılarak ortaya çıkarılması ve açık hava müzesi olarak düzenlenmesi hedeflenmektedir. Yapılan yüzey araştırmalarında yalnızca Eski Tunç Çağı değil, Hitit ve daha sonraki dönemlere ait seramik parçaları ve metal cürufları da tespit edilmiştir. Bu bulgular, Horoztepe’nin yalnızca bir mezarlık alanı değil, aynı zamanda uzun süreli bir yerleşim alanı olduğuna işaret etmektedir. Devam eden çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte alanın hem arkeolojik bilim dünyasına hem de bölge turizmine önemli katkılar sunması beklenmektedir.