Niğde’de yer alan Hüdavent Hatun Türbesi, Anadolu Selçuklu Sultanı IV. Rükneddin Kılıçarslan’ın kızı Hüdavent Hatun tarafından 1312–1313 (H . 712) yıllarında inşa ettirilmiştir. Türbe, İlhanlı valisi Sungur Ağa’nın yönetimi sırasında yaptırılmış olup inşa kitabesi bu tarihi açıkça göstermektedir. Günümüze bazı onarımlar geçirerek ulaşan yapı, orijinal mimari özelliğini büyük ölçüde korumaktadır.
Mimari Yapı ve Malzeme
Türbe sekizgen planlıdır ve tek katlıdır. Kesme taşla inşa edilen yapı, sekiz kenarlı bir kaide üzerinde yükselmekte ve üstte onaltıgen kasnağa dönüşerek içten kubbe, dıştan sekizgen piramidal külahla örtülmektedir. Yapıda sarımsı trakit taşı, beyaz mermer, kırmızımsı sert taş ve siyah kesme taş gibi farklı nitelikte ve dokuda malzemeler kullanılmıştır. Bu malzeme çeşitliliği, estetik olduğu kadar işlevsel farklılıklar da sunar.
İç Mekân Özellikleri
Hüdavent Hatun Türbesi'nin Batı Cephesi (Niğde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
Giriş cephesindeki taçkapı, mukarnas kavsaralı nişle vurgulanmıştır. İç mekânda mihrap nişi yine mukarnaslı bir düzenlemeye sahiptir ve yazı şeritleri, geometrik ve bitkisel motifli bordürlerle çevrilidir. Ana mekân kubbe ile örtülüdür ve sekizgen plana uygun şekilde tasarlanmıştır. İç mekânda üç mezar taşı bulunmaktadır: Hüdavent Hatun (ö. 1332), Paşa Hatun (ö. 1340) ve Belkıs Hanım (ö. 1563).
Süslemeler ve Figüratif Kabartmalar
Türbe, Anadolu Selçuklu dönemi taş işçiliğinde nadir görülen figüratif kabartmalarla bezeli oluşuyla dikkat çeker. Giriş cephesi dışındaki cephelerde sivri kemerli alınlıklar ve pencere nişleri üzerinde aslan, siren, insan başı ve çift başlı kartal figürleri yer almaktadır. Bu figürlerin çoğu yüksek kabartma olarak işlenmiştir.
Batı cephesinde bulunan çift başlı kartal, Selçuklu sanatında güç, koruma ve kutsallık sembolüdür. Kanat uçlarının ejder başları ile sonlanması, Şaman inançlarında ejderin kötü ruhlara karşı koruyucu bir figür olduğunu hatırlatır. Aslan ve siren kabartmaları ise simetrik yerleşimleri ve detaylı betimlemeleri ile dikkat çeker; bu yaratıklar ölüye göksel yolculuğunda eşlik eden koruyucu ruhlar olarak kabul edilmiştir.
Hüdavent Hatun Türbesi’ndeki figüratif süslemeler yalnızca sanatsal değil, aynı zamanda sembolik anlamlar da taşır. Türbenin süslemelerinde yer alan maskemsi insan yüzleri, kötü ruhlardan koruyucu tılsım olarak değerlendirilir. Bu tür yorumlar, Orta Asya Şamanizm inançlarıyla doğrudan ilişkilidir. Selçuklu dönemi boyunca Şaman geleneklerinin İslami kültürle sentezlendiği görülmektedir.