KÜRE LogoKÜRE Logo
sb-image
İsmail Doruk (Bülbül Hoca)
Müzik+1 Daha
İsmail Doruk 1929'da Eskişehir'de doğmuş dinî mûsikî icracısıdır. “Bülbül Hoca” adıyla tanınmış ve özellikle kaside yorumlarıyla öne çıkmıştır. İstanbul ve Bursa camilerinde müezzinlik yapmış Uzelli firmasıyla albümler yayımlamış ve 2000 yılında vefat etmiştir.
fav gif
Kaydet
kure star outline
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Doğum Tarihi ve Yeri
1929Eskişehir
Ölüm Tarihi ve Yeri
2000 Eskişehir
Lakabı
Bülbül Hoca
Görevleri
MüezzinMevlidhanKasidehan
Hizmet Yerleri
İstanbul Yeni CamiBursa Ulu CamiSivrioğlu CamiiAkarbaşı CamiiÇarşı CamiiReşadiye Camii
Albümler
Münacat Kasideler ve İlahilerMevlid-i Şerif

1929 yılında Eskişehir’de dünyaya gelen İsmail Doruk, Türk Din Mûsikîsi sahasında özellikle kaside formundaki icralarıyla tanınmış bir icracı, kasidehan ve mevlidhandır. Kamuoyunda “Bülbül Hoca” lakabıyla anılmış, özellikle 1970’li ve 1980’li yıllarda yaptığı kaside okumalarıyla Türkiye genelinde tanınmıştır. Mevlid, ilahi ve kaside türlerindeki sesiyle dinleyici ile Allah arasında rabıta kurmayı hedeflemiş, bu yönüyle hem geleneksel hem de modern medya ortamlarında iz bırakan bir sanatkâr olarak kayıtlara geçmiştir.


Bilal Demiryürek & İsmail Doruk "Gariplik Tuttu Boynumu" (Youtube - Celal Talha Çelik)

Ailevi ve Sosyal Kökeni

İsmail Doruk’un babası Hilmi (veya bazı kaynaklara göre Selim) Sırrı Efendi, annesi ise Şerife Hanım’dır. Aile, Eskişehir’in Odunpazarı semtinde ikamet etmiştir. İsmail Doruk, iki çocuklu bir ailenin ferdi olarak bu semtte büyümüştür. Babasını küçük yaşta kaybeden Doruk, annesinin yönlendirmesiyle ilkokuldan sonra sanat okuluna gitmiş, fakat uyumsuz ve hareketli mizacı sebebiyle okul hayatı istikrarlı olmamıştır. Annesi, onu evliliğin sorumluluğu ile düzene sokmak istemiş ve genç yaşta evlendirmiştir. Bu evlilikten Ayşe, Süleyman, Şerife, Murat ve Nazife isimlerinde beş çocuğu olmuştur.

İlk Gençlik Yılları ve Mesleki Hayata Giriş

Askerliğini tamamladıktan sonra 1955 yılında Eskişehir Şeker Fabrikası’nda çalışmaya başlayan Doruk, burada memuriyet görevinde bulunmuş fakat düzenli iş hayatına alışamamıştır. Kardeşiyle birlikte bir süre basma fabrikasında da çalışmıştır. Düğünlerde, bayramlarda ve çeşitli cemiyetlerde söylediği şarkı ve türkülerle dikkat çeken sesi, onu kısa sürede Eskişehir çevresinde tanınan bir isim haline getirmiştir. Özellikle sesinin güçlü yapısı, onun dinî musikî alanına yönelmesine vesile olmuştur. Fakat bu alanda klasik anlamda bir eğitim almamış, hafızlık yapmamış, Kur’an tilaveti ve tecvid bilgisi açısından sistematik bir donanıma sahip olmamıştır. Sahip olduğu yegâne sermaye, istisnai güzellikteki sesi olmuştur.

Dinî Mûsikî ile Tanışması ve Radyoya Başvuru Süreci

İsmail Doruk, 1950 yılında İstanbul Radyosu’na başvurarak mûsikî alanındaki yeteneğini değerlendirmek istemiştir. Fakat ailesinden gelen geleneksel baskılar, özellikle babaannesinin karşı çıkması nedeniyle bu girişimi sonuçsuz kalmıştır. Bu engel, onu kamusal bir mûsikî kariyerinden bir süre alıkoymuştur. Buna rağmen mûsikî merakı devam etmiş, kendi kendine geliştirdiği sesiyle dini içerikli şiirleri makamla okumayı sürdürmüştür.

Müezzinlik Görevine Geçiş ve İstanbul Dönemi

Doruk’un kızı, onu tekrar mûsikî yoluna yönlendirmek istemiş ve 1966 yılında İstanbul’da yapılan bir sınava katılmasına önayak olmuştur. Bu sınavı kazanan Doruk, İstanbul’daki camilerde müezzin olarak görev yapmaya başlamıştır. Yeni Cami’de altı yıl, ardından Bursa Ulu Camii’nde iki yıl süreyle görev yapmıştır. İstanbul döneminde özellikle Selimiye Camii’nde görev yapan bestekâr Hafız Sadettin Kaynak ile tanışmış, onunla birlikte çalışmıştır. Aynı zamanda Yusuf Nalkesen’in de öğrencisi olmuş, bu ilişkiler onun hem makam bilgisi hem de mûsikî icrasındaki yetkinliğini geliştirmiştir.

Sanatsal Ün Kazanması ve Medya Görünürlüğü

1970’li yıllarda televizyon programlarında okuduğu sözleri Yunus Emre’ye ait olan “Bülbül Kasidesi” ile geniş bir kitle tarafından tanınmıştır. Bu kaside, ona halk arasında “Bülbül Hoca” unvanını kazandırmıştır. Güçlü sesi, icra esnasındaki samimi duyuşu ve geleneksel usule sadık tavrı, onu dinî mûsikî geleneği içinde ayrıcalıklı bir yere taşımıştır. Özellikle dua ve kaside türlerinde yaptığı yorumlar, dönemin televizyon yapımcıları tarafından da dikkatle takip edilmiş ve Ramazan gibi özel günlerde sıkça davet edilen bir isim haline gelmiştir.


İsmail Doruk - Bülbül Kasidesi (Youtube - Egemen Gülcan)

Plak ve Kaset Kayıtları

1993 yılında Yusuf Nalkesen’in yönetiminde “Uzelli Stereo” şirketi aracılığıyla “Münacat Kasideler ve İlahiler” adlı albümü yayımlanmıştır. Bu albümün ardından aynı firma üzerinden “Mevlid-i Şerif” isimli ikinci albümü de dinleyicilere sunulmuştur. Bu albümler, özellikle geleneksel dinî mûsikî kayıtları açısından arşivlik nitelik taşımaktadır. Kasidelerdeki makam kullanımı, süsleme öğeleri ve icra tavrıyla Doruk’un mûsikî anlayışı bu kayıtlar üzerinden detaylı olarak takip edilebilmektedir.


Münacat Kasideler ve İlahiler albümü (Uzelli)

Mevlid-i Şerif albümü (Uzelli)

Yerel Hizmet ve Emeklilik Yılları

Sağlık sorunları nedeniyle İstanbul’daki görevinden ayrılan Doruk, tekrar Eskişehir’e dönerek Odunpazarı Sivrioğlu Camii’nde müezzinlik yapmaya başlamıştır. Daha sonra Akarbaşı Camii, Çarşı Camii ve en son Reşadiye Camii’nde müezzinlik görevini sürdürmüştür. Emeklilikten sonra aktif dinî görevlerini bırakan Doruk, Eskişehir Çarşı Camii’nin arkasında küçük bir kolonyacı dükkânı açarak sade bir hayat sürdürmüştür.

Sanatsal Tarzı ve Mûsikî Anlayışı

İsmail Doruk’un mûsikî tarzı, irticali icraya dayalı bir anlayışla şekillenmiştir. Özellikle Hicaz makamındaki yorumları, güfteyle uyumlu seyir hareketleri ve süsleme öğeleriyle dikkat çekmektedir. Seslendirdiği kasidelerde çarpma, vibrato, portamento, glissando, grupetto, trill ve mordan gibi süslemeleri ustalıkla kullanmıştır. Özellikle Yusuf Nalkesen’e ait “Takdiri İlahi Dizi Dizidir” adlı kasidenin icrasında bu teknik unsurların örneklerine rastlanmaktadır. Transkripsiyon çalışmalarıyla da sabitlenen bu icralar, onun mûsikîdeki yetkinliğini belgeleyen önemli kayıtlar arasında yer almaktadır.

Ölümü

İsmail Doruk, 25 Eylül 2000 tarihinde vefat etmiştir. Geride geleneksel dinî mûsikîye katkıda bulunan değerli icralar ve ses kayıtları bırakmıştır. “Bülbül Hoca” olarak hafızalara kazınan İsmail Doruk, özellikle cami ve tekke mûsikîsinin iç içe geçtiği kaside formundaki yorumlarıyla Türkiye dinî mûsikî tarihinde özgün bir yere sahip olmuştur.

Kaynakça

Koç, Özkan. “Türk Din Mûsikîsi’nde Kaside Formu: İsmail Doruk Örneği.” Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 12, no. 2 (2025): 634–649. https://doi.org/10.51702/esoguifd.1680015


Mihrabad Yayınları. “İsmail Doruk (Bülbül).” Erişim tarihi 25 Eylül 2025. https://www.mihrabadyayinlari.com/sahsiyetler/ismail-doruk


Uzelli. “İsmail Bülbül.” Erişim tarihi 25 Eylül 2025. https://www.uzelli.com/sanatci/ismail-bulbul#:~:text=%C4%B0lk%20ve%20orta%20%C3%B6%C4%9Frenimini%20Eski%C5%9Fehir,ve%20%C4%B0stanbul'da%20%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fmaya%20ba%C5%9Flam%C4%B1%C5%9Ft%C4%B1r.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarBurak Enes25 Eylül 2025 18:37
KÜRE'ye Sor