24 Şubat 1936 doğumlu olan Ferit Edgü, 20. yüzyıl Türk edebiyatının önde gelen yazarları arasında yer almaktadır. Fatma Nevber Hanım annesi, Mehmet Nuri Edgü ise babasıdır. Anne tarafından büyükdedesi olan Bektaşi şairi Eğribozlu Mehmed Emin Sırrî'nin 19. yüzyıla ait bir Divan'ı bulunduğu bilinmektedir. Edgü'nün çocukluk dönemi, hem dünyada hem de Türkiye'de yaşanan olumsuz siyasal, ekonomik ve sosyal koşullar altında geçmiştir.
Eğitimi ve Gençlik Yılları
Ferit Edgü, ilkokuldan itibaren Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullarda öğrenim görmüştür. Lise yıllarında Attila İlhan, Salah Birsel ve ilerleyen dönemlerde ilk yazılarını yayımlayacak olan Vedat Günyol gibi isimlerle tanışma fırsatı bulmuştur. 1958 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğrenim görmekteyken son sınıfta Almanya'ya giderek seramik kimyası üzerine çalışmalarda bulunmuştur. Aynı yılın sonunda Münih'ten Paris'e geçerek, burada yaklaşık altı yıl süreyle seramik eğitimi almış; eğitimi sırasında Sorbonne'da felsefe, Louvre Müzesi'nde ise sanat tarihi derslerine devam etmiştir. 1964 yılında Türkiye'ye geri dönmüştür.
Mesleki Yaşamı ve Edebiyata Başlangıç
1967 yılında yedek subay öğretmen olarak Hakkâri'nin Pirkanis köyü ve Keskin'de askerlik görevini yerine getirmiştir. Askerliğinin ardından tekrar Paris'e gitmiş, bir yıl sonra İstanbul'a dönerek bir süre Manajans'ta metin yazarlığı yapmıştır. 1976 yılında DATA reklam ajansı ile Ada Yayınları'nı kurmuş ve bu kuruluşları yönetmiştir. Bedri Rahmi Sanat Galerisi'nin de yönetimini üstlenmiştir.
Ferit Edgü, Mavi hareketine katılmış ve Mavi dergisinin (1952-1954) ilk yayın döneminin 24. sayısından sonra, Son Mavi adıyla yayına devam etmesinde belirleyici olmuştur. Henüz 16-17 yaşlarındayken Sait Faik'in öyküleriyle tanışması, edebiyatla kurduğu ilişkide belirleyici olmuş ve onu yazmaya teşvik etmiştir. İlk öyküsü 1953 yılında Yeni Ufuklar dergisinde yayımlanmakla birlikte kitaplarına dahil edilmemiştir. Kaynak, Yeni Ufuklar, Şairler Yaprağı, Vatan gazetesinin sanat eki, Mavi, Pazar Postası ve Dost gibi dergilerde yayımlanan şiir ve öyküleriyle edebiyat çevrelerinde tanınmaya başlamıştır. 1950-1960 yılları arasında Yeni Dergi, Ant, Eylem, Ataç, Papirüs, Soyut ve Yeni Ufuklar dergilerinde sanat ve estetik üzerine yazdığı eleştirilerle dikkat çekmiştir. Edgü, 1950 kuşağı edebiyatçılarından biri olarak şiir, öykü, roman, oyun, deneme, biyografi, eleştiri, aforizma ve çeviri türlerinde eserler vermiştir. Özellikle öykü alanındaki çalışmalarıyla öne çıkmıştır. İlk yayınlanan şiiri 1952 yılında Kaynak dergisinde çıkmış olup, bu şiir Garip akımı etkisiyle yazılmıştır.
Ferit Edgü (Yüz Yüze Konuşmalar)
Öne Çıkan Çalışmaları ve Katkıları
Ferit Edgü, 1950 kuşağında yer alan bir yazar olarak toplumcu gerçekçilik anlayışı içerisinde olmuştur. Batı edebiyatındaki varoluşçu yaklaşımları izleyerek bireyin konumunu ele alan anlatılar kaleme almıştır. Erken dönem öykülerinde varoluşçulukla ilişkili temalara yer verdiği akademik incelemelerde belirtilmektedir. Minimalist bir anlatım kullanarak umutsuzluk, sıkıntı, hiçlik ve anlatma ihtiyacı gibi konuları ön plana çıkarmıştır. Yazma eylemini, bireyin düşünsel ve varoluşsal sorgulamalarının bir aracı olarak ele almıştır.
Öykü kitaplarından ilki olan Kaçkınlar (1959), bireyin içsel dünyasıyla dış gerçeklik arasındaki geçişleri konu edinmektedir. Bu öykülerde anlatım dili, karakterin ruhsal durumuna bağlı olarak farklılık göstermektedir. Bozgun (1962) adlı eser, bireyin kendi varlığını anlamlandırmaya çalışırken maruz kaldığı temelsizlik duygusunu ele almaktadır. Bir Gemide (1978) eserinde bireyle toplum arasındaki iletişimsizlik öne çıkarılmakta, karakterlerin yönsüzlüğü üzerinden varoluşun anlamsızlığına vurgu yapılmaktadır.
Binbir Hece (1991) adlı eseri, Türk edebiyatında küçürek öykü örnekleriyle anılmakta olup, anlamsal yoğunluğu önceleyen minimalist bir üsulü barındırmaktadır. Doğu Öyküleri (1995) kitabında ise Doğu coğrafyasında yaşayan bireylerin sosyal, ekonomik ve fiziksel koşullar altındaki varoluş durumları betimlenmiştir. Bu metinlerde anlatıcı, karakterlere eleştirel bir yaklaşım getirmemekte, gözlemci bir tavır sergilemektedir.
Yazarın Kimse (1976) adlı romanı, bir köy ortamında geçmesine rağmen geleneksel köy romanı kalıplarının dışında bireysel sorgulamaları ön plana çıkarmaktadır. O/Hakkari’de Bir Mevsim (1977), içsel gözlemlerin toplumsal çerçeveye taşındığı bir roman olarak değerlendirilmektedir. Sinema uyarlaması uluslararası film festivallerinde ödül kazanmıştır. Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı (1988) romanında, bireyin hayatını anlatan görsel temsillerle oluşan bölümle, yozlaşmış bir düzen içinde varlığını sürdürmeye çalışan karakterlerin yer aldığı bölümler bir arada sunulmuştur.
Edgü, deneme türünde kaleme aldığı Ders Notları serisinde (1978–2000), sanat, ahlâk, yaşam ve yaratıcılık gibi konulara eleştirel ve sorgulayıcı bir bakışla yaklaşır. Yazmak Eylemi (1980) adlı eserinde ise yazının farklı usul ve biçimlerde ifade ediliş olanaklarını denemektedir. Şimdi Saat Kaç (1979), sanat tarihi ve edebiyat yazılarından oluşan bir seçkidir. İnsanlık Halleri (2003) ise zaman, uzam, yaşam ve ölüm gibi kavramlara ilişkin felsefi düşüncelerle bireyin evrendeki yerini sorgulayan aforizmalardan oluşmaktadır.
Yazar ayrıca Samuel Beckett, Albert Camus, Jean Wahl, Allen Ginsberg, Lawrence Ferlinghetti ve Antonio Gramsci gibi isimlerin eserlerini Türkçeye çevirmiştir. Eserlerinde varoluşçuluk, empresyonizm, gerçeküstücülük ve minimalizm gibi akımlardan etkilenmiştir. Edgü’nün anlatıları, dilin anlam katmanlarını genişletmeye yönelik çabalarıyla dikkat çeker. Yazını, sabit cevaplar sunmaktan çok sorular sormaya odaklanmış bir düşünme biçimi olarak kurgulamıştır. Bu yönleriyle Edgü, modern Türk edebiyatında bireysel ve düşünsel derinliğiyle öne çıkan yazarlar arasında yer almaktadır.



