İstihbarata karşı koyma (İng. counterintelligence, CI), devletlerin ve istihbarat kurumlarının, kendilerine yönelik istihbarat faaliyetlerini tespit etme, önleme ve etkisiz hâle getirme amacıyla yürüttükleri güvenlik çalışmalarının bütünüdür. Bu faaliyetler, düşman veya hasım aktörlerin – yabancı devletler, istihbarat servisleri, terör örgütleri ya da bireyler – bilgi toplama çabalarını sekteye uğratmayı ve bu tür faaliyetlerin etkilerini asgariye indirmeyi hedefler.

İstihbarata Karşı Koyma Faaliyetlerini Temsil Eden Bir Görsel (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)
Temel Yaklaşımlar ve Yöntemler
İstihbarata karşı koyma temel olarak iki ana yaklaşım içerir: güvenlik ve karşı casusluk (counterespionage). Güvenlik, istihbarata karşı koymanın savunmaya dayalı yönünü ifade eder ve personel, tesisler, belgeler ile operasyonların fiziksel ve dijital olarak korunmasını kapsar. Bu alandaki uygulamalar arasında sınırlı alanlara erişim, belgelerin gizlilik derecelendirmesi, şifreleme sistemleri, alarm mekanizmaları, sınırlandırılmış bölgeler ve poligraf (yalan makinesi) testleri gibi araçlar yer alır.
Karşı casusluk ise daha saldırgan ve aktif bir yaklaşımdır. Bu strateji, hasım unsurların istihbarat sistemlerine içeriden nüfuz etmeye çalışmasını engellemeyi ve aynı zamanda yabancı istihbarat servislerine sızmayı amaçlar. Bu süreçte hedef, yabancı servislerin iç yapısını çözümlemek, ajanlarını deşifre etmek ve onların faaliyetlerini boşa çıkarmaktır.
Faaliyet Alanları ve Destek Unsurlar
İstihbarata karşı koyma faaliyetleri yalnızca savunma ve tespitle sınırlı değildir; aynı zamanda düşman istihbarat toplama girişimlerine karşı aktif yanıltma, karşı eylem ve karşı propaganda gibi yöntemleri de içerir. Yanıltma faaliyetlerinde, bilgi toplamak isteyen hasım unsurlara bilinçli şekilde yanlış, eksik veya çelişkili bilgiler verilerek karar alma yetileri zayıflatılır.
Karşı eylemler ise, istihbarat toplayıcılarının faaliyetlerine aktif ya da pasif müdahalelerde bulunarak bunları engellemeyi ya da yönlendirmeyi amaçlar. Karşı propaganda ise, düşman unsurların kamuoyunu, karar vericileri veya analiz süreçlerini etkileme çabalarına karşı yürütülen çürütme ve etkisizleştirme çalışmalarını kapsar.
İstihbarata karşı koyma aynı zamanda örtülü faaliyetlerle (covert action) de ilişkilidir. Bu bağlamda, bir devletin kendi iç güvenliğini veya dış politik hedeflerini koruma amacıyla başka bir devletin iç işleyişini gizli yollarla etkileme girişimleri söz konusu olabilir. Bu tür faaliyetler, basit propaganda operasyonlarından, ekonomik baskı uygulamalarına, hatta doğrudan müdahalelere kadar geniş bir alanı kapsayabilir.
İstihbarata karşı koymanın başarısı, yalnızca teknik donanım ve organizasyonel yapı ile değil, aynı zamanda insan kaynaklarına ve bu kişilerin hassasiyetle yürüttüğü operasyonlara da bağlıdır. Bu bağlamda, insan istihbaratı (HUMINT) hâlâ birçok analist tarafından vazgeçilmez görülmektedir. Teknolojik ilerlemelere rağmen, istihbarata karşı koyma faaliyetlerinde insan faktörü, hedefin niyetlerini ve stratejilerini anlama bakımından önemini korumaktadır.

