Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

ITER Projesi

Fizik+3 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
26970bd5-4c93-44c9-bfce-9bfc1b4feca3.png

Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör (ITER) (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)

Proje Adı
ITER (International Thermonuclear Experimental Reactor)
Amaç
Füzyon enerjisinin bilimsel ve teknolojik fizibilitesini kanıtlamak
Konum
CadaracheFransa
Reaktör Tipi
Tokamak
Hedef Enerji Çıkışı
500 MW (50 MW girdiden)
Plazma Sıcaklığı
150 milyon °C
Ana Ortaklar
Avrupa BirliğiÇinHindistanJaponyaGüney KoreRusyaABD
Yakıt
Döteryum ve Trityum

Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör (ITER), yıldızların enerji üretiminde gerçekleşen nükleer füzyon sürecini kontrollü koşullar altında Dünya üzerinde yeniden üretmeyi amaçlayan, bilimsel ve mühendislik yönü güçlü bir araştırma girişimidir. Projenin temel hedefi, füzyon enerjisinin sürdürülebilir, güvenli ve çevre dostu bir enerji kaynağı olarak gelecekte kullanılabilirliğini gösterecek bilimsel kanıtları ve teknolojik altyapıyı oluşturmaktır.


ITER, bu doğrultuda, bugüne kadar tasarlanmış en gelişmiş manyetik hapsi (magnetic confinement) sistemlerinden biri olan tokamak tipi bir füzyon reaktörünün inşasını kapsamaktadır. Bu reaktör, yüksek sıcaklıkta plazmayı güçlü manyetik alanlarla kontrol altında tutarak, hidrojen izotoplarının birleşmesi sonucu açığa çıkan enerjinin gözlemlenmesini ve ölçülmesini sağlayacaktır. Bu deneysel sistem, gelecekteki ticari ölçekteki füzyon santrallerinin tasarımı ve işletilmesi için gerekli fiziksel, mühendislik ve malzeme bilimlerine dair kapsamlı veriler üretmeyi hedeflemektedir.


Fransa’nın güneyinde, Cadarache bölgesinde yürütülen proje, küresel ölçekteki en büyük uluslararası bilimsel iş birliklerinden biridir. Avrupa Birliği’nin öncülüğünde yürütülen bu girişim; Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi büyük ekonomik ve bilimsel aktörlerin ortak katkılarıyla desteklenmektedir. Bu ülkeler, proje kapsamında mühendislik bileşenlerinin üretiminden araştırma altyapısına, finansal kaynaklardan bilimsel uzmanlığa kadar geniş bir alanda ortak sorumluluk üstlenmektedir.


Sonuç olarak ITER, bir reaktör tasarımının ötesinde, füzyon enerjisinin uygulanabilirliğini değerlendirmeye yönelik büyük ölçekli bir araştırma girişimi olarak değerlendirilebilir. Proje, uluslararası işbirliğinin uzun vadeli bilim ve teknoloji hedefleri doğrultusunda nasıl organize edilebildiğini gösteren bir örnek niteliğindedir. Aynı zamanda, füzyon temelli enerji üretiminin enerji arz güvenliği ve karbon emisyonlarının azaltılması açısından gelecekte sağlayabileceği katkıları analiz etmek için önemli bir test platformu işlevi görmektedir.

Füzyon ve Fisyon Arasındaki Fark

Nükleer enerji, atom çekirdeğinde gerçekleşen iki temel fiziksel süreç olan fisyon ve füzyon reaksiyonlarına dayanır. Bu iki süreç, maddenin kütlesinin enerjiye dönüşmesini sağlayan temel nükleer mekanizmalardır; ancak işleyiş biçimleri, teknik gereksinimleri ve çevresel etkileri bakımından birbirinden önemli ölçüde farklılık gösterir.


Fisyon, mevcut nükleer santrallerin temelini oluşturan süreçtir. Bu tepkimede, uranyum veya plütonyum gibi ağır bir atom çekirdeği, genellikle bir nötronla etkileşime girdiğinde kararsız hale gelir ve iki daha küçük çekirdeğe bölünür. Bölünme sırasında büyük miktarda enerji, yeni nötronlar ve radyoaktif yan ürünler açığa çıkar. Zincirleme bir reaksiyon mekanizmasıyla sürdürülebilen bu süreç, enerji üretimi açısından verimli olsa da uzun ömürlü radyoaktif atıkların ortaya çıkması, çevresel ve güvenlik açısından ciddi bir sorun teşkil eder. Ayrıca fisyon reaktörlerinde meydana gelebilecek kontrol kayıpları, yüksek riskli kazalara yol açabilecek potansiyel tehlikeler taşır.


Füzyon ise doğada, özellikle Güneş ve diğer yıldızların enerji üretiminde gözlenen bir süreçtir. Bu tepkimede, döteryum ve trityum gibi hafif atom çekirdekleri aşırı yüksek sıcaklık ve basınç koşulları altında birleşerek helyum gibi daha ağır bir çekirdek oluşturur. Füzyon sırasında açığa çıkan enerji, fisyondakine göre birim kütle başına çok daha büyüktür. Bu nedenle füzyon, teorik olarak temiz, güvenli ve neredeyse sınırsız bir enerji kaynağı olarak görülmektedir. Füzyon reaksiyonları, zincirleme reaksiyon riski taşımadığı için kendiliğinden kontrolden çıkma olasılığı bulunmaz ve uzun ömürlü radyoaktif atık üretmez.


Bununla birlikte, füzyonun pratik olarak gerçekleştirilebilmesi son derece karmaşık fiziksel koşulların sağlanmasını gerektirir. Milyonlarca derece sıcaklığa ulaşan plazmayı kararlı biçimde hapsedecek güçlü manyetik alanların oluşturulması ve bu plazmanın enerji kaybı olmadan sürdürülebilmesi büyük bir mühendislik ve malzeme bilimi zorluğudur. Bu nedenlerle füzyon enerjisi, teorik olarak mümkün olsa da henüz ticari ölçekli enerji üretimi aşamasına ulaşamamıştır. Günümüzde bu alandaki araştırmalar, özellikle tokamak ve stellarator gibi manyetik hapsi sistemleri üzerinden yürütülmekte; ITER gibi uluslararası projeler, füzyonun gelecekte uygulanabilir bir enerji kaynağı haline gelmesi için temel bilimsel ve teknolojik altyapıyı geliştirmeyi amaçlamaktadır.

Projenin Amacı ve Hedefleri

Uluslararası Termonükleer Deneysel Reaktör (ITER) projesinin temel amacı, doğrudan bir ticari füzyon santrali inşa etmekten ziyade, füzyon enerjisinin büyük ölçekli ve sürdürülebilir biçimde üretilebileceğini bilimsel ve teknolojik olarak kanıtlamaktır. Bu hedef, gelecekteki endüstriyel füzyon santrallerinin önünü açacak mühendislik, malzeme bilimi ve plazma fiziği temellerinin oluşturulmasını amaçlar.


Bu kapsamda ITER, bir dizi stratejik ve deneysel hedef doğrultusunda yapılandırılmıştır. Birincil hedef, net enerji kazancı elde edilmesidir. Bu durum, reaktörün plazmayı ısıtmak için kullandığı enerjiden daha fazlasını füzyon reaksiyonları yoluyla üretebilmesi anlamına gelir. Böylece sistem, ilk kez deneysel ölçekte “enerji üreten” bir füzyon reaktörü olarak işlev görecektir. Bu başarı, füzyonun yalnızca laboratuvar ölçeğinde değil, enerji üretimi açısından da uygulanabilir bir yöntem olabileceğini gösterecektir.


Bir diğer kritik hedef, plazmanın büyük ölçüde kendi iç enerjisiyle kararlı biçimde sürdürülebildiği “yanan plazma” durumuna ulaşmaktır. Bu aşamada, plazmanın ısısı dış enerji girdisi olmaksızın kendi füzyon reaksiyonlarından sağlanır; bu, füzyonun doğal enerji dengesine ulaşması açısından önemli bir dönüm noktasıdır.


Ayrıca ITER, gelecekteki füzyon reaktörlerinin işletimi için gerekli olacak bazı temel teknolojilerin deneysel olarak doğrulanmasını amaçlamaktadır. Bunlar arasında:


  • Füzyon süreci için gerekli olan trityum yakıtının reaktör içinde üretimi ve geri kazanımı,
  • Füzyon gücünün kararlı biçimde kontrol edilmesi,
  • Reaktör duvarlarında oluşan aşırı ısının verimli biçimde uzaklaştırılması ve elektrik üretim sistemlerine aktarılması,
  • Malzeme dayanıklılığının uzun süreli radyasyon koşullarında test edilmesi,
  • gibi kritik mühendislik unsurları yer almaktadır.


Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi, füzyon enerjisinin teorik bir seçenek olmaktan çıkarak uygulanabilir bir enerji üretim yöntemi olarak değerlendirilmesine yönelik kritik bir aşamayı oluşturur. ITER’in ortaya koyacağı teknik ve bilimsel sonuçlar, gelecekte geliştirilecek DEMO gibi ticari ölçekte çalışması hedeflenen füzyon santralleri için gerekli mühendislik, malzeme performansı ve plazma kontrolü konularında temel bir referans niteliği taşır.

Tokamak Reaktörü ve Çalışma Prensibi

ITER projesinin merkezinde, füzyon araştırmalarının kalbini oluşturan tokamak adı verilen büyük ölçekli bir manyetik hapsi sistemi yer almaktadır. “Tokamak” terimi, Rusça “toroidalnaya kamera s magnitnymi katushkami” ifadesinin kısaltması olup “toroidal odadaki manyetik sarmallar” anlamına gelir. 1950’li yıllarda Sovyet fizikçileri tarafından geliştirilen bu tasarım, plazmayı kararlı biçimde hapsedebilme yeteneği sayesinde günümüzde füzyon araştırmalarında en çok kullanılan reaktör mimarisi hâline gelmiştir.


Tokamak, maddenin iyonlaşmış hâli olan plazmayı—yani elektronlarından ayrılmış atom çekirdeklerinden oluşan yüksek enerjili gazı—kapalı bir manyetik alan içinde tutmak üzere tasarlanmıştır. Bu yapı, torus (halka) biçimli bir vakum odasından, güçlü süperiletken mıknatıslardan, ısıtma sistemlerinden ve karmaşık soğutma altyapısından oluşur.


ITER’de füzyon süreci birkaç temel aşamada gerçekleşir: Öncelikle hidrojenin iki izotopu olan döteryum ve trityum gazları, toroidal vakum odasına enjekte edilir. Ardından bu gazın içinden geçirilen yoğun elektrik akımı, gazı iyonlaştırarak plazma hâline getirir. Plazma, özel ısıtma sistemleriyle aşırı yüksek sıcaklıklara yükseltilir—bu sıcaklık, Güneş’in çekirdeğinde gerçekleşen füzyon koşullarının çok ötesindedir. Bu noktada, döteryum ve trityum çekirdekleri birbirine kaynaşarak füzyon tepkimesini başlatır.


Tokamak’ın etrafını saran süperiletken mıknatıslar, olağanüstü güçlü bir manyetik kafes oluşturarak plazmanın duvarlarla temas etmesini önler. Bu manyetik alan, plazmayı hem merkezde tutar hem de istenen geometrik formda şekillendirir. Füzyon sonucunda açığa çıkan yüksek enerjili nötronlar manyetik alandan etkilenmeden dışarı çıkar ve reaktör duvarlarına çarparak enerjilerini ısı olarak aktarır. Bu ısı, reaktörün soğutma sistemlerinde dolaşan akışkanlar tarafından taşınır.


Gelecekteki ticari ölçekteki füzyon reaktörlerinde bu ısı enerjisi, klasik termal santrallerde olduğu gibi buhar türbinleri aracılığıyla elektrik üretiminde kullanılacaktır. Dolayısıyla tokamak, yalnızca bir deneysel cihaz değil; aynı zamanda füzyon enerjisinin pratik ve sürdürülebilir biçimde elde edilmesi için geliştirilen en gelişmiş fiziksel sistemdir. ITER’in tokamak yapısı, insanlığın yıldızlardaki enerji üretim sürecini yeryüzünde yeniden üretme çabasının en somut mühendislik ifadesi olarak değerlendirilmektedir.

Teknik Özellikler ve Bileşenler

ITER projesi, insanlık tarihinin kapsamlı ve teknik açıdan en karmaşık mühendislik girişimlerinden biridir. Bu dev yapı, birbirine entegre şekilde çalışan on binlerce parçadan oluşur ve çok uluslu bir tedarik zinciriyle inşa edilmektedir. Projenin merkezinde yer alan tokamak, olağanüstü boyutları ve teknolojik karmaşıklığıyla dikkat çeker. Yaklaşık yirmi binden fazla tonluk bir kütleye sahip bu sistem, füzyon plazmasını kararlı biçimde hapsetmek üzere tasarlanmış devasa bir mühendislik yapısıdır.


Tokamak’ın en kritik bileşenleri süperiletken mıknatıslardır. Bu mıknatıs sistemi, plazmayı çevreleyen on dokuz adet toroidal alan bobininden ve reaktörün “kalbi” olarak kabul edilen Merkezi Solenoid adlı merkezî mıknatıs yapısından oluşur. Toroidal bobinler, plazmanın halka biçimli geometrisini korurken, Merkezi Solenoid plazmadaki elektrik akımını başlatır ve kararlılığını sağlar. Her bir mıknatıs, hem mekanik dayanıklılık hem de elektromanyetik performans açısından olağanüstü mühendislik özelliklerine sahiptir.


Bu mıknatıslar, niyobyum-kalay (Nb₃Sn) ve niyobyum-titanyum (NbTi) gibi ileri süperiletken malzemelerden üretilmiştir. Süperiletkenlik özelliklerini kazanabilmeleri için sistem, sıvı helyumla mutlak sıfıra yakın sıcaklıklara kadar soğutulur. Bu sayede mıknatıslar, olağanüstü güçlü manyetik alanlar üreterek milyonlarca amperlik plazma akımını denetleyebilir ve füzyon reaksiyonunun gerçekleşmesi için gerekli manyetik hapsi sağlar.


Reaktörün yakıt döngüsü de ITER’in araştırma hedeflerinin önemli bir bölümünü oluşturur. Füzyonun ana yakıtı olan döteryum, deniz suyunda doğal olarak bol miktarda bulunur ve kolaylıkla elde edilebilir. Buna karşın, füzyon için gerekli diğer izotop olan trityum doğada son derece sınırlı miktarda bulunur ve kısa yarı ömrü nedeniyle sürekli üretilmesi gerekir. Bu nedenle ITER, reaktör duvarlarına yerleştirilen lityum içeren modüller aracılığıyla, füzyon sırasında açığa çıkan nötronları kullanarak kendi trityumunu üretme yöntemini test edecektir.


Bu teknoloji, gelecekteki füzyon santrallerinde yakıtın kendi içinde yenilenebilir biçimde üretilmesini sağlayarak enerji döngüsünün sürdürülebilirliğini hedeflemektedir. Böylece ITER, yalnızca füzyon enerjisinin bilimsel uygulanabilirliğini göstermekle kalmayacak, aynı zamanda füzyonun endüstriyel ölçekte ekonomik ve teknik olarak mümkün hale gelmesinin önünü açacak altyapıyı da şekillendirecektir.

Tarihçe ve Uluslararası İş Birliği

Füzyon enerjisi alanında küresel ölçekte bir iş birliği oluşturma fikri, ilk kez 1985 yılında ABD Başkanı Ronald Reagan ile Sovyetler Birliği Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov arasında yapılan bir zirvede gündeme geldi. Bu görüşme, Soğuk Savaş döneminde bilimsel diplomasi aracılığıyla barışçıl bir teknolojik iş birliği zemini kurma girişiminin başlangıcı oldu. Sonraki yıllarda yürütülen teknik değerlendirmeler ve diplomatik görüşmeler sonucunda, 2006 yılında Avrupa Birliği, ABD, Rusya, Çin, Güney Kore, Hindistan ve Japonya’nın katılımıyla ITER projesi resmen hayata geçirildi. Projenin inşaat sahası olarak, nükleer araştırmalar açısından köklü bir geçmişe sahip olan Fransa’nın güneyindeki Cadarache bölgesi seçildi.


ITER, finansal katkıların doğrudan nakit aktarımı yerine, her üye ülkenin proje bileşenlerinin belirli kısımlarını üretip teslim ettiği “ayni katkı” modeline dayanmaktadır. Bu eşsiz model, hem ülkelerin bilimsel kapasitesini harekete geçirmekte hem de proje içinde teknik sorumluluk paylaşımını mümkün kılmaktadır. Örneğin; ABD, reaktörün kalbini oluşturan Merkezi Solenoid’i üretirken; Avrupa Birliği, vakum odası ve soğutma sistemleri gibi kritik bileşenleri üstlenmiştir. Rusya, süperiletken malzemeler ve gyrotron ısıtma sistemlerinin geliştirilmesinden sorumlu olurken; Japonya ve Güney Kore, mıknatıs yapıları ve plazma destek ekipmanlarının üretimini üstlenmiştir. Hindistan ise kriyojenik sistemler, güç kaynakları ve kontrol altyapısının belirli kısımlarını sağlamaktadır.


Bu yapısı sayesinde ITER, jeopolitik farklılıkların ötesine geçen benzersiz bir bilimsel iş birliği örneği olarak değerlendirilmektedir. Proje, Soğuk Savaş sonrası dönemde uluslararası güvenin yeniden inşasına katkı sunan, bilim diplomasisinin ileri düzeydeki uygulamalarından biri olmuştur. Zaman içinde Kanada, finansal gerekçelerle projeden çekilmiş; Kazakistan ise resmî katılım için başvuruda bulunarak girişime ilgi göstermiştir.


Sonuç olarak ITER, yalnızca füzyon enerjisinin potansiyelini ortaya koymayı değil, aynı zamanda farklı politik ve kültürel sistemlere sahip ülkelerin ortak bir bilimsel hedef etrafında nasıl birleşebileceğini de göstermektedir. Bu yönüyle proje, hem enerji üretiminde yeni bir dönemin habercisi hem de küresel iş birliğinin mühendislik düzeyindeki bir sembolüdür.

Maliyet, Takvim ve Zorluklar

ITER projesi, kapsamı, teknik karmaşıklığı ve çok uluslu yapısı nedeniyle modern mühendislik tarihinde benzeri az görülen ölçekte zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Proje 2006 yılında, yaklaşık 5 milyar avroluk bir bütçe ve 10 yıllık bir inşaat planıyla başlatılmıştı. Ancak, ilerleyen yıllarda ortaya çıkan teknik ve idari sorunlar, öngörülemeyen maliyet artışları ve üretim süreçlerindeki aksaklıklar nedeniyle proje hem zaman hem de bütçe bakımından ciddi sapmalar yaşamıştır. Günümüzde ITER’in toplam maliyetinin ilk öngörünün birkaç katına çıktığı, ilk plazma üretiminin ise planlanandan çok daha ileri bir tarihe ertelendiği bildirilmektedir.【1】 


Bu gecikmelerin başlıca nedenleri arasında, projenin doğası gereği türünün ilk örneği olan bileşenlerin geliştirilmesi ve üretilmesi sırasında yaşanan teknik zorluklar yer almaktadır. Her bir bileşen, mikrometre düzeyinde hassas toleranslarla üretilmekte ve bu parçalar farklı ülkelerde imal edilip Fransa’daki inşaat sahasında birleştirilmektedir. Bu durum, karmaşık lojistik ve kalite kontrol süreçlerini zorlaştırmaktadır. Ayrıca bazı ekipmanlarda tespit edilen imalat hataları, yeniden üretim gereksinimi doğurarak zaman kayıplarına neden olmuştur.


Bunlara ek olarak, küresel COVID-19 salgını inşaat ve tedarik süreçlerinde ciddi aksamalara yol açmış, seyahat kısıtlamaları nedeniyle uluslararası ekiplerin koordinasyonu büyük ölçüde zorlaşmıştır. Aynı dönemde, Fransa’daki nükleer güvenlik otoriteleri, özellikle radyasyon güvenliği, malzeme dayanımı ve acil durum protokollerine ilişkin yeni teknik gereklilikler getirmiştir. Bu ek düzenlemeler, hem mühendislik planlarında hem de test süreçlerinde revizyon yapılmasını zorunlu kılmıştır.【2】 


Güncel tahminlere göre ITER’in ilk plazma deneylerinin 2035 yılı civarında başlatılması öngörülmektedir. Bu ertelemeler ve maliyet artışları, projeyi tarihteki en uzun soluklu ve maliyetli bilimsel altyapı girişimlerinden biri hâline getirmiştir. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, üye ülkeler projeyi sürdürme konusundaki kararlılıklarını korumakta ve ITER’i, füzyon enerjisinin geleceğini şekillendirecek bir dönüm noktası olarak görmeye devam etmektedir.


Bu durum, projenin sadece bilimsel değil, aynı zamanda politik ve stratejik bir dayanıklılık testi olduğunu da göstermektedir: ITER, tüm aksamalara rağmen, küresel ölçekte uzun vadeli bilimsel iş birliğinin sürdürülebileceğini kanıtlayan ender örneklerden biri olmaya devam etmektedir.

Enerjinin Geleceği ve Çevresel Etkiler

Füzyon enerjisi, geleceğin enerji sistemleri açısından çevresel, güvenlik ve sürdürülebilirlik bakımından önemli bir potansiyel taşımaktadır. Bu bağlamda ITER projesi, yalnızca bilimsel bir deney değil, aynı zamanda karbonsuz bir enerji geleceğine geçişte stratejik bir kilometre taşı olarak değerlendirilmektedir.


Füzyon enerjisinin en dikkat çekici özelliği, karbon salımı üretmeden yüksek miktarda enerji elde edebilmesidir. Bu durum, küresel ölçekte sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğiyle mücadele açısından büyük önem taşır. Ayrıca, fisyon reaktörlerinin aksine, füzyon süreci uzun ömürlü ve yüksek seviyeli radyoaktif atıklar üretmez; ortaya çıkan yan ürünler kısa yarı ömürlüdür ve çevreye olan etkileri sınırlıdır.


Güvenlik açısından da füzyon, mevcut nükleer teknolojilere kıyasla daha avantajlıdır. Füzyon reaksiyonu yalnızca çok hassas sıcaklık, basınç ve manyetik alan koşulları altında sürdürülebilir. Bu koşulların herhangi birinde bozulma meydana geldiğinde reaksiyon kendiliğinden durur. Dolayısıyla füzyon reaktörlerinde zincirleme reaksiyon ya da nükleer erime riski bulunmaz.


Yakıt tedariki bakımından füzyon son derece sürdürülebilir bir enerji türüdür. Döteryum, deniz suyunda doğal olarak bol miktarda bulunan bir hidrojen izotopudur; trityum ise lityumdan üretilebilir. Bu durum, füzyon enerjisinin yakıt açısından neredeyse sınırsız bir kaynağa dayandığı anlamına gelir. Üstelik füzyon yakıtı, enerji yoğunluğu bakımından fosil yakıtların milyonlarca katı verimlilik sunar.


ITER’in hedeflediği başarıya ulaşması, bu teknolojinin yalnızca teorik bir olasılık olmaktan çıkarak küresel enerji arzında kalıcı bir seçenek hâline gelmesini sağlayacaktır. Füzyon enerjisi, büyük şehirlerin ve sanayi bölgelerinin ihtiyaç duyduğu kesintisiz baz yük enerjisini sağlama kapasitesine sahip olduğundan, enerji güvenliği ve sürdürülebilir kalkınma açısından da stratejik bir çözüm olarak görülmektedir.


Bu yönüyle ITER, yalnızca bir reaktör inşa etme girişimi değil, aynı zamanda fosil yakıtlara bağımlılığın azaltıldığı, çevresel risklerin minimize edildiği ve enerji üretiminde küresel adaletin güçlendirildiği bir gelecek vizyonunun teknolojik altyapısını temsil etmektedir.

Kaynakça

Dalton, David. “Iter / €20 Billion Project Faces Delays As Defects Found In Two Key ‘First-Of-A-Kind’ Components”. NucNet, 23 Kasım 2022. Erişim tarihi: 28 Ekim 2025. https://www.nucnet.org/news/eur20-billion-project-faces-delays-as-defects-found-in-two-key-first-of-a-kind-components-11-3-2022.

Dalton, David. “Iter / New Schedule For Delayed Fusion Project Sees Initial Operation In 2035”. NucNet, 21 Haziran 2024. Erişim tarihi: 28 Ekim 2025. https://www.nucnet.org/news/new-schedule-for-delayed-fusion-project-sees-initial-operation-in-2035-6-5-2024.

Dalton, David. “Nuclear Fusion / Pandemic Could Lead To Iter Delays And Cost Overruns”. NucNet, 10 Mayıs 2021. Erişim tarihi: 28 Ekim 2025. https://www.nucnet.org/news/pandemic-could-lead-to-iter-delays-and-cost-overruns-5-1-2021.

Degrave, J., F. Felici, J. Buchli, et al. "Magnetic Control of Tokamak Plasmas through Deep Reinforcement Learning." Nature 602 (2022): 414–419. https://doi.org/10.1038/s41586-021-04301-9.

Dongiovanni, D. N., Y. Melese, F. Gracceva, C. Bustreo, and A. von Müller. "On the Impact of Nuclear Fusion Power Plants Deployment on Selected Critical Materials Consumption." Energy Strategy Reviews 60 (2025): 101792. https://doi.org/10.1016/j.esr.2025.101792.

"FAQs." ITER Organization. Erişim tarihi: 28 Ekim 2025. https://www.iter.org/faqs?thematic=73.

Griffith, Sabina. “‘Progress in the ITER Physics Basis’ Published Online.” ITER Organization, 14 Haziran 2007. Erişim tarihi: 28 Ekim 2025. https://www.iter.org/node/20687/progress-iter-physics-basis-published-online.

"ITER—An International Nuclear Fusion Research and Development Facility." Congress.gov. Library of Congress, 28 Ekim 2025. Erişim tarihi: 28 Ekim 2025. https://www.congress.gov/crs-product/R48362.

Pitts, R. A., A. Loarte, T. Wauters, et al. "Plasma-Wall Interaction Impact of the ITER Re-Baseline." Nuclear Materials and Energy 42 (2025): 101854. https://doi.org/10.1016/j.nme.2024.101854.

Şahin, S., H. M. Şahin, H. Şahiner, and G. Tunç. "Study on the Fusion Reactor Performance with Different Materials and Nuclear Waste Actinides." International Journal of Energy Research 45 (2021): 11759–11774. https://doi.org/10.1002/er.5708.

"Understanding the Difference Between Nuclear Fission and Fusion Technologies." U.S. Nuclear Regulatory Commission. Son güncelleme 20 Ekim 2025. Erişim tarihi: 28 Ekim 2025. https://www.nrc.gov/materials/fusion/fission-vs-fusion.

Wan, B., and G. Xu. "Steady-State Burning Plasma: A New Stage in the Development of Magnetic Confinement Fusion Energy." National Science Review 10, no. 12 (2023): nwad217. https://doi.org/10.1093/nsr/nwad217.

"What will ITER do?" ITER Organization. Erişim tarihi: 28 Ekim 2025. https://www.iter.org/fusion-energy/what-will-iter-do.

Dipnotlar

[1]

ITER Organization. “FAQs.” Official Website. Erişim Tarihi: 25 Ekim 2025. https://www.iter.org/faqs?thematic=73&

.

[2]

Dalton, David. “Nuclear Fusion / Pandemic Could Lead To Iter Delays And Cost Overruns”. NucNet, 10 Mayıs 2021. Erişim tarihi: 28 Ekim 2025. https://www.nucnet.org/news/pandemic-could-lead-to-iter-delays-and-cost-overruns-5-1-2021.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarÖmer Said Aydın16 Temmuz 2025 00:13

İçindekiler

  • Füzyon ve Fisyon Arasındaki Fark

  • Projenin Amacı ve Hedefleri

  • Tokamak Reaktörü ve Çalışma Prensibi

  • Teknik Özellikler ve Bileşenler

  • Tarihçe ve Uluslararası İş Birliği

  • Maliyet, Takvim ve Zorluklar

  • Enerjinin Geleceği ve Çevresel Etkiler

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"ITER Projesi" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor