"Kartpostalların Fısıldadıkları", Oğuz Karakartal tarafından kaleme alınmış ve Dergâh Yayınları tarafından neşredilmiş bir öykü derlemesidir. Eser, çeşitli kartpostallardan ilham alarak oluşturulmuş kısa anlatılardan oluşmakta olup, bu kartpostalların taşıdığı görsel ve metinsel unsurlardan yola çıkarak tarihi olaylara, kişisel dramlara ve toplumsal değişimlere ayna tutmaktadır. Kitap, Kurtuluş Savaşı dönemi, I. Dünya Savaşı esirleri gibi çeşitli tarihi kesitlerden ilham alan öyküleriyle okuyucuya farklı dönemlere dair bir perspektif sunar. İlk baskısı Ekim 2014'te yapılan eser, 53 sayfadan oluşmaktadır.
İçerik ve Tematik Yapı
"Kartpostalların Fısıldadıkları", her bir öyküsünde farklı bir kartpostalın fısıldadığı bir sırrı veya hikâyeyi açığa çıkarmayı hedefler. Kitabın içeriği, okuyucuyu hem tarihsel gerçeklikler hem de bireysel deneyimler üzerine düşünmeye sevk eden çeşitli temaları barındırır. Öyküler, Kurtuluş Savaşı sonrasında İstanbul'dan kaçan Türklerin varlığı, domates dolmasının ay-yıldızlı bayrağın sembolü hâline gelmesi, bir pul defterinin saadet ve özlemi ifade edişi gibi özgün ve merak uyandırıcı sorular etrafında şekillenir. Ayrıca, İskenderiye Seydi Beşir Kampı'ndaki I. Dünya Savaşı Osmanlı esirlerinin durumu, Çanakkale şehidi ve Mona Lisa arasındaki bağlantı gibi tarihî detaylar da anlatılara zemin teşkil eder. Yakup Kadri'nin "Sodom ve Gomore" romanındaki Necdet karakterinin gerçek hayattan esinlenip esinlenmediği veya bir bahriyeli Jöntürk'ün Sultan Abdülhamit'e duyduğu nefretin sebepleri gibi spesifik sorular da öykülerin merkezinde yer alır. Eser, bu tür tarihsel anekdotları ve kültürel detayları, öykü formunun sunduğu imkânlarla yeniden yorumlar.
Dil ve Üslup
Oğuz Karakartal'ın "Kartpostalların Fısıldadıkları" adlı eserindeki dil ve üslup, öykü türünün gerektirdiği akıcılık ve sürükleyicilikle karakterizedir. Yazar, okuyucuyu meraklandırmayı ve anlatının içine çekmeyi amaçlayan bir yaklaşımla, her öyküde farklı bir atmosfer yaratır. Cümleler genellikle kısa ve öz olup, anlatımın hızıyla uyumludur. Hikâyelerin kartpostal formundan ilham alması, dilin görsel imgelere ve kısa, çarpıcı ifadelere ağırlık vermesine yol açmıştır. Üslup, nesnel bir bakış açısıyla olayları ve karakterleri sunarken, aynı zamanda okuyucunun duygusal bağ kurmasına olanak tanıyan bir sıcaklığı da barındırır. Tarihi gerçekleri kurgusal öğelerle harmanlayan bu üslup, okuyucuya hem bilgilendirici hem de düşündürücü bir deneyim sunar.
Yazarın Konumu ve Eserin Önemi
Oğuz Karakartal, Türk edebiyatında farklı türlerde eserler vermiş bir yazardır. "Kartpostalların Fısıldadıkları", yazarın tarihî detaylara olan ilgisini ve bu detayları öyküleştirme yeteneğini ortaya koyan bir çalışmadır. Eser, sıradan obje ve olayların ardındaki derin anlamları keşfetme potansiyelini göstermesi bakımından önem taşır. Kartpostalların bir iletişim aracı olmanın ötesinde, geçmişin izlerini taşıyan ve yeni hikâyelere ilham veren güçlü semboller olduğunu vurgular. Kitap, okuyucuya, günlük hayatta göz ardı edilen nesnelerin ve unutulmaya yüz tutmuş olayların ne denli zengin anlatılar barındırabileceğini hatırlatarak, farklı bir bakış açısı sunar. Bu yönüyle, edebiyatın ve tarihin kesişim noktasına ilgi duyan okuyucular için değerli bir okuma tecrübesi sunar.


