Köken
Katalizör kelimesi, Fransızca "catalyseur" kelimesinden alınmıştır. Bu kelime, Fransızca "catalyser" fiilinden türetilmiştir, bu da kimyada bir reaksiyonu hızlandırmak anlamına gelir. İlk kullanımı ise 1836 yılında J. J. Berzelius, İsveçli kimyacı tarafından yapılmıştır.
Kelimenin kökeni Eski Yunanca "katálysis" (ayrışma, bileşenlerine ayrılma) kelimesine dayanır. Bu kelime, Eski Yunanca "katalýō" (birimlerine ayrıştırmak) fiilinden türetilmiştir. Bu fiil, Eski Yunanca "lúō" (çözmek) fiilinden türetilmiş olup, kata (altına) ön eki ile birleştirilmiştir.
Katalizör, bir kimyasal reaksiyonu hızlandıran ancak kendisi değişmeden kalan bir maddeyi tanımlar. Bu kavram, kimya alanındaki temel süreçlerin anlaşılmasında önemli bir yer tutar.
Kullanım Alanları
Kimya Endüstrisi
- Kimyasal üretim süreçlerinde katalizörler, reaksiyon hızlarını artırmak ve verimliliği yükseltmek için yaygın olarak kullanılır. Özellikle petrokimya, gübre üretimi ve plastik sanayisinde kullanılır. Örneğin, amonyak üretimi için kullanılan Haber-Bosch süreci, bir katalizör kullanılarak gerçekleştirilir.
Otomotiv Endüstrisi
- Egzoz gazı katalizörleri, arabaların egzoz sistemlerinde bulunur ve zararlı gazların (karbon monoksit, azot oksitler, hidrokarbonlar) zararsız bileşenlere dönüşmesini sağlar. Bu, çevreye zarar veren emisyonları azaltmak için kullanılır.
Petrol Rafinerileri
- Katalitik kırılma (cracking) işlemi, petrolün daha değerli bileşiklere dönüştürülmesi için kullanılır. Burada katalizörler, büyük hidrokarbon moleküllerini daha küçük ve kullanışlı moleküllere böler.
Biyokimya ve Enzimler
- Enzimler, biyolojik katalizörlerdir ve hücresel süreçlerde kritik rol oynar. Metabolizma, sindirim ve diğer biyokimyasal reaksiyonların hızlanmasına yardımcı olurlar. Bu kullanım, biyoteknoloji alanında önemlidir.









