Khokhloma, Rusya’nın Nizhny Novgorod bölgesinde ortaya çıkan geleneksel bir ahşap boyama sanatıdır. Ahşap tabak, kaşık, kâse ve çeşitli mutfak eşyaları üzerine uygulanan bu süsleme sanatı, altın rengini andıran metalik parlaklıkta kırmızı, siyah ve yeşil renklerle bezenmiş bitkisel motifleriyle tanınır.
Khokhloma boyama sanatı, özellikle Rus halk kültürünün önemli bir parçası olup eski ikonografi gelenekleriyle de bağlantılıdır. Sanatın kökeni, ikon ressamlarının ve ahşap işçiliği ustalarının birikimlerine dayanır. 19. yüzyıldan itibaren bu el sanatına olan ilgi artmış ve Khokhloma ürünleri uluslararası sergilerde ilgi görmüştür. Günümüzde, özellikle Semyonov ve Kovernino gibi bölgelerde bu sanatın üretimi devam etmektedir. Khokhloma desenleri genellikle hediyelik eşyalar ve dekoratif ürünler üzerinde yaşatılmaktadır.

Khokhloma bardak seti (Fotoğraf: Irina_kukuts, pixabay.com)
Tarih
Khokhloma, 17. yüzyılın ikinci yarısında Rusya’nın Nizhny Novgorod bölgesinde ortaya çıkmıştır. Ahşap mutfak eşyalarının ve mobilyaların süslenmesinde kullanılan bu teknik, altın renginde parlak bir görünüm sunan karakteristik kırmızı ve siyah tonlarla süslenmiştir. Sanatın başlangıcı, özellikle Eski İnançlılar (Old Believers) olarak bilinen, dini reformlar sonrası Rusya’nın farklı bölgelerine göç eden gruplarla ilişkilendirilir. Bu topluluklar, ikon boyama ve oklad süsleme tekniklerini kullanarak Khokhloma sanatının temellerini atmışlardır.
Khokhloma’nın adını aldığı köy, Nizhny Novgorod bölgesindeki Khokhloma kasabasıdır. Ancak sanatın gerçek doğum yeri, Zavoljye bölgesinde bulunan Bolshiye Bezdeli, Malyye Bezdeli, Mokushino, Kovernino ve Khryashchi gibi köylerdir. Bu bölgelerdeki ustalar, ahşap işçiliği konusunda yetenekliydi ve üretimlerini Khokhloma pazarına götürerek satış yapıyorlardı.
Khokhloma’nın gelişimini sağlayan önemli unsurlardan biri ticaret yolları olmuştur. 17. yüzyıldan itibaren Nizhny Novgorod Fuarı, Rusya’daki ticaret merkezlerinden biri haline gelmiş ve burada Khokhloma ürünleri ilgi görmüştür. Ürünler, Volga Nehri üzerinden Kazan, Astrahan ve hatta Avrupa pazarlarına kadar ulaşmıştır. Bu sayede, Khokhloma sanatı yalnızca Rusya içinde değil, uluslararası alanda da tanınır hale gelmiştir.
18. yüzyıl, Khokhloma sanatının altın çağı olarak kabul edilir. Bu dönemde sanata duyulan ilgi artmış, özellikle Rusya’daki aristokrat sınıf Khokhloma ürünlerine büyük ilgi göstermeye başlamıştır. Tarihi belgeler, 1640’lı yıllarda Nizhny Novgorod’daki zanaatkârların altın görünümü veren boyama tekniklerini geliştirdiğini göstermektedir. Bu teknik, ikon ressamları ve ahşap işçileri tarafından daha da geliştirildi ve geleneksel Rus sanatının önemli bir parçası haline geldi.

Khokhloma sanatçıları minyatürü (Fotoğraf: culture.ru)
Khokhloma, 19. yüzyılda Moskova ve St. Petersburg’daki ulusal ve uluslararası sanat sergilerinde tanıtılmıştır. 1853 yılında Moskova’daki Rusya Sanayi ve Sanat Sergisi’nde sergilenen Khokhloma ürünleri ilgi görmüş, bu başarı 1889 Paris Dünya Fuarı’nda da devam etmiştir. Paris Fuarı’nda Khokhloma sanatına verilen "Grand Prix" ödülü, bu sanatın uluslararası tanınırlığını artırmış ve Avrupa pazarına girişini kolaylaştırmıştır.
20. yüzyılda, Sovyetler Birliği’nin sanat ve kültür politikaları çerçevesinde geleneksel el sanatlarının korunması ve geliştirilmesi hedeflenmiştir. 1920’lerden itibaren Semenov ve Kovernino bölgelerinde Khokhloma üretimini destekleyen devlet fabrikaları kurulmuştur. Bu dönemde el işçiliği, sanayi üretimiyle birleştirilerek daha büyük ölçekte üretim yapılmaya başlanmıştır. Özellikle Semyonov Fabrikası, Sovyetler Birliği’nde Khokhloma üretiminin merkezi haline gelmiştir.
Modern dönemde ise Khokhloma sanatı, geleneksel üretim teknikleriyle korunmaya devam etmekte ve hediyelik eşya, dekoratif obje ve mutfak eşyaları olarak üretilmektedir. Günümüzde bu sanat, Rus kültürünün önemli bir mirası olarak UNESCO tarafından da desteklenen kültürel değerlerden biri olarak kabul edilmektedir.
Tasarım Süreci ve Yapımı
Khokhloma sanatı, geleneksel tekniklerle üretilen ahşap mutfak eşyaları, süs eşyaları ve mobilyalar üzerinde uygulanır. Üretim süreci birkaç aşamadan oluşur ve her aşamada el işçiliği ile özgün desenler oluşturulur.
Üretim, ham ahşabın işlenmesiyle başlar. Ihlamur, huş ve kavak gibi hafif ve dayanıklı ağaçlar tercih edilir. Ahşap parçalar, “bakluşi dövme” (баклуши бить) adı verilen teknikle bloklar halinde hazırlanır ve torna tezgâhında işlenerek son şekline getirilir. Kaşık, kâse, tabak ve sürahi gibi eşyalar genellikle yuvarlak formlu olduğu için torna işçiliği büyük önem taşır. İşlenen parçalar, 22-28°C sıcaklıkta 3 ila 20 gün arasında kurutulur. Kurutma süreci, ahşabın içindeki nemin azalmasını sağlayarak yüzey bozulmalarını önler.
Şekillendirilen ahşap yüzey, boyama için hazırlanır. Öncelikle astar (грунтовка) uygulaması yapılır. Astar, kil, tebeşir ve keten tohumu yağı karışımı ile yüzeye sürülerek gözenekler doldurulur. Ardından ahşap, birkaç kat keten yağı (олифа) ile kaplanarak kurumaya bırakılır. Bu işlem, ahşabın dayanıklılığını artırarak metalik efekt için uygun bir zemin oluşturur.
Ahşap yüzeyin altın rengi efekti, lüjiniye (лужение) adı verilen teknikle elde edilir. Geleneksel yöntemlerde kalay tozu kullanılırken, günümüzde bu işlem için alüminyum tozu tercih edilir. Metal tozu, keten yağıyla astarlanmış yüzeye bir bez yardımıyla sürülerek hafifçe cilalanır. Bu aşama, ahşabın parlak ve metalik bir görünüm kazanmasını sağlar.
Khokhloma süslemelerinde iki ana yöntem kullanılır. Üstten boyama (верховая роспись) tekniğinde, altın zemin üzerine doğrudan motifler çizilir. Fırçayla kırmızı, siyah ve yeşil tonlarında ince desenler uygulanır. Sanatçılar, serbest el hareketleriyle çilek, kuş üzümü, sarmaşık gibi bitkisel motifler oluşturur. Arka fon boyama (под фон) yönteminde ise desenler korunarak çevresindeki alan tamamen siyah veya kırmızıya boyanır. Bu teknik, altın rengin yalnızca motiflerde kalmasını sağlayarak güçlü bir kontrast yaratır.

Üstten boyama tekniği (Fotoğraf: culture.ru)
Desen çiziminde geleneksel motiflerin uygulanması için özel fırçalar kullanılır. Fırça darbeleriyle ince ve kalın çizgiler oluşturularak bitkisel motifler çizilir. Trawka (çimen desenleri), jagodka (meyve süslemeleri) ve kudrina (kıvrımlı süslemeler) gibi motifler, bu sanatın karakteristik unsurlarını oluşturur. Fırçaların doğal kıllardan yapılması, sanatçıların detaylı desenleri tek hamlede uygulamasına olanak tanır.
Boyama tamamlandıktan sonra, ürünler keten yağı bazlı özel bir vernik ile kaplanır. Vernikleme işlemi 3-4 kez tekrarlanır ve her kat arasında kuruma süresi bırakılır. Son aşamada ürünler, 150-160°C sıcaklıkta fırınlanarak sertleştirilir. Fırınlama işlemi, verniğin şeffaflaşmasını sağlayarak desenleri daha belirgin hale getirir ve yüzeyi ısıya, neme ve aşınmaya karşı dayanıklı hale getirir.

