Kral II. Thutmose Mezarı, Antik Mısır’ın 18. Hanedanlık dönemine ait bir firavun mezarıdır. Mısır’ın Luksor kentinde bulunan bu mezar, yaklaşık 3.500 yıl öncesine tarihlenmektedir. 19 Şubat 2025 tarihinde keşfinin duyurulmasıyla, 20. ve 21. yüzyılların en önemli arkeolojik buluntularından biri olarak kabul edilmiştir. Tutankhamun’un mezarından bu yana keşfedilen en önemli firavun mezarı olarak değerlendirilen yapı, Antik Mısır tarihine ve firavunların ölüm sonrası ritüellerine dair yeni bilgiler sağlamaktadır.
Kral II. Thutmose ve Tarihi Önemi
Kral II. Thutmose, Antik Mısır’ın 18. Hanedanı’na mensup olup, MÖ 1493-1479 yılları arasında hüküm sürmüştür. Babası I. Thutmose’un ölümünden sonra tahta geçen II. Thutmose, kısa süren hükümdarlığı boyunca Mısır’ın siyasi ve askeri gücünü pekiştirmiştir. Onun dönemi, kraliyet soy ağacı ve ardıllık süreci açısından önem taşımaktadır. Hatshepsut’un üvey kardeşi olan II. Thutmose’un ölümü sonrası, eşi Kraliçe Hatshepsut, firavunluk makamına geçmiş ve Mısır tarihinin en etkili kadın hükümdarlarından biri olmuştur.

Kral II. Thutmose’un mezarının girişi (Fotoğraf: BBC NEWS TÜRKÇE)
Mezarlık Alanı ve Mimarisi
Mezar, Luksor’daki Krallar Vadisi’ne yakın bir bölgede, Teb Nekropolü’nün Batı Vadileri'nde keşfedilmiştir. Uzun yıllar boyunca toprak altında kalan mezar yapısı, iç süslemeleri ve mimari özellikleriyle dikkat çekmektedir. Mezarın iç duvarlarında, Antik Mısır’ın ölüm sonrası inançlarını ve firavunların tanrılarla olan ilişkisini yansıtan hiyeroglifler bulunmaktadır. Özellikle “IImydwat” adlı dini metinden alıntılar ve yıldız motifleri içeren süslemeler, firavunun ölüler diyarına yolculuğunu betimlemektedir. Mezar odasında bulunan ve tavanında sarı yıldızlar bulunan mavi süslemeler, buranın bir firavun mezarı olduğunu kesinleştirmiştir.
Mezarın Keşfi
Mısırbilimciler, Tutankhamun’un mezarının bulunmasından yaklaşık yüz yıl sonra ilk firavun mezarını keşfetmişlerdir. İngiliz ve Mısırlı araştırmacılardan oluşan kazı ekibi, Kral II. Thutmose’un mezarını 2025 yılında Mısır hükümetinin izniyle gerçekleştirdikleri kazılar sırasında bulmuştur. Mezar, kraliyet ailesinden kadınların dinlenme yeri olduğu düşünülen bir alanda ortaya çıkarılmıştır. Arkeologlar, yer altı tarama teknolojileri ve jeofiziksel analizler sayesinde mezarın varlığına dair ipuçları elde etmiş ve giriş koridorunun açığa çıkmasıyla mezarın kimliği kesin olarak belirlenmiştir.

Keşfi yapan İngiliz ve Mısırlı ekip (Fotoğraf: BBC NEWS TÜRKÇE)
Kazı ekibinin saha direktörü Dr. Piers Litherland, tavanın bir kısmının hâlâ bozulmamış olduğunu ve bu bölümde sarı yıldızlarla süslenmiş mavi renkli bir tavan bulunduğunu ifade etmiştir. Sarı yıldızlarla süslenmiş tavanlar yalnızca firavun mezarlarında bulunduğu için, mezarın firavuna ait olduğu kesinleşmiştir.
Keşfin duyurulmasının ardından, dünya basını olayı büyük bir arkeolojik atılım olarak değerlendirmiştir. Mezarın, Tutankhamun’un mezarından sonra ilk defa eksiksiz bir firavun mezarı olarak ortaya çıkması, uluslararası akademik çevrelerde yankı uyandırmıştır. Bu durum, hem Antik Mısır araştırmalarına yeni bir boyut kazandırmış hem de Luksor’un turizm potansiyelini artırmıştır.
Mezarın Korunması ve Restorasyon Süreci
Mezar, bulunduğu andan itibaren titiz bir restorasyon sürecine tabi tutulmuştur. Arkeologlar, mezarın yıllar içinde meydana gelen doğal tahribattan etkilendiğini belirtmektedir. Özellikle Luksor bölgesindeki iklimsel koşullar, mezarın korunmasını zorlaştıran unsurlar arasında yer almaktadır. Uzmanlar, mezar içindeki yazıtları ve duvar resimlerini orijinal haliyle koruyabilmek için özel yöntemler kullanmaktadır.
Özetle, Kral II. Thutmose’un mezarının keşfi, Antik Mısır tarihine ışık tutan bulgulardan biri olmuştur. Bu keşif, firavunların defin ritüelleri, dini inanışları ve mezar mimarisi hakkında veriler sağlamaktadır. Gelecekte yapılacak araştırmalar, mezarın içeriği ve firavunun yaşamına dair daha fazla ayrıntıyı gün yüzüne çıkarabilir. Bu tür arkeolojik keşifler, Antik Mısır’ın bilinmeyen yönlerini anlamamıza katkı sağlamaya devam etmektedir.


